Her sabah olduğu gibi okula gitmek için yatağından kalktı. Güneş adeta uyan dercesine yüzüne vuruyor, kuşlar hiç durmadan ötüyordu. Avuç içleri ile gözlerini ovdu. Yataktan yavaşça kalktı ve yüzünü yıkamak için lavaboya yöneldi. Burnuna annesinin yaptığı nefis çikolatalı kurabiye kokuları geliyordu. Annesi Jennifer'ın en çok bunları sevdiğini iyi bilir ve sabahları onun için yapardı. Jenniffer odasına geri döndü ve aynanın karşısına geçti. Masanın üzerinde duran tarağı aldı ve saçlarını taramaya başladı. Altın rengi saçları beline kadar uzanıyordu. Süslenmeyi sevmezdi pek. Hazırlandı ve aşağı indi. Annesi masanın sol tarafında, duvarın yanında oturuyor, bir yandan çay içerken diğer yandan gazetesini okuyordu. Jennifer'ın babası o çok küçükken bir uçak kazasında hayatını kaybetmişti. Kendisi başarılı bir pilottu ancak eğitim uçuşu sırasında motorun alev alması sonucu kaza gerçekleşmişti. Jennifer annesinin karşısına yerleşti. Koca bir bardak süt ile bir tabak kurabiye onu bekliyordu. Iştahla yemeğe başladı. Annesi bir yandan gülüyor bir yandan da yavaş yemesini söylüyordu. Jennifer'ın annesi Bayan Desmond sevimli, cana yakın biriydi. Kocasının ölümünden sonra hiç evlenmedi. Yerel bir gazetede muhabirlik yapıyordu. Jennifer kahvaltısını bitirdi ve hızlı bir şekilde masadan kalkarak giriş koridoruna yöneldi. Yerde duran çantasını aldı. Son kez eksik bir şeyler olup olmadığını kontrol etti. Servisi az sonra gelecekti. Annesiyle vedalaştı ve evden çıktı. Onun için yine sıkıcı, saçma bir gün olacaktı. Servisi beklediği köşeye doğru yürümeye başladı. Bir kaç dakika sonra köşeye geldiğinde servisin de gelmekte olduğunu gördü. Servise bindiginde en arkadaki boş koltuğu gözüne kestirmişti bile. Seri adımlarla arkaya yöneldi. Pek konuşkan biri sayılmazdı. Bu nedenle pek fazla arkadaşı yoktu. Her gün serviste yalnız gidip gelirdi. Kısa bir yolculuğun ardından okula gittiler. San Luis Orta okulunda son sınıf öğrencisiydi. Servisten indi ve yavaş adımlarla okula girdi. Giriş kapısından ilerledi ve sola döndü. Dolabının önüne geldiğinde cebini yokladı. Anahtarı yoktu. Aklına anahtarı masanın üzerinde bıraktığı geldi.
- Kahtersin!
Dolabından uzaklaştı ve sınıfa doğru yöneldi. Arkasını döndüğü an biri ile çarpıştı. Zorlukla tuttuğu kitapları her tarafa dağılmıştı. İçinden bu günün ne kadar kötü gidebileceğine dair bir şeyler düşünecek fırsatı dahi olmadan o sesi duydu:
- Özür dilerim benim hatam önüme bakmadım.
Kime aitti bu ses. Kafasını hafifçe kaldırdı. Saçları yüzünü kapatsa da konuşanı görmekte zorlanmadı. Nefesi kesildi. Tek kelime dahi edemedi. Bu Jack Russell mıydı?
Jack okulun basketbol takımının kaptanıydı. Geniş bir çevresi vardı. Mavi gözlü, hafif esmer ve can alıcı bir gülümsemesi vardı. Jennifer hareket edemese de bir cevap vermesi gerektiğini biliyordu.
- Ben de daha dikkatli olmalıydım.
Neydi şimdi bu? Jack hafifçe gülümsedi ve kitapları toplanmasında jennifer a yardım etti. Daha sonra arkadaşları ile gözden kayboldu. Jennifer bir kaç saniye daha hareket edemedi ancak ders zilinin çalması ile kendine geldi. Sınıfına gitti ve cam kenarına, ortadaki sıraya oturdu. Sırada yalnız oturuyor, derslerde pek fazla konuşmuyordu. Öğle yemeklerini ayrı yiyor, çoğu zaman sınıfta kitap okuyordu. Bugün de diğer günlerden farksızdı. Akşam eve giderken yürümek istedi. Okuldan çıktı ve evine doğru yürümeye başladı. Telefonunu çıkarttı. Kulaklığını taktı ve bir müzik açtı. Yaklaşık yarım saatlik bir yürüyüşün ardından eve geldi. Annesi hala iş yerinde olacaktı ki evde kimse yoktu. Içeri girdi. Annesi bir şeyler hazırlamış ve dolaba koymuştu. Jennifer biraz bir şeyler atıştırdı ve mutfaktan çıktı. Üst kata çıkan merdivenlerin önüne geldiğinde gözüne bir şeyler çarptı. Merdiven korkuluklarının başlangıcında bir not vardı. "Gördüğün her rüya gerçek olsaydı ne yapardın? " Notta yazanlara anlam veremedi. Nereden gelmişti bu not? Kim yazmıştı bunu? Annesinin yazdığını düşünerek yukarı çıktı. Odasına geçti ve kitap okumaya başladı. Yaklaşık bir saat kadar olmuştu ancak garip bir şekilde gözlerinin kapandığını fark ediyor, önüne geçemiyordu. Yavaşça kitap elinden yuvarlandı ve yere düştü. Jennifer uykuya daldı. Ve her şey yeni başlıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON RÜYA
FantasiaYa gördüğünüz rüyalar gerçek olsaydı... Jennifer okuldan eve geldiği gün o notu görene kadar sakin, sıkıcı, yalnız bir hayat yaşıyordu. O gece gördüğü rüya hayatını değiştirdi...