Yıldızlarını kaybetmesi için gökyüzüne sahip olması gerekmezmiş insanın. Yeryüzündeki yıldızlarını da kaybedebilirmişsin. Gökyüzüne baktığında uzanmak istediğin o yıldızlar, yeryüzündeyken dahi bir o kadar ırak olabilirmiş sana.
Bilemezmişsin.
Yeryüzündeki o yıldızları görmek için gece olması gerekmezmiş. Şayet güneşi doldurabiliyorsan yüreğine tam da yamacında olabilirmiş yıldızların. Günlerin, ayların ve yılların; tüm zaman dilimi eğilebilirmiş nasırlı ayaklarının dibinde. Sen, zamanı yönetebilirmişsin. Yıldızlarını avucunda toplayabilir, saçlarının tellerine bağlayabilirmişsin onları. İşte o zaman, saçların dahi aykırıymış vârlığa- olamazdı vârlığına-. Dökülmeyi reddederlermiş. Uzatırmışsın, fazla ve daha fazla. Rapunzel olmayı hayal edebilirmişsin, kuleye mahpus edileceğini bilmeyerek.
Bilebilir miymişsin?
Yıldızlarını her bir tanesinden, özünden öpebilirmişsin. Sana uzanacak beş değil, sonsuz kolları olurmuş işte o vakit. Biçimlerini ancak yüreğinle görürmüşsün. İşitebilirmişsin aydınlıklarını.
*ay-dınlıklarını/
Sana ayı geri veremezler bugün.
Tüm yıldızlarını hâkimiyetinin ve kudretinin ışığı olmaları için ikna edebilir, ayı geri alamazmışsın.
Güneş vâr olamamış hiçbir
zaman, ona yıldız dememeliymişsin.
O neden gelmedi? Gitti mi sahi?
Vâr olmayan nasıl gidebilirdi?Sana güneşi geri
veremezlermiş bugün.*gün-eşi/
Sana günlerini geri
veremezlermiş bugün.Gökyüzüne ulaşmaya çalışırken yeryüzünü mahvetmişsin. Yıldızların, sonsuz şifâlarını senin yutağından geçirmek istemişler. Korkmuşsun. Onları ilk görüşte beş odacıklı sanacak kadar küçükmüşsün o gün, küçük düşmüşsün. Soluklarına katabileceğini sanmışsın. Ciğerlerin ölümsüzlüğü tatmalıymış.
Omzun ağrımış, omuzların.
Kaç bin yıldız bindirdin omuzlarına? Kaç bin yıldız öldü kollarında? Kimi sevdin en çok? Öfken varlığının hemhâl olamamış yanına mıydı? Suallerine karşılık olan cevaplarını gökyüzünde mi aramalıydın?
Yanlış yerdeymişsin.
*yan-lış/
Tüm yanlışlarına yanmalıymışsın, elemin ve ızdırabın körüklemeliymiş ruhunun pençelerini. Kaç bin yıldız daha öldü bu gece? Sustun mu hakikaten? Karanlığı sevmeliymişsin.
Karanlığı hiç sevmemişsin.
Suratında beliren tüm o neşe, yıldızlardanmış. Sen yeryüzünü, gökyüzü sanmak istemişsin. Ulaşamayacağını bilerek ulaştığın o adımları kapana kıstırmakmış gayen.
Hâlbuki ulaşmak
için yürekmiş gereken.Bilebilirmişsin.
Yıldızları öldürdün.
İnsanları öldürdün bu gece,
inandığını sandıklarını.Kaç insanı sığdırmışsın yüreğine? Kaçından akan o kanla yıkamışsın yüreğini? Yüreğinin o münezzeh şahsiyetinin açıkça olan sahteliğini alemin hangi insanı duyarsa duysun o dudaklar aralanırmış.
Sen tüm bir insanlığın
o iki dudağını birbirinden
ayırabilecek kadarsın.Hangi soruma cevap vereceksin?
Dudakların ebediyete kadar
lâl olmanın hükmünü sürecekmiş.Çünkü sen, yıldızlarını kaybettin.
Gel gör ki tüm kayıpların
arşı delecek derecedeydi.Tüm insanların öldü,
hiç ulaşamadığın ay ve
hiç vâr olamamış güneşin.fakat;
ama;
lakin;
ancak;
sen hâlâ
yıldızlarının
peşindesin.Ben Sophie,
sevgiyle kalın.220522.