5 -Bir Adet Kırık Kol-

1.3K 78 8
                                    

Multiplayer'deki şarkıyla birlikte okuyun :)

İyi Okumalar...

''Ah. Durun. Dokunmayın o bölgeye. Çok acıyor!'' diye bağırdım acıdan.

''Hanımefendi eğer kıpırdarsanız daha da çok acır. Lütfen kırılan kolunu alçıya almamız için biraz da yarım edin.'' dedi, kırılan kolumu alçıya almaya çalışan sabrı taşmış doktor.

''Nasıl kıpırdamam? O kadar acıtmayın sizde.'' dedim, doktor kadar en az bende sabrı taşmış bir şekilde.

******* 1 SAAT ÖNCE *******

Çarpışan arabalarda Sude, Dilara, Mavi gözlü ve yanındaki kız bana doğru gelmeye başlayınca bende korkup, güvenlik için olna emniyet kemerini çıkarttım. Ve çarpışan arabadan hızla dışarı çıktım.

Onlara, ''Bana bu kadar adrenalin yeter!'' diye bağırdım. Bilirsiniz, yüksek sesli müzik dedikleri bir şey çalıyordu. Oyun alanından çıkmak için hızlı adımlara yürüyordum. O sırada bana doğru gelen mavi gözlü çocuğu, adını hala bilmiyorum, fark etmemiştim.

Mavi gözlü çocuk bana 'şaka olsun' diye çarpışan arabasıyla çarptıktan sonra yere düşüp kolumu kırmıştım. İlk başlarda kolum uyuşmuş gibiydi, daha sonra ise, acıdan yerde kıvranıyordum. Sude, Dilara, mavi gözlü çocuğun yanındaki kız çarpışan arabalardan inmiş benim yanıma gelmişlerdi.

Mavi gözlü çocuk da arabasından inmiş bana pişmanlık dolu gözleriyle bakıyordu.

Sonra Alperen denen çocuk ortalıkta görünmemişti. Ardından mavi gözlü çocuk ortadan Alperen gibi kaybolmuştu. Dilara hızlı düşünüp beni hastaneye götürmelerini gerektiğini söyledi diğer kızlara.

Olduğum yerden kalkarken o kadar çok bağırmıştım ki, yürürken bile kolum acıdığı için hem yüzüm şekilden şekle giriyor hem de bağırıyordum. Mavi gözlü çocuğun yanında olan hala adını bilmediğim kız, taksi çağırmak için bizden önce caddeye çıkmıştı.

O sırada yoldan geçen bizim yaşlarımızda bir çocuk, bizim bu perişan halimizi görüp yanımıza geldi ve yardıma ihtiyacımız olup olmadığını sordu. Benim yardıma ihtiyacımız olmadığını söylememe rağmen Sude ve Dilara 'evet' dediler.

Çocuk bir elini belime, diğer elini de bacaklarımın altına koyup benim kucağına aldı. Ben çırpınmaya çalışmıştım ama çırpınınca kırılan kolum daha da fazla acıyınca çırpınmayı bıraktım. Bu sefer, ''Bak bırak beni.'' , ''Ben yürüyebiliyorum.'' demeye başladım.

''Fazla kıpırdarsan kolun daha da çok acır.'' dedi, beni kucağında taşıyan çocuk.

''Beni indir. Ben yürüyebiliyorum.'' dedim, artık benim söylediklerimi takmamasından sıkılmış sesimle.

Kafasını nihayet bana doğru çevirip yüzümü inceledi. Ben de onun yüzünü incelemeye başladım.

Gri tonlarında göz rengi vardı. Karanlığın rengindeki saçlarıyla gözleri harika gözüküyordu. Dudakları ne dolgun ne de inceydi. Elmacık kemikleri hafifçe belirgin olmasına rağmen yüz hatlarına uyuyordu. Sempatik ve çekici görünüyordu.

Beni yavaşça indirip taksinin koltuğuna oturdu. Biliyorum ona teşekkür etmem gerekiyordu, ama benden önce davranıp kızlar çocuğa teşekkür ettiler.

Çocuk taksinin kapısından içeri kafasını sokup bana baktı ve, ''Bir daha koluna dikkat et.'' dedi, göz kırparak. Sessizce, ''Peki. Teşekkürler.'' dedim, mırıldanıp. Duyduğundan şüpheliydim ama bana bakıp kafasını salladı ve tebessüm edip kafasını taksinin dışına çıkardı.

SİYAH  TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin