music to watch boys to

1.3K 108 133
                                    

Mat renk siyah ojelerle kaplı tırnakları, gitar telinin üstünde bir yukarı bir aşağı kayarken doğru ritmi tutturmaya çalışıyor fakat her defasında uyumsuzluk hissedip derin bir nefes alıyordu. Ancak sonuç hiç değişmiyordu, yine çalıyor, yine yapamıyordu.

Bir kere daha denedi Jeongin, siyah saçları gözünün önüne gelince parmakları ile hafifçe ittirdi ve gitara yeniden yöneldi.
Gözleri kapalı, ezbere çalıyordu her bir notayı, belki böylesi daha doğru olur düşüncesi ile hissettiği gibi çalıyordu.
Çaldı, çaldı... sonunda dayanamayıp gitarı sertçe yere bıraktı, ardına bile bakmadan stüdyodan çıkıp kapıyı kilitleme zahmeti bile duymadan sokakta sinirle yürümeye başladı.

Son zamanlar hep böyleydi Jeongin, eskisi gibi şarkılar yazıp gitar çalmayı arzuluyor fakat parmakları sanki onun tam tersini istiyormuşçasına Jeongin'e tezat davranıyordu. Notaları tuttursa sözleri ayarlayamıyor, sözleri ayarlasa notaları tutturamıyordu. Bir yerden tutuyor ve bir yerden parçalıyordu ancak asla sebebini bulamıyordu.

Sırf müzik kariyeri için okulunu bırakmış, kendisine bir stüdyo açıp birçok öğrenci okutmuştu, beş senelik stüdyonun adını duyurduktan sonra sanatçı bile çağırmıştı stüdyosuna fakat şimdi ne öğrenci kabul ediyordu ne de kendisi doğru dürüst müzikle ilgilenebiliyordu. Belirli bir sebebi var mıydı, bilemiyordu. Ne zaman başlamıştı kariyerindeki gerileme? Ne zaman şarkı sözlerinin konusunu doğadan ve insanların hissettiği çeşitli duygulardan ayıklayıp yalnızca aşka çekmişti?

Hızlı ve sinirli adımları aniden yavaşladı ve gece ışığı yüzünü aydınlatırken sokağın ortasında durdu.
Kimse yoktu. Ne insan ne hayvan ne de bir araba, hiçbir şey yoktu.
Sadece aklına gelen adam ve kendisi vardı bomboş sokakta,
O bomboş sokakta sadece Hwang ve kendisi vardı.

Jeongin hayatı boyunca aşktan uzak durmuş, kendi kuralları ile büyümüş bir insandı. Başka insanları genelde önemsemez, hep de kendisi için yaşardı. Bir bakıma insan yoktu hayatında, birileri ile arkadaş oluyordu fakat ona karşı ne bir sevgi ne de bir nefret hissetmiyordu, karşısındaki kişiyle o an konuşuyor sonrasında yıllarca görüşmese bile umursamıyordu.

Jeongin, genel olarak insanlara karşı böyleydi çünkü içerlerde bir yerde hep aynı şey onu durduruyordu.
On yaşında yanlışlıkla büyüyen içindeki çocuk, onun insanlara güvenmesini, onlara bağlanmasını engelliyordu. O, annesinin bile terk ettiği bir çocuktu, dışarıdaki insanlar kesinlikle terk edecekti o zaman.

Ama şimdi bu sokakta öylece durmasını sağlayan şey kimsesizliği veya güvensizliği değildi, işin karmaşık yanı da budur ki; Jeongin artık birisine karşı olumlu duygular hissediyor, birisine güveniyordu.
Hiç ummadığı bir anda, beş sene önce stüdyoya giren uzun saçlı çocuk Jeongin'in içindeki kimsesiz çocuğa ulaşmayı başarmış ve resmen ayarlarıyla oynamıştı.

Peki nasıl olmuştu bu? Jeongin öylesine izin mi vermişti Hwang denen adamın içine işlemesine, bir anda tüm kurallarını ve yalnızlığını geride bırakıp mı kabul etmişti Hwang'ı?

Hayır. İlk önce ondan da uzak durmuştu Jeongin. Stüdyoya girdiği an, gitarını çıkartıp "bu gece burada kalabilir miyim?" diye kendisine soran gençten uzak durmuştu.
Ancak Hwang'ın gece orada kalmasıyla değişmişti her şey, sadece uyuyup uyumadığına emin olmak istediği için odaya girmiş ve uyumadığını görünce çok ufak bir sohbet başlatmıştı. Fakat ufak sohbet ilerlemiş, konu konuyu açmış, Jeongin ilk defa annesi dışında bir insanla konuşurken bu kadar gülmüştü.

Gülmüştü. Tam o anda da güldüğünü fark etmişti. Hwang, heyecanla bir şeyler anlatırken bir anda yüzü düşmüştü Jeongin'in. Nasıl olmuştu? Karşısındaki sarışın adamla konuşurken eğlenmiş ve utanmadan, dilediği gibi konuşabilmiş miydi? Sorguladı ve devam etti, Hwang, onun yüzünün düştüğünü görünce sormadan edemedi.
Jeongin o sırada geçiştirdi ve içten içe kendini yiyip bitirdi.

salvatore - hyunin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin