[3] Geride Bırakılanlar

36 14 5
                                    

[🎶- Je Te Laisserai Des Mots]

27 Kasım 1941- Avustralya:

"İkmal çadırları saldırıya uğramış."

"Tekrar ediyorum ikmal çadırlarımız saldırıya uğramış! Elliden fazla ölü olduğu söyleniyor. İçlerinde hemşire ve hasta bakıcılar da varmış."

"Ne?! Bu imkansız. Daha yeni o bölgenin yakınını temizledik. İkmal çadırları ormanın kuzey kısmındaydı. Görünmemesi ve saldırıya uğramaması için o kadar önlem almıştık."

"Kuzey ikmal bölgesi demek... Orada kardeşin Clarie yok muydu yüzbaşı?"

'Bir dakika ne? Kuzey ikmal bölgesi mi dediniz siz az önce? Orada Clarie var. Kardeşim hemşire Clarie var!'

"Yaralılar arasında olabilirmiş. Hatta belki de artık hayatta olmayabilir."

'Gitmeme izin verin General. Bu çok önemli bir durum. Hiç değilse yaşıyor olabilir. Onun ölüsünü ya da dirisini getirmeliyim.'

"Görev yerini terkedemezsin Yüzbaşı. Bir grup asker gönderdik zaten, düşman kuvvetleri tarafından ikinci bir saldırı gerçekleşebilir. Önemli askerlerimizi kaybedemeyiz."

'Yalvarmaktan nefret ediyorum fakat durumun ciddiyetinin farkında olun General. Kız kardeşimin hayatı söz konusu. Bu yüzden size yalvarırım izin verin gideyim.'

"Hayır yüzbaşı bir kez daha üstelersen ceza alacaksın şimdi derhal bölüğüne dön ve astların hakkında rapor ver."

'SİKEYİM!'

'Pekala. Emredersiniz General Phyton.'

(.)

Bölüğüne döneceğim demişti ancak dönmemişti yüzbaşı. Gözden kaybolana dek düz yolda yürümüş sonrasında yönünü değiştirmiş ve saldırıya uğramış ikmal çadırları bölgesine adımlamıştı. Silahını kavrayan parmakları ağrımış, eklemleri renk değiştirmişti.

Fakat o bunu umursamıyordu. Ağladı ağlayacak halde dua ediyor hayatında kalan son kişiyi kaybetme korkusu içerisinde ilerliyordu.

'Tanrım Clarie'mi koru. Zarar görmesine izin verme.'

'Ona bunu yapanları öldüreceğim. Soysuz itler sıradan bir sağlık ocağına zarar verdiler. Canlarını alacağım, hemde öyle acılar çekmelerini sağlayacağım ki, canlarını almam için yalvaracaklar.'

'Dayan Clarie, lütfen ölmemiş ol. Yaşıyorsun, yaşayacaksın sana inanıyorum.'

(.)

"Y-yardım edin..."

"..."

"M-mektup. Onu bana uzatın-n."

"Yardım edin, hareket e-edemiyorum."

"..."

"Neredesin ağabey? A-albert?"

"S-seni görebiliyorum b-bu gerçek mi?"

'Küçük kardeşim... elinden geleni yaptın, artık beni takip etme zamanın geldi.'

"N-neden gittin ağabey? Daha bana yolladığın mektubu bile o-okuyamadım."

"Bizi bırakmadın değil mi? Ö-önemli sebeplerin vardı ağabey öyle değil m-mi?"

"Biri kağıdı uzatsın l-lütfen."

'Clarie!'

'CLARİE NEREDESİN?!'

"Bura-da, buradayım ağabey."

HayalperestHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin