Gözlüğünü çıkarıp merkeze girerken bir yandan da Çin'de yaptıklarını kafanda sıraya koyuyordun.
Önce sizin bürokratları ve siyasileri tehdit edenleri bulmuş ellerindeki belgeleri almıştın. Ardından onların siyasileri hakkında önemli belgeleri ele geçirmiştin. Daha sonra Kuzey Kore ile el altından yaptıkları anlaşmanın aslını ele geçirmiş ve son olarak da Çin İç ve Dış İşleri bakanlıklarına dinleme cihazı yerleştirmiştin.
Eh 1 ay içinde oldukça fazla işi hallettiğine göre bu ay verecekleri maaşı ona göre düzenleyebilirlerdi. Sonuçta aylardır üç ekibin yapamadığı işi sen 1 ayda halletmiştin.
"Naber Minseokiki?" Keyifli bir şekilde gülümseyip arkadaşının yanağından bir makas aldın. "Ne oldu beni özlemedin mi yoksa?" Kaşlarını kaldırıp karşında üzgün gözler ile sana bakan adama baktın. Operasyondan her döndüğünde seni karşılamayı kendine görev edinmiş olan en yakın arkadaşlarından olan Minseok öncekilere kıyasla fazlasıyla üzgün ve depresif duruyordu.
"Başkan seni görmek istiyor." Boğazını temizledikten sonra gözlerini kaçırarak konuşan Minseok'a ister istemez kaşlarını çatmıştın.
"Bana bak neyin var senin? Suri'ye bir şey mi oldu niye keyfin yok?" Elini Minseok'un omzuna yaslayıp hafifçe sarsarak konuştuğunda arkadaşın derin bir nefes alıp kafasını sallayarak seni onayladı.
"Tartıştık biraz. Evlilik işini yine ertelemek zorunda kalacağım dedim sinirlendi." Duyduğun şeyle ağzından bir şaşkınlık nidasının çıkmasına engel olamamıştın.
Suri, Minseok'un 6 yıllık sevgilisiydi. Ikili 3 yıldır nişanlı olmasına rağmen bir türlü evlenemiyordu. Sebebi de belliydi gerçi. Minseok ne zaman evlilik hazırlıklarına girişse yeni bir göreve çıkıyordu.
"Hadi lan? Ne diye peki? Bu sefer kesin dememiş miydi başkan? Göreve çıkarmayacaklardı seni."
"Bu seferki başka. Yoksa zaten kabul etmezdim. Seni de çağırıyor bir an evvel yanına git." Kafanı sallayıp arkadaşını onayladın ve omzunu pat patlayıp asansöre doğru ilerledin.
Başkan Minseok'a verdiği sözü bile bozduysa demek ki ciddi bir operasyon söz konusuydu. 9. Katı tuşlayıp beklemeye başladıktan kısa süre sonra asansör bir 'Ding' sesi ile durmuştu.
"Dönmüşsün! Nasıl geçti görev?" BaekHyun daha sen kata iner inmez koştura koştura yanına geldiğinde gülümsedin.
"Bir ay içinde 3 ekiplik iş yaptım Baekkie. Sence nasıl geçmiş olabilir?" Hafif egoist bir tavırla konuştuğunda BaekHyun kıkırdamıştı.
"Tamam güzelim tamam en iyisi sensin." Konuşurken bir yandan da Başkanın ofisine doğru yürüyordunuz.
"Bu yeni operasyonla ilgili bir şey duydun mu BaekHyun? Başkan, Minseok'a verdiği sözden bile dönmüş." Sorduğun soruyla birlikte BaekHyun'un yüzü de Minseok gibi bir hâl aldığında iyiden iyiye içine kurt düşmeye başlamıştı. Minseok'un moral bozukluğu sadece Suri değildi anlaşılan.
"Başkan seni bekliyordur. Sen gir sonra konuşuruz." BaekHyun'dan aldığın kaçamak cevap şüphelerini iyice desteklediğinde sıkıntılı bir nefes aldın. Merkezde olan biten herhangi bir şeyden BaekHyun'un haberinin olmaması imkansızdı. Senin hakkında senin bilmediğin şeyleri bile bilen arkadaşın şimdi sana ötmemek için lafı resmen çeviriyordu.
"Kaçıyorsun. Kötü bir şey var değil mi?"
"Benden duyma işte kızım ya. Gir içeri Başkan anlatacak sana." Bıkkın bir nefes alıp ofisin kapısını çaldın. Içeriden onaylayan sesi duymadan evvel de BaekHyun'a tehditkâr bir ses tonu ile kızmıştın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Operasyon [Oh Sehun OC]
FanfictionÜlkenin tüm bürokrat sınıfını ayağa kaldıran rehin alma haberi duyulduğunda ayağının tozu ile Çin'deki görevinden henüz dönmüştün. Ajan Oh Sehun, eski sevgilin, elindeki önemli belgeler ile Kuzey Korede rehin alınmıştı ve onu senden başkasının sapa...