Babamın sesi hoparlörde yankılandı, "Tamam, kıza zarar vermeyin. Yarın saat 21.00 da paket elinizde olur. Paket gelince de kızı bırakacaksınız." Ve arama sonlandırıldı.
Adam şaşırmış yüzüyle bana döndü, "Baban seni ne kadar da seviyor böyle, galiba seni dinleyip ağabeyini kaçırmamız gerekiyordu." Kahkahalar eşliğinde arkasını dönüp gittiğinde mırıldandım.
"Beni dinleyen var mı ki?"
***
Ertesi gün akşam saatlerinde depoya babamın adamları geldi ve beni kaçıran adamlara bir paket verip beni bırakmalarını sağladılar.Adam ellerimi çözünce ellerimi ovarak sandalyeden kalktım her yerim uyuşmuştu. Depodan çıkınca babamın adamlarından biri bir porche'nin şoför koltuğunda oturuyor diğerinde yolcu kapısını açmış beni bekliyordu. Adam yolcu koltuklarını göstererek,"Efendim buyrun,sizi eve bırakalım." dedi. Ama ellerimi ovmaya ve esnemeye devam ederek konuştum,"İn arabadan."
Kapıyı tutan adam,"Efendim biz bırakalım siz-"
Adamın sözünü keserek "İn arabadan." dedim, gözlerimi üzerine dikerek. Adamlar kısa bir an bakışsa da şoför koltuğunda ki adam inip diğerinin yanına gitti. Porche'nin şoför koltuğuna geçip çalıştırarak sokaktan son hızla ayrıldım.
Araba, tek sığınağım tek rahat ettiğim uçurum kenarına geldiğinde, arabadan inip kendimi yere bıraktım. Ellerimi başımın altına koyarak yıldızları seyretmeye başladım. Burası her gün geldiğim tek evimdi benim için. Burada ağlar kendimi dinler, bağırır,uyur, düşünür ve en çokta huzur bulurdum. Beni kimsenin duymayacağını bilerek yıldızlara doğru konuşmaya başladım."Geçen sefer verdiğim sözleri tutmaya başlıyorum galiba.
Asla umursamıyorum artık. Daha rahatmış böylesi. Asla ağlamıyorum artık. Gerek yokmuş meğer. Asla kimseye karşı yumuşak değilim artık. İncinen ben olmuyorum böylece.""Ne zaman dönüşeceğim? Lütfen artık bir şeyler olsun. Lütfen. Yoksa lanetli falan mıyım? Asla abim gibi olamayacak mıyım?" En çok bundan korkuyordum galiba. Ya lanetliysem? Babam bu sefer ne yapardı? Ya da herzaman ki gibi hiçbir şey yapmaz mıydı?
İnsan ırkı evrende sadece onların soyunun yaşadığını sanardı. Herkes gibi,tüm evren gibi.Ama yanılıyorlardı. Biz bunun asla doğru olmadığının kanıtıydık.
İnsanlar; Adem ve Havva'nın soyundan gelirlerdi. Onların çocuklarının soyundan.
Karasiller;Adem ve Lilith'in soyundan gelirlerdi. Onların dünyaya yayılan yasaklı, lanetli çocuklarının soyundan. Karasil Soyu'nun saklı kalması çok normaldi çünkü tüm evrende Karasil Soyundan gelen sadece 5 aile vardı 5 safkan aile. Bunlar; Karaslan ailesi, İs ailesi, Alemdar ailesi, Darksky ailesi ve Vasilyev ailesiydi. Dünyanın her bir yanına dağılmış ve soyumuzu kimsenin öğrenemeyeceği şekilde yaşıyorduk. Tabii evrende yaşayan bir soy daha vardı. Her şeyi bilen, herşeyi gören, ve herkesten haberdar olan soy: Melekler.
Melekler bizim soyumuzu hiç sevmezlerdi. Sonuçta biz yasaklı, lanetli olanlardık ve onlarda en kutsal olanlar.
Melekler kendi aralarında ayrılıyordu ama kesin olarak bilemiyorduk.
Baş meleklere ve koruyucu melekler olarak ayrıldıkları bir gerçekti. Baş melekler dünyayı kontrol ediyor ve düzeni sağlıyorlardı. Ve Baş meleklerin hepsi kendi bölgelerinden sorumlulardı. Bilinen 7 tane Baş melek vardı ve bunların birleşip her şeyi kararlaştırdıkları bir de konsey. Koruyucu melekler de adı gibi görevli oldukları yada önemli olan insanları korkuyorlardı. Bilgimiz bu kadardı ama daha fazlası olduğunu biliyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lilith Efsanesi
FantasyBabamın sesi hoparlörde yankılandı, "Tamam, kıza zarar vermeyin. Yarın saat 21.00 da paket elinizde olur. Paket gelince de kıza bırakacaksınız." Ve arama sonlandırıldı. Adam şaşırmış yüzüyle bana döndü, "Baban seni ne kadar da seviyor böyle, gali...