1 yıl sonra
Yürümeye yeni yeni başlamıştım. Geçici felç beni uzun süre etkilemişti. Hala tam olarak yürüyor sayılmazdım. Touya ile o günden beri ne konuşmuş ne görüşmüştük. Onu sadece haberlerde görüyordum. Çok yakın olduğun biriyle yabancılara dönüşümek ne kadar berbat bir şeydi bunu öğrenmiş olmuştum. Onunla ne kadar iletişime geçmeye çalışırsam çalışayım bunu başaramadım.Shouta beni her gün ziyarete geliyordu ama onun yüzüne bile bakmak istemiyordum. Utanıyordum. Onun arkasından iş çevirmiş gibi hissediyordum ve bu beni mahvediyordu. Shouta ise ilk başlarda bir şeylerden şüpheleniyor gibiydi. Bana beni buraya getiren kişiyi sorup duruyordu ve sürekli bu konunun üstünde duruyordu. Bunu o kişiyi bulup teşekkür etmek için yapmadığını biliyordum.
Keigo ise gelebildiği zamanlarda sürekli geliyordu. Onunla da konuşmuyordum ama en azından yüzüne bakabiliyordum. Beni iyi hissettirmek için çok uğraşıyorlardı. Ama ne yazık ki onlara karşılık veremiyordum. İçimde sürekli bir boşluk vardı ve dolmuyordu.
Yumi ise bu durumumu fark etmiş ve beni Touya ile buluşturmak için bir sürü araştırma yapıyordu. Polislerin bile bulamadığı bilgileri bulabileceğine karşı bir inancım yoktu bu yüzden umutsuzdum.
~~~~~~~~~~~~~
Gece olduğunda yine odamda yalnız kalmıştım. Kendi kendime oturuyordum. Hemşire az önce serum takmış ve odadan çıkmıştı. Yani bir süre sonra çıkarmak için tekrar gelecekti bense o zamana kadar yalnız başıma oturmanın keyfini çıkarıyordum.
Birkaç dakika sonra telefonumun çalması ile dikkatim dağıldı. Yakınımdakiler konuşmadığım için beni artık aramıyordu bu yüzden garip gelmişti. Bilinmeyen bir numaraydı ama açtım.
?: Alo? ALO? Y/n?
Tabi ki de sesi tanımıştım. Bu Touya idi.
Y/n: T-touya sen misin?
Touya: Y/n hemen çık o hastaneden. HEMEN. Bizi öğrendiler. Shigaraki çok sinirlendi. Galiba kaf ucurduğumu da zannetti. Çabuk çıkıyor oradan ve güvenli bir yere git.
Son sözlerini beynim algılamamaya başlamıştı. Sanki uyumuştu. Sonrasında ise yavaş yavaş gözlerim kapandı. Touya ise telefondan benimle konuşmaya çalışıyordu.
Touya: Y/n CEVAP VER. İYİ MİSİN!!
~~~~~~~~~~~~
Uyandığımda bir sandalyeye bağlanmıştım. Karşımda kötüler birliğinin ana üyeleri duruyordu.
Shigaraki: Uyandı sonunda.
Toga: AAAA çok tatlısın. Shigaraki onun kanından alabileceğim değil mi?
Shigaraki: Alırsın alırsın sadece sabret
Shigaraki bana doğru döndü. Özgünlüğümü ki kullanmaya çalıştım ama işe yaramadı. Büyük ihtimalle özgünlük engelleyici iğnelerden kullanmışlardı.
Shigaraki: Ee bu Dabi şerefsizi sana neler öttü bakalım.
Y/n: Hiçbir şey
Shigaraki kaşlarını çattı ve bana doğru bir adım attı. O sırada Twice içeri girip kapıyı işaret etti. O sırada kapıdan içeriye Dabi girdi. Direk olarak bana baktı. Özür diliyormuş gibiydi.
Shigaraki: Sevgilini kurtarmaya mı geldin?
Touya: Her şeyi yanlış anladın. O benim villain ben de onun kahraman olduğunu bilmiyordum. Öğrenince de ayrıldık zaten.
Shigaraki: sen çocuk mu kandırıyorsun? Oh biz farklı cephelerdeymişiz o zaman ayrılalım. Kim böyle bir muhabbete girer. Kim böyle bir şey yapar!!.
Touya: O iyi bir insan o yüzden yapar.
Shigaraki: Peki ya sen?
Touya konuşamamıştı. Kendisinin iyi birini bırak bir insan olduğuna emin değildi. Yaptığı şeyler yüzünden duyduğu pişmanlıklar tarif edilemezdi. Şimdi ise en sevdiği insan kendisi yüzünden nasıl durumlara düşmüştü.
Touya ve Shigaraki nin konuşmaları iyice saçmalaşıyordu sanki vakit kazanmaya çalışıyor gibiydi ki öyle olduğunu da üç dakikaya anlayacaktım.
Dışarıdan siren sesleri duyuldu. Touya çağırmıştı onları kendisinin de hapse gireceğini bile bile hem de. Shigaraki iç çekti ve elini Touya'nın yüzüne doğru götürdü. Onu öldürecekti.
O esnada kendimi zorladım. Özgünlüğümü kullanmak için ama her şey boşunaydı. Derken üçüncü ellerimden birini kullanabildim. Shigaraki'nin bileğini döndürdüm.
O sırada polisler ve kahramanlar içeri girdiler. Shouta da oradaydı. Touya bana doğru koştu ve alevleriyle ipleri yaktı.
Touya: Kendine iyi bak. Epey uzun bir süre hapiste olacakmışım gibi gözüküyor.
Y/n: Hayır. Birlikte kaçacağız.
Touya: Senin hayatını daha fazla mahvetmek istemiyorum.
Y/n: Sen benim hayatımı istesen de mahvedemezsin.
Onu kolundan tuttuğum gibi arkadaki boş bir alana götürdüm. Üçüncü ellerimle ikimize bir kalkan oluşturdum ve arka kapıdan hızla çıktık. Ne kurşunlar ne de özgünlükler üstümüzde işe yaramıştı. Oradan çıkarken en son gördüğüm şey ise Shouta'nın acı dolu bakışlarıydı.
2 yıl sonra
O gün birliktelik kalmıştık. Şimdi ise başka bir ülkede birlikte yaşıyorduk. Onunla geçirdiğim hiçbir zaman beni mutsuz etmemişti. Onunlayken tamamlanmış gibi hissediyordum. O benim için bir sevgiliden bile öteydi. Cidden hayat arkadaşım diyebileceğim kişi oydu.Hala özlediğim bir sürü insan vardı ama bu herkes için daha iyi olmuştu.
Ben artık mutluydum.
Ailem konusunda şanslı değildim. Ne annem ne babam ne de ablam konusunda. Ama yine de şu an olduğum kişi olmama katkı sağlamışlardı.
Sonra ise bana bir hayat amacı kazandırdı dediğim biriyle tanıştım. Shouta. Sonrasında ise hayat amacı olarak gördüğüm kahramanlığı cidden yapmak istemediğimi fark ettim.
Arkadaşlar edindim her koşulda yanımda olan. Onlara çok minnettardım. Yumi ile hala görüşüyorduk. Keigo ile ise iki yılın ardından ilk kez yakın zamanda görüşmüştüm. Yaptıklarıma rağmen hala yanımda olması beni mutlu ediyordu.
Şimdi ise sevgilimle birlikte basit, sıradan ama mutlu hayatıma devam ediyordum.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Y/n: Touya biliyor musun?Touya: Neyi?
Y/n: Galiba farkında bile olmadan benim hayatımı kurtarmış olabilirsin
Touya: İyi ki de kurtarmışım
Eveeet hikaye bitti. Biliyorum hikayeyi yazmaya devam etmeyeceğimi söylemiştim ama en azından bir son yazayım dedim. Buraya kadar okuduğunuz için çok teşekkür ederiim. Başka hikayelerde görüşürüzz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dabi x reader (enemys to lovers)
FanfictionEveet Dabi ile karışık bir ilişkinin olduğu bu garip hikayeye hoşgeldin