En Güzel Halinle...

64 8 68
                                    

"Çok zor"

Dedi rüzgarlar saçlarına hafif hafif vururken. Ardından derin bir nefes aldı. Taşlara çarpan denizin suyu tane tane yüzüne vururken, yüzünde hafif acı bir gülümseme belirdi.

2 saat...
Çok değil, yalnızca 2 saat önce annesini kendi elleriyle gömmüştü. Zordu... Çok zordu. Hayatı boyunca yanında olan tek insan, hayatı boyunca onu seven tek kişi onu terketmişti. Bu, kötülüğü tarif edilemez, dünyada tek bırakmıştı.

Onun suçu değildi aslında. Babası onları terkettikten sonra ikisine de yetmeye çalışmıştı. Çok çalışmış, çok yorulmuştu. Bu da elbette sağlığını kötü etkilemişti. Kötü sağlığına rağmen oğluna karşı hiç bir zaman gülümsemesini yitirmemişti.

"Yine de... Yine de çok zor"

Dudaklarını birbirine bastırdı. Annesi gitmeden önce ona söz verdirtmişti. Ağlamayacağına dair...

Tek varlığı, her şeyi, gitmişti...

Ne yapacağını düşünüyordu. Nasıl devam edeceğini. Arkadaşı yoktu. Sadece sevgilisi vardı ki- o da onu istemiyordu. Çok uysal, durgun olduğunu söyleyip terk etmişti. Tabii aldattığını da söylemişti.

Annesi...
Annesi kurtarmıştı onu. O yanında olmuştu her zamanki gibi. O dimdik kalmasını sağlamıştı. Her zaman... Her zaman yanında idi.

"Şu an yoksun."

Diye fısıldadı denize doğru. Fısıldadı çünkü gücü kalmamıştı. Bütün enerjisi çekilmişti. Tek enerji kaynağı annesiydi zaten. O da yoktu şimdi.

"Acıyor"

Gözleri doldu. Kendine lanet etti. Hayır ağlamayacaktı. Annesinin son isteklerinden birini yapıcaktı. Son istekleri de İzuku için olmuştu zaten.

'Kendine iyi bak.
Sakın düzenini bozma.
Kendini bırakma.
Kendini mahvetme.
Kendin için çalış.
Dik dur.
Pes etme.
Ağlama.'

Derin bir nefes alıp gökyüzüne çevirdi gözlerini.

"Anne..."

İlk önce devamı gelmedi. Sakinleşmeyi denedi. Sesi titrerken konuşursa annesi üzülebilirdi. Tekrar derin bir nefes aldı. Başını indirdi. Yutkundu ve gözlerini kapattı. İlk bir kaç dakika öylece kaldı. Sonra tekrardan yüzünü gökyüzüne çevirip;

"Anne"

Bu seferde devamı gelmedi. Ne diyeceğini bilemedi. Ne diyebilirdi ki? Çok özlemişti şimdiden ama söylerse annesi üzülürdü. Çok mücadele etti yanında kalmak için ama yetmedi.

Ayakta duramayacağımı hissetti ama yine de çökmedi. Annesi ona dimdik durmayı öğretmişti ve şuan annesinin onu izlediğini hissediyordu. O yüzden dik durmalıydı.

Adım sesleri duydu. Arkasına baktığında kül sarısı saçlı biri ona doğru geliyordu. Yanına yaklaştı.

"Burası artık o kadar da gizli değil sanırım"

Adamın yüzünde anlaşılamaz bir ifade vardı. Gözlerini kısarak denize bakmaya başladı. Bir şey demedi. Etrafta sadece denizin ve rüzgarın sesi vardı.

İzuku buraya hep onu üzen bir şey olduğunda rahatlamak için gelirdi. Merak etti. Acaba bu adam da mı aynı sebepten gelmişti? Ama ne diyebilirdi ki tanımadığı bir adamla öylece konuşabilir miydi ki?

'Boşver'

Dedi kendi kendine. Ne olabilirdi ki?

"Rahatlamak için gelirim genelde.
Ya sen?"

Başka Bir Evrende... ~Bakudeku~ (One Shot)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin