4.Bölüm:Yüzleşme

119 15 3
                                    

Pardon?Bir saniye gözlerimi kapatıp tekrar açtım. Hayır halisülasyon değil. Ee o zaman ne bu? Mert'in beni dürtmesiyle kendime geldim.Bizimkiler yetiştiğinde baktığımız yöne doğru döndüler.Dur bir dakika,şimdide sarıldılar.Sakinliğim bizimkileri korkutmuş olmalı ki kimseden ses çıkmıyordu. Telefonu çıkarıp Burağı aradım.Bir yandan da vereceği tepkiyi izlemek için gözümü bile kırpmıyordum.Cebinden telefonu çıkarıp baktı,açmayıp geri cebine koydu.Bir daha aradım,bu sefer meşgule attı.Bir kez daha. En sonunda doğrulup telefonu açtı:

"Efendim Beril?"

"Nerdesin?"

"Egelerle beraberim antremanımız var."

"Cem burda aynı takımdasınız Burak?" Önce bir durdu.Oturuşu değişdi beden dile onu ele verdi.

"Biz.. biz koşu antremanı yapıyoruz da ondan Cem yok."Bir şey demeden telefonu kapattım.O'da rahatlayıp arkasına yaslandı.Mutlu hatta aşırı mutlu olduğunu belirten o gülümsemesiyle Zenep'i dinledi.Daha fazla dikilmenin bir anlamı olmadığını fark edip:

"Gitsek mi artık?"

"Şurada taksi durağı var oraya kadar yürüyüp binelim"

"Olur." Durağa kadar yürüdük beş dakika sonra taksideydik. Cem öne Mert,Öykü,Damla ve ben arkaya bindik.Eve gidene kadar -Cem'in evi tarif etmesi dışında- kimse konuşmadı.Sonunda eve vardığımızda artık rahat bir nefes alabilmek için hemen indim. Araçlarda boğuluyordum.Salona geçip oturduk.Televizyon açıktı ama kimse izlemiyordu sanki.İçimden geçenleri sesli olarak düşünmek istedim belkide ihtiyaç duydum bilmiyorum ama yaklaşık 2 saattir süren sakinliğim artık canıma tak etmişti:

"Zeynep? Ya o kız her sabah bana selam veriyor.Abartısız her sabah ve kötü biri değil nasıl? Ben gelmemesini hatta haber bile vermemesini es geçip geçerli bir açıklaması vardır dedim.Onları gördüğümde bile sarılana kadar öyle bir şey düşünmek istemedim.İnanamıyorum."

"Ben...Ben onları beraber görmüştüm. Şey... ama belki öyle değildir diye sana gelip söylemedim aranızda iyi olunca yanlış anlamışımdır diye düşündüm." sakinliğimi bıçak gibi kesen bu cümleler Cemden gelmişdi. Artık kendimi kontrol etmekte zorlanıyordum.

"Nasıl Cem? Nasıl gördün? Ne zaman , nerde?"

"Geçen ay biz Damlayla sinemaya gitmiştik o zaman."

"Ama nasıl? Ben nasıl göremedim?" Demek ki Damla görmemişdi. Keşke görseydi belki bu kadar uzun süre aptal yerine konmazdım.

"Sana söylemedim dediğim gibi aranızda iyi olunca yanlış anlamışımdır dedim.Beri ben çok özür dilerim canım." Cem'in bir suçu yoktu kim bizi dışardan görse çok iyi anlaşıyoruz sanırdı ama son zamanlarda Burağın bana olan soğukluğunu stresdendir deyip geçmiştim. Bu kadar salak olmamalıydım. Oda da bir aşağı bir yukarı gidip duruyordum.Kimseden ses çıkmıyordu. Bu düşüncelerimi daha sesli hale getiriyordu.

"Efendim?"

"Nerdesiniz?"

"Evdeyiz."

"Evdeyiz?"

"Bizimkilerle"

"Tamam, geliyorum. Bir şey istiyor musunuz?"

"Hayır." Telefonu kapattım.Sesini bile duymak istemiyorum.Hala sakin olmam sadece beni değil herkesi şaşırtıyordu normalde ben ortalığı birbirine katmıştım. Ama sanki şuan bir son yaşıyordum sonlar sakindir her zaman.Aklımdan geçen ilk şeyi sesli olarak söyledim:

"Herkes normal davransın. Hiçbir şey olmamış..."

"Saçmalama."

"Olmamış gibi." deyip sözümü bitirdim.

AYKIRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin