5.Bölüm:Ruhumun Kırıkları

131 13 0
                                    

Hafta sonu yaşananlardan sonra yeni bir okul gününe başlamak beni pek sarsmadı. Beni sarsan Burağında okula geleceğiydi.Yada mecbur bir yerde karşılaşacağımız.Bilmiyorum yaşananlardan dolayı üzgünüm hatta üzgün olmaktan çok kırgınım.Ama içimdeki rahatlama hissi bu kırgınlığımı biraz olsada dağıtmayı başarıyordu.Ve tabiki okula gidecektim.Belki Burak da kendince haklıydı.Belkide benden bıkmıştı yada... herneyse. Çok ağlamadım.Hatta neredeyse hiç ağlamadım böyle daha iyi olacak belkide.Kendimi bulmam lazım artık.Belki makyaj yapmalı ve sonsuzluğa ulaşan çantalar edinmeliyim kendime.Yada kendim olmaya devam etmeliyim.

Bugün servisle gitmedim.Zaten servisi sevmiyorum ben yürümek mutluyken de üzgünken de iyiydi.Kırgınlığımı yola döküp ayaklarım ile çiğnemeliydim.Yürüdüm bayağı hatta ne kadar olduğunu unutacak kadar.Timur abinin:

"Günaydın kızım." demesiyle kendime geldim.

"Kusura bakma Timur abi, dalgınım biraz. Sizede günaydın."yüzümün şekli artık nasılsa her sabah benle şakalaşan Timur abi bile konumayı uzatmayıp:

"Geç kalacaksın hadi geç bakalım." deyince minettle ona baktım.Bahçeye adımımı attığım anda bizimkiler yanıma geldi.Evet.Doğru tahmin.Damla başlayacak şimdi. Ne? Niye üstüme saldırmayıp soru yağmuruna tutmuyor beni.Mert konuşmaya başladı:

"Aramalarımıza cevap vermemek nedir?" cevap vermek için çabalamadım çünkü sıra Öyküdeydi

"Mesajlarada cevap vermedin Beril.Ne olduğunu anlat artık."

"İyi misin canım?" Cemde tamam olduğuna göre gözlerimi Damlaya çevirdim.Başını sallayıp sarılınca bende ona kollarımı doladım."Hadı beraber kötü olalım ama ne olursun susma canım." gözümden bir damla yaş düşdü. Ama hemen sildim onu güçsüz görünmemeliydim.Damladan ayrılıp bizimkilere dün akşamın detaylarını anlattım.Bitirdiğimde Mertden okkalı bir küfür duysamda birşey demedim Cem'in de Mertden farklı kalır yanı yoktu. Öykü:

"Senden iyisini bulabilirse kendiyle gurur duysun. Ne bu ukalalık belkide iyi oldu." Elini tuttum. İçinde öfke volkanlarının patladığından adım gibi emin olsamda ben daha fazla üzülmeyeyim diye kendini tutuyordu canım arkadaşım. Damla'nın aniden ayağa kalmasıyla neye uğradığımızı şaşırdık.Bakışlarım gittiği yöne doğru dönünce Burağı gördüm. Cem çoktan ne yapacağını anlayıp Damlaya yetişmeye çalışıyordu neyseki Burağa ulaşmadan tuttu onu.Ama Damla hiç dinlemiyordu Cem'in elinden kurtulmaya çalışırken okulun yarısının dikkatini çekmişdi bile.Damla sonunda Cem'in elinden kurtulunca adımları hızlandırıp yanlarına vardım:

"Sen..."

"Damla!" dediğim anda elini kaldırıp susmamı işaret etti.

"Ne bu cürret!" Damla gittikçe köpürüyordu onun aksine Burak fazla sakindi ama Damlaya bakmıyordu. Koluna dokunup tekrar yeniledim:"Damla..."

"Hayır! Sen ne hakla benim kardeşimi üzersin. Ne cirretle bahanen bile onu kırmaya yeterken onun ne kadar hassas olduğunu bilmene rağmen ne yaptın Burak? Konuş!" Damla konuştuklarımı duymuyordu bile Burağın ona cevap vermemesiyle iyice deliye dönüyordu.Önüne geçip gözlerine baktım: "Damla lütfen."diye fısıldadığımı duyunca kendine geldi bakışlarındaki öfke merhamete dönüşmüştü.Cem'in onu yönlendirmesine daha fazla karşı çıkmadı. Ama hala söyleniyordu.Mert ve Öykü az ileride bize bakıyorlardı onlara 'her şey yolunda merak etmeyin' demeyi bakışlarım ile anlatmaya çalışdım artık ne kadar etkili olursa.Orada durmanın bir anlamı olmadığı kafama dank edince gitmeye yöneldim. Adım atmıştım ki söyledikleri ile yerime çakılıp kaldım:

"Beril. Ben gidiyorum." ona dnünce açıklamaya devam etti:

"Geçen ay Cihan Hocayla başvurduğumuz öğrenci değişim programının sonucu geldi.Ben New York' a gitmek zorundayım Orada ki biriyle eşleşmişim bu eğitimim için çok iyi bir fırsat futbol için bulunmaz bir yer." bakışlarım heycanını sömürmüş olmalı ki susdu.İki dakika sonra devam etti:

"Bu bizim için çok iyi olacak inan.Ayrılmamız iyi bile olmuş olabilir." dediği an içimdeki her şey tuz ve buz olmuştu.Gideceğini söylediğinde üzülmüşdüm ama bu çok kırıcıydı olanlardan sonra bile çok kırıcıydı.

"Biz Zeynep ile ne yaptığımızı anladık ve bir daha görüşmemeye karar verdik. Özür dilerim her şey için." Burak konuşurken gözüm bankda endişe ile oturan Zeynep' e kaydı. Diyecek bir şey bulamayıp kafamı iki yana sallayıp hızla okula yürüdüm.

Fazlasıyla kırdı beni.Paramparça etti.Şimdi de gidiyorum diyerek öldürüyordu beni. Sevilmemek. Bu bedenime giren her oksijene karşılık hücrelerime iğneler batmasına eş değerdi.




Kendimi affettirmek için bugün okula gitmedim ve size iki bölüm yazdım canlarım.Aslında bölümleri defterime yazıyorum ama bilgisayar olmadığı için sizlere ulaştırmakta biraz zorlanıyorum. Karakterleri isterseniz paylaşabilirim ama ben okuduğum bütün kitaplarda karakterleri kendi içimde seçip kendi içimde aşık olduğum için pek bakmıyorum resimlerine ama yanlış anlamayın sizinle karakterlerin resimlerini paylaşabilirim.Beğenmeniz dileğiyle.

AYKIRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin