hayallerin acıya dönüştüğü an

148 44 23
                                    

Eğer bir çocuk oyun oynamıyor sa ya o çocuğun hayallerinden vazgeçmiştir yada ailesini kaybetmiştir...

Her zamanki gibi bahçede kendi başıma oyun oynuyordum bu defa farklı oldu ilk defa annem benim yanıma geldi benle oyun oynamak istediğini söyledi ilk önce annemin şaka yaptığını düşündüm sonra annemin bana hiç şaka yapmazdı ki sonra gerçek olduğunu anladım çok mutlu oldum gidip annemin boynuna sıkı bir şekilde sarıldım annemde beni kucağına alıp beni etrafında döndürmeye başladı ilk defa sekiz yaşımda anne şefkati hissetmiştim annem beni biraz etrafında döndürdükten sonra beni yere bıraktı hadi yakalamaca oynayalım dedi bende başımı hafifçe aşağı yukarı salladım olumlu anlamda annem hafifçe koluma dokundu "ebe" diye bağırıp kaçmaya başladı annem o kadar çok hızlı koşuyordu ki bazenleri yakalamakta zorlanıyordum.biraz daha hızlı koşmaya başladım çünkü annemi gerçekten yakalamak istiyordum ilk defa annemle oyun oynamak hayatımda yaşadım en güzel an diye bilirim annemle oyun oynamak ve en sonunda anneme yetişmeye başardım annemin ayağına hafifçe dokunup "yakaladım seni" diye bağırmaya başladım annem biraz yorulmaya başladığını anladım sonra arkasına dönüp bana gülümsedi yavaş adımlarla yanıma geldi önümde diz çöküp "aferin beste " dedi ve yanağıma bir buse kondurdu."hadi sıra ebe olma sırası bende koş beste"dedi annem hemen hızlı bir şekilde koşmaya başladım rüzgar tenime yavaşça çarpmaya başlamıştı koşmaya devam ettim birden annem arkamdan "beste çok hızlı koşuyorsun seni yakalayamıyorum seni" diye bağırınca annemin yorulmaya başladığını anladım arkamı dönüp anneme doğru yavaş adımlarla yürümeye başladım anneme iyice yaklaşınca eliyle yanını oturmam için işaret etti "çok hızlı koşuyorsun rüzgar bile senden daha yavaş "beste" dedi annem ilk defa bana iltifat ediyordu bana yaklaşıp burnuma bir buse kondurdu ben de annemin anlına bir buse kondurdum "biraz dinlenelim kalkıp senle top oynayalım beste "dedi çoğunlukla tek başıma top oynardım bu defa farklı oldu ilk defa biri benle top oynuyordu çok mutlu olup tekrar annemin boynuna sıkıca sarıldım annem o an kulağıma yaklaştı ve şunları fısıldadı " her çocuk hayatında bir kere bile olsa mutlu olmayı hak eder" dedi hiç bişey anlamadım annemin yüzüne şaşkın şaşkın bakarken annem elimden tutup beni kaldırdı "hadi beste topunu al da top oynayalım" dedi koşarak topu mu almaya gittim ama annemin söylediği sözden sonra kendimi bir garip hissediyordum eve girip topu mu almaya giderken evin kapısının orda duran kırmızı renkli bir valiz gördüm bu defa kafam iyice karıştı bu valizde kimin kıyafetleri vardı bilmiyordum biraz kırmızı valize baktıktan sonra annemin sesini duydum " hadi beste ağaç oldum burda" gidip en sevdiğim renk olan penbe renkli topu mu aldım ve tam kapıdan çıkarken tekrardan kırmızı valize baktım içimde kötü bir his vardı içimdeki ses o kırmızı valizin bana ait olduğunu söylüyordu tekrar annemin sesini duydum "hadi beste daha çok işimiz var" dediğinde o kırmızı valizin bana ait olduğuna nerdeyse emin oldum elimde pembe topla annemin yanına koştum topu yere bırakarak "anne kapının orda ki kırmızı valiz kime ait" dediğimde annemin yüz ifadesi değişti biraz düşündükten sonra "sana ait" dediğinde sanki yıkılmış bir binan altında kaldığımı hissetim annem tam karşımda diz çöküp ellerimi tuttu "sen artık büyüdün benle kalmayacaksın" gözlerimin dolmaya başladığını anladım "anne lütfen gitmek istemiyorum"dedim ve gözlerimden damla damla yanağıma yaşlar düşmeye başladı annem ağlamaya başladığımı anlayıp ilk defa bana sıkıca sarıldı ve kulağıma tekrar birşeyler fısıldamaya başladı "zaman geçtikçe bizim yaralarımızı elbette biri sarar sende doğru kişiyi ara ve bul beste" bu sözü annem söyledikten sonra elimi tutu ve yürümeye başladı bende annemle birlikte yürüyordum biraz yürüdükten sonra annem elimi bıraktı ve kapının orda ki kırmızı valizi eline aldı ve yürümeye başladı bende annemin arkasından yürüyordum biraz yürüdükten sonra arabanın yanına geldik annem cebinden arabanın anahtarlarını çıkardı ve bagajın kapısını açtı kırmızı valizi oraya koydu bagajın kapısını kapattı yanımdan hızlıca geçti elindeki anahtarın düğmesine bastı arabanın kapılar açıldı annem hemen önüme geçip arka kapıyı açtı elimden tutup bana yardım etti koltuğa oturmam için geçip koltuğa oturduktan sonra annem önüme geçip emniyet kemerini taktı yüzüme hiç bakmadan kapıyı kapattı ve sürücü koltuğunun kapısını açtı oturdu emniyet kemerini taktı ve arabayı çalıştırdı araba hareket etmeye başladıkça "yanlız" kaldığımı hissediyordum hafiften hafiften yağmur yağıyordu arabanın camına vuruyordu zaten akşam olmuştu normalde karanlıktan çok karkardım ama bu defa böyle olmadı kendimi karanlığa ait hissettim arabayla biraz daha ilerledikten sonra araba bir yetimhanenin önünde durdu ve artık o karanlığın tamamen vücuduma sahip olduğunu anladım gözlerimden bir kaç damla yaş düştü ama ağlamayacağım gözümden düşen yaşları sildim ve başımı dimdik tutum annem sürücü koltuğundan indi ve benim kapımı açtı emniyet kemerini açtı bagajın kapısını açtı kırmızı valizi yere indirdi kapının önünde durdu ve benim arabadan inmemi bekledi kendim inecektim bu yeni hayatıma kendim adım atacaktım ve gözlerimin dolmaya başladığını tekrardan hissettim gözlerim dolarken tam boğazıma bir yumruk oturmuştu ağlamayacağım elimin tersiyle dolmuş gözlerimi sildim ve yeni bir hayat için yeni bir başlangıç için bir adım attım. yanlız başıma karanlığın vücudumu esir aldığı yeni bir başlangıç. annemin yanında sarı saçlı siyah gözlü üzerinde açık yeşil bir kazak altında beyaz bir pantolon olan bir kadın vardı annemin arabanın bagajında çıkardığı kırmızı valizi eline almış beni bekliyordu annemin yüzüne son kez seni asla afetmiyeceğim der gibi baktım ve kadının yanına doğru yürümeye başladım annem arkamdan "unutmalı her insan kaderini yaşar senin kaderinde bu beste"dedi annem sesi o kadar yüksek çıktı ki yetimhanenin olduğu sokakta sesi yankılandı gözlerim tekrardan dolmaya başladı ve yanağıma bir damla yaş düştü elimin tersiyle tekrardan göz yaşımı sildim asla ağlamayacaktım kadın yürüdü ben de arkasından yürüdüm biraz yürüdükten sonra yetimhanenin önüne geldik kadın kapıyı açtı ve karanlık bir koridorda yürümeye başladık biraz yürüdükten sonra beni bir odaya getirdi sanırım burası kadının odasıydı odası Mavi renkti odası çok büyük değildi odasında iki kahverengi koltuk vardı bir çalışma masası karşılıklı iki tane sandalye bir tanede kitaplık vardı odası fena değildi odayı biraz inceledikten sonra kadın karşılıklı iki sandalyenin birine oturdu "oturmak ister misin beste" dedi bende hiç birşey demeden karşısındaki koltuğa oturdum kadın yumuşak bir ses tonuyla "tanışmak istermisin" dedi biraz düşündükten sonra bu kadının benle ilgileneceğini düşünüp başıma aşağı yukarı olumlu anlamda salladım kadın gülümsedi ve elini bana uzatarak "ben öykü sağlam" bir kaç dakika eline baktıktan sonra uzattığı elini tutarak "beste akal" bana gülümseyerek "tanıştığımız memnun oldum beste" dedi elini bırakarak saçlarımı karıştırmaya başladım "bende memnun oldum" ona ne diyeceğimi bilmediğim için sadece memnun oldum dedim o da bunu anlamış gibi, yumuşak bir ses tonuyla"bana istediğin gibi hitap edebilirsin" dedi "bu yetimhanede ki bazı çocuklar bana anne der" dedi çok şaşırdım burada yaşayan çocuklara kendini okadar sevdirmişki burada ki çocuklar ona anne diyor biraz düşündükten sonra "size öykü abla diyebilirmiyim" kelimesi çıktı ağzımdan o da gülümseyerek "tabiki" dedi sonra gözlerimin içine baktı sonra "uyumak istermisin" dedi biraz düşündükten sonra sabahtan beri annemle oyun oynadığım için yorgun olduğumu fark ettim başımı aşağı yukarı salladım olumlu anlamda ayağı kalktı kapıyı açtı bende ayağa kalkarak onun yanına gittim karanlık koridora doğru yürümeye başladık tekrardan birazdan ilerledikten sonra bir merdivenin yanına geldik merdivenin, basamaklarını teker teker çıktıktan sonra karşımıza bir kapı çıktı kapıyı açtı içeride bir gece lambasıyla aydınlanıyordu içeride ranzalar vardı ve ranzalarda çocuklar yatıyordu odada ranzaların yanında dolaplar vardı bir tane pencere vardı tekrardan ilerlemeye başladık ama bu defa biraz daha yavaş ilerledik ardından bir ranzanın yanına geldik ranzanın üst tarafta bir erkek çocuk yatıyordu siyah saçlı üzerinde mavi bulut desenli pijamaları vardı üzerinde kırmızı bir battaniye onu inceledikten sonra öykü abla kulağıma yaklaşıp sesiz bir şekilde "sen burada yatacaksin artık burası senin" dedi bende başımı aşağı yukarı sallayarak onu onayladım ayakkabılarımı çıkararak yatağa uzandım öykü abla ranzanın yanında ki dolaptan orman desenli yeşil bir battaniye gettirdi ve üzerime örtü ayağı kalkarak bana gülümsedi sonra arkasını döndü kapıya doğru ilerledi kapıyı kapatıp çıktı biraz etrafa bakındıktan sonra düşünmeye başladım annem neden giderken benle oyun oynadı neden bana ilk defa sarıldı neden. biraz öylece baktıktan sonra gözlerim tekrar dolmaya başladı ayağa kalktım cama doğru ilerlemeye başladım yavaş adımlarla cama iyice yaklaştığında elimin tersiyle tekrardan dolmuş gözlerimi sildim gökyüzündeki yıldızları seyretmeye başladım bir yandanda niye ben diye düşünmeye devam ettim ben daha sekiz yaşındaydım bunu hak edicek ne yaptım ben penbeyi çok severdim ama şu anda pembeden nefret ediyorum vücudumu esir almış siyahı seviyorum artık canım oyunda oynamak istemiyorum karanlıktan korkan insanları karanlığa hapsettiniz onlardan biri de benim artık kendimi çocuk gibi hissetmiyorum kendimi terk edilmiş gibi hissediyorum.sonra tekrar gözlerim dolmaya başladı bu defa silmedim göz yaşlarımı akmalarına izin verdim biraz daha gökyüzünü ve yıldızları seyrettikten sonra yavaşça ranzaya doğru ilerledim biraz yürüdükten sonra yatağa geldim ve uzandım üzerime battaniyeyi çektikten gözlerimi beni esir almış karanlığa doğru kapattım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 16, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Deniz KenarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin