Jungkook aklına gelenle doğrulup sepetteki iki şarap bardağını çıkarttı. Tae'ye bakıp şarap sişesini kavrayarak, şarap'a itafen konuştu.
"Kaç bardakta sarhoş olursun?"
Tae, Jungkook'un konuşmasıyla başını kaldırıp ona bakarken ağzındaki son lokmayı çiğnedi ve yutunca şişeye bakarak konuşup ardından omuz silkti.
"Bilmem"
"Ne demek bilmem?"
"Daha önce içmedim, bilmiyorum iştee"
Tae huysuzlanıp arkasına yaslanınca Jungkook tek kaşını kaldırdı.
"Tamam, öğrenelim o zaman. İlk defa içeceğine göre dayanamazsın herhâlde."
Jungkook şişeyi açarken Tae kollarını bağladı.
"Belki içmek istemiyorum."
"Ben istiyorum ve iddiayı ben kazandığıma göre yapacaksın."
Tae kaşlarını çattı
"Gıcık!"
Çok şey demek istiyordu ama ona karşı ağzından çıkan sadece buydu.
O sırada Jungkook şişeyi açmış ve bardakları doldurmaya başlamıştı bile, Tae'ninkini de doldurup ona uzattı ve alması için ciddi şekilde Tae'nin gözlerine baktı. Tae bardağı alıp önce içeceği kokladı, çokta kötü kokmuyordu, hatta gayet güzel kokuyordu. Bardağı dudaklarına götürüp hafif yatırdı ve şarabın dudaklarına değmesiyle beraber tadını alınca refleks ile bardağı geri çekti. Tadını tam alınca kötü olmadığını fark edip dudaklarını yalayarak Jungkook'a baktı.
"Çok güzelmiş tadı"
Jungkook beğeneceğinden emindi çünkü kırmızı şarap almıştı ve sonuç olarak çilek sevdiğini biliyordu. Sepetten bir kaç meyve çıkarttı.
"Meyve ile daha iyi gider."
Tae tabikide çileklerden seçip yemeye başladı, bir yandan da şarabını yudumluyordu. Jungkook sadece şaraptan içerken Tae'yi izliyordu, ilk bardakta sarhoş olacağına o kadar emindi ki. Sonuçta ilk kez içiyor.
"Yavaş iç güzelim."
Tae, ona doğru bakıp sorusuna karşılık başını salladı ve ağzındakileri yutunca Jungkook'a tekrar baktı.
"Sen yemiyor musun?"
"Hayır güzelim, ben bunu sadece et'in yanında severim."
Tae başını sallayıp tekrar meyve tabağına döndü.
"Tamam, sen bilirsin."
Jungkook gülümseyip Tae'nin bardağına baktı, çok az kalmıştı içeceği. Kendisininkini tamamen kafasına dikip yavaştan etrafı toparlamaya başladı.
Tae'nin mırıltılarını duyunca ona baktı, sanırım şarkı söylüyordu. Arkasındaki ağaca yaslanıp iyice yayılmış ve mırıldanıyordu. Bu sarhoş olduğuna mı işaretti? Sanırım evet.
"Tae hadi gidelim geç oldu."
Tae ses etmeyip şarkısını söylemeye devam etti, şişeye doğru uzanıp kendine bir bardak daha doldurdu. Tamamen doldurmadan Jungkook elinden şişeyi alıp Tae'ye döndü.
"Hayır yeter bu kadar, kalk gidelim."
"Ya tamaam.. ama tadı çok güzelmiş lütfen biraz daha içmeme icin veer."
"Ah tanrım.. bunu neden burada yaptım ki. Tamam, evde istediğin kadar içmene izin vereceğim kalk hadi lütfen. Arabaya geç"
Tae sevinçle kalkıp bardağına doldurduğu bir kaç yudumluk şarabı kafasına dikip bitirdi ve bardağı Jungkook'a verip arabaya ilerledi yürüyerek. Konuşmasında ve yürümesinde biraz bozulma vardı fakat çok da hızlı sarhoş olmuştu, bu kadar hızlı olmasını beklemiyordu. Jungkook elindeki her şeyi bagaja yerleştirip direksiyon başına geçti ve Tae'ye döndü. Başını arkaya atmış ve gözlerini kapatmıştı, Jungkookta ona doğru uzanıp emniyet kemerini taktı. Kendi kemerini de takınca arabayı çalıştırıp eve doğru sürdü.
Eve gelince arabadan inip Tae'nin kapısını açtı, kemerini çözüp ona dokundu.
"Tae geldik, hadi içeri."
Tae gözlerini açıp etrafa baktı, ardından Jungkook'a dönüp mızmızlanarak konuştu
"Geldik mi? Eve?"
"Evet hadi gel"
Jungkook'un yardımıyla Tae arabadan inmişti, onun bu hâlini farklı ve tatlı bulmuştu ama bir o kadarda uğraş vericiydi.
"Açıl susam açıl"
Jungkook anlamsızca Tae'ye bakarken kapıya dediğini fark etmişti, kapınında açılmasıyla Tae sevinçle ellerini çırptı. Jungkook dayanamayıp gülmeye başlamıştı, içeri girdikten sonra da onu odaya kadar götürmüştü. Odaya geçerken hizmetlilerden birine araba anahtarını verip bagajdakileri almasını istedi.
Odaya geçince Tae aklına gelenle Jungkook'a dönüp kollarını boynuna sardı ve dudak büzerek konuştu.
"Hani içmeme izin verecektin?"
Jungkook böyle demişti evet ama fakat daha fazla içmesine izin veremezdi..
"İçtin ya güzelim"
"Hayır, biraz daha"
"Ama bitmiş"
"O zaman yeni"
Jungkoo'un bunu ona unutturması lazımdı, zaten yeterince sarhoştu ve ilk defa içiyordu.. onu yavaşça yatağa yatırdı. Tae yatakta yerleşip uyku pozisyonu alırken Jungkook gülümseyerek onu kendine çevirdi, Tae baygın gözlerle Jungkook'un gözlerine bakıyordu. Jungkook'un yüzündeki hafif gülümseme ile Tae de gülümseyip dudaklarına baktı. Ardından içinden gelen sevgi ile dudağından öptü, sonra tekrar, tekrar ve tekrar öptü. Ara ara dudaklarından öperken Jungkook dayanamayıp kendi dudaklarını Tae'nin dudaklarına bastırdı.
Uzun süre sonra derin nefeslerle ayrılınca Tae'de derin derin nefesler alıp veriyordu. Jungkook hemen bu fırsatı değerlendirmek istiyordu, tabiki istediğini yaparak işe de koyulup hemen Tae'nin bacakları arasına girdi.
AYAYAAYAYYAY
SMUT OLCAK DIYE HEMEN KESTIM IMDAT IMDAT BEN NIYE HEYECANLANDIM Kİ
DIGER BOLUM SMUT YAZICAM BENCE ONDAN, BISMILLAH BAKIN ÇOK GUZEL OLUCAK BENCE.
HADI VOTE VERIP YORUMLARDA KENDINIZI BELIRTIN KI YB HEMEN GELSIN ASKLAR MUAH ÖPTUM
(693 kelime)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗙𝗼𝗿 𝗠𝗲 //𝗧𝗮𝗲𝗸𝗼𝗼𝗸 [Tamamlandı]
Narrativa generale~~~~~ ‼‼SMUT VAR‼‼ (bdsm) ~~~~~ "bebeğinizi ilerde, bizim küçük oğlumuzla evlendireceksiniz" Seme; Kook Uke fem; Tae