Gerçek anlamda yıllar sonra merhaba~
Acaba kimlerin hâlâ kütüphanesinde duruyor ve bakalım bu kitabı final yapana kadar kimleri toplayabileceğim kdndkdmdls
Yine de sabırla bekleyen herkese çok teşekkür ederim, bu bölüm hepinize gelsin.
Yazım yanlışı olursa kusura bakmayın, kontrol edemiyorum.
İyi okumalar~
×××
Köpek kaskını kolunun altına alarak evinin kapısında açılmasını beklerken gözlerini sakin sokaklarında gezdirdi. Kapıdan çıkan sesle önce kulağı sonra kafası döndü, ancak karşılaştığı boşluk kaşlarının çatılmasına neden oldu. Kedisinin güzel yüzünü görememenin hayal kırıklığını yaşayamadan gözleri aşağı kaydı ve eşinin güzelliğinden bir parça taşıyan kızıyla karşılaştı.
Hillary emekleyerek, havada salladığı kuyruğuyla beraber babasına doğru ilerliyordu. Durup yukarı bakmaya çalışırken minik kulakları yatışmış ve bir eli babasına doğru kalkmıştı.
Louis güzel bir gülümsemeyle eğildi ve kaskını içeriye, yere koyup küçük kedisini kucakladı. "Merhaba güzellik."
Yeşil gözlerini babasında gezdirerek kıkırdadı ve dişsiz ağzına rağmen babasına harika bir gülümseme verdi. Köpek onun kısılan gözlerinin kenarındaki minik kırışıklığa bakarken gülümsemesinin daha ne kadar büyüyebileceğini düşünüyordu.
İçeriye girip kapıyı kapattı. "Demek bugün beni sen karşıladın ha?"
Gözleri holün ilerisine kayınca Harry'nin yanında Turkan'la ona baktığını gördü. Kedisi yaslandığı duvarda kurt kız gibi kıkırdıyordu baba kızı izlerken.
"Ve anlaşılan yalnız değilsin."
"Biliyor musun, bu saatlerde inatla dış kapıya geliyor! Senin geleceğini mi hissediyor anlamıyorum, ama bunu bir tek Hill yapıyor."
Louis bu düşünceyle gülümseyerek kızının yanağını öperken salona ilerledi. Kapıdaki eşi küçük bir öpücük verirken o bununla yetinememiş ve ne kızını, ne Turkan'ı umursamadan onu doya doya öpmüştü.
Bunu fırsata çevirmek için tutuşan Turkan da vicdanıyla savaşmakla meşguldü.
Kendi kendilerine ayrılacak gibi durmayan çifti Hillary minik elleriyle durdurmuştu. Babasının kendisindeki ilgisi annesine geçtiğinde duyduğu kıskançlıkla sızlanmış ve ağlamak üzereyken Harry'yi omzundan itip babasına sarılmıştı.
Louis, en az Harry kadar şaşkın bir şekilde kızına bakarken boynuna dolanan minik kolların yanısıra küçük pofuduk kuyruğu sallanmıştı hırsla.
"Oh..."
"Kıskanç..." Harry ellerini beline koyarak baktı kızına. "Hani babanı paylaşacaktık? Hani ben senin annendim?"
Louis ikisine gülerek bakarken, Harry de kollarını bağlayarak kafasını çevirince onlara doğru gelen Lucy'yi görmüştü. "Güzel. Ben de bu güzeller güzeli köpeğimi alırım. Onu severim."
Lucy kıkırdayarak annesinin güzel saçlarına tutunurken Hillary merakla arkasına bakmıştı. Bunu yaparken babasını bir saniye olsun bırakmıyordu. Kardeşinin hızlı hızlı sallanan kuyruğuna bakıp miyavladı.
Küçük dişi köpek Hillary'nin demek istediğini anlamış olmalı ki ona doğru atılıp sevimli bir şekilde de olsa hırlamıştı. Ebeveynleri ikisinin atışacağını anladığında hızla geri çekilip salona geçmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"don't escape, come here!" // larry
ФанфикMelezlerden oluşan bir dünya düşünün.. Neden bir dünya da melezlere ayrılmış olmasın ki? Bitmeyen bir kovalamacanın hikayesine, hoş geldiniz. Başlangıç~ Ağustos 2017 streetcat!harry siberianhusky!louis