Kadehine koyduğu şarabı yanında ki masaya koymuştu.Kadehini yudumlarken keyifle tüm duvarı kuşatan pencereden karşı eve bakıyordu.Jungkook terasına çıkmış,kendisi için koymuş olduğu siyah koltuğa elinde ki içki ve telefonuyla yayılmıştı.İçkisini dizleri hizasında duran masaya bıraktı ve telefonu iki eliyle kavradı.Parmaklarını telefonun üstünde gezindi ve telefonu yanına bıraktı.
Telefona gelen bildirim sesiyle gözlerini Jungkook'dan çekti.Telefonunu eline aldı.
@jeongguk'dan iki yeni mesaj
Bildirimin üstüne tıkladı ve sayfaya girdi.
@jeongguk:Hey!
@jeongguk:Kimsin?Aldığı mesaj yüzüne bir tebessüm oluşturmuştu.Başlangıçtı bu.
Şarabından yudumunu aldı,iki eliyle telefonu kavradı ve yazmaya başladı.
Gözlerini Jungkook'a doğrulttu.
Bildirim anında Jungkook'a gitti.Telefonu eline aldı ve sohbet sayfasına girdi.İkiside aktifti.@jeonroes:Merhaba Jeon.
@jeonroes:İleride ki herşeyin...Jungkook mesajların anlamsızlığıyla kaşlarını çattı.Kafası karışmıştı.Kendi adına,kendini paylaşan,kendini takip eden biri ve onun dediği anlamsız şeyler yeterince garipti.
Elini klavyede ki tuşlarda gezdirdi.Yazdığı şeyleri ona görderdi ardından yanıt için beklemeye başladı.Telefonuna gelen artarda bildirimlerle telefonuna döndü.Sayfaya girdi ve mesajlara cevap olarak bir kaç şey yazmaya başladı.
@jeongguk:Dediklerinin uydurma olduğu belli.
@jeongguk:Lanet olası şeyi yapmayı kes.Sırıttı.
@jeonroes:Kesmezsem?
@jeongguk:Bunu istemeyeceğin her halükarda belli.
@jeonroes:Bir tavşancık bunların hiç birini yapamaz..
@jeongguk:Komiksin.Adıma bir de hesap açmışsın ve daha beni tanımıyorsun..?
@jeonroes:Seni herkesden daha iyi tanıyorum.
@jeongguk:Hala seninle konuşmayı sürdürdüğüme inanamıyorum.
@jeongguk:Bunlara devam etme.
@jeongguk:Seni bulurum.@jeonroes:Beni bulman için çaba gösteriyorum.
@jeonroes:Ama odun kafalının tekisin tavşancık.
@jeonroes:Emin ol beni bulmak sana iyi gelecek.@jeongguk tarafından görüldü...
Sayfadan çıktı.Karşısında duran Jungkook'a baktı.Telefonu önünde ki masaya bıraktı ve ellerini yüzünde bileştirerek,kapadı yüzünü.Çok geçmeden içkisini bitirdi ve içeri geçti.Işıklar teker teker söndü ve evreni büyük bir sessizlik bastırdı.
Evrene karşı savunmasızdık.
Her halükarda herşeye.Kaderimizi her bedele karşın yaşardık.Hiç birşeyi kendimiz seçemezdik.Yaşamaktan ve güçlü olmaktan başka seçeneğimiz yoktu.
Can sıkıcı noktasıda buydu.İsyan edemiyorduk çünkü Tanrının gücünden delicesine korkuyorduk çünkü korkmak zorundaydık.O zaman her şey klişe bir şekilde uçuruma yuvarlanırdı.O kaderin uçurumundaydı.Düşmek üzereydi ama düşmüyordu.O cehennemine tutunmuştu.Kimsenin haberi yoktu ama o kurtuluyordu.Cehennemin kızgın ateşlerinde elinde sonunda yanacağını bilsede geri dönemiyordu çünkü bu onların kaderiydi.Onlar birbirinin kaderiydi.Cehennemi söndürebilecek ilahi bir şeydi bu.
Tanrı hepimizi eşler halinde yaratmıştı.İyi de olsa kötü de.Eşlerdik biz.Ölümün döşeğinde bile olsak karşılaşırdık ama enin de sonunda karşılaşırdık.İlk görmemize rağmen o hayatımız da farklı bir konuma sahip olur.Ne vazgeçebiliriz,ne de farklı bir şey yaşayabiliriz.Kader neyse Tanrı neyi belirlediyse onu yaşarız.
Onlar uzun süre önce karşılaşmışlardı.İkiside birbirlerini tanıyor ama bilmezlikten geliyorlardı.Kalplerinde bir boşluk vardı.Birbirlerinin doldurmaları gereken boşlukları ikiside başka bir şeylerle doldurmaya çalışıyorlardı.Olmuyordu çünkü o boşluklar onlara aitti ve onlardan başka biri dolduramazdı.Ansızın gelen hüzün,sadece yanyanayken son bulacaktı.
Zaten onlar yanyanayken tüm bağları birleşecekti.Bu da kaderin bir oyunuydu ve bunu birinin başlatması gerekiyordu.Bu başlangıcıda o yapmıştı.Bu normal bir başlangıç değildi.Rastgele değildi olanlar.Herşey önceden planlanmıştı.En ince ayrıntısına kadar planlanmıştı bu başlangıç ve daha sonrası.
Kadehe çevirdi başını.Kalan bir yudumu içti,oturduğu kanepeden kalktı.Elinde ki kadehi bulaşık makinesine yerleştirdikten sonra odasına gitti.Yatağına oturdu ve başını tüm yorgunluğuyla eğdi.Şu son günler çok yoruluyordu.Çok yoğundu.Üzerinde ki yoğrunluğu atmak için duşa girmeye karar verdi.Yataktan kalktı ve karşısında ki kapıyı açarak banyoya girdi.Suyu açtı,ısınmasını beklerken üstünde ki kıyafetleri sırasıyla çıkardı.Su ısındığında suyun altına girdi ve bedenini su damlalarının hücumuna karşı serbest bıraktı.
Su damlaları onun vücudunu sararken tüm yorgunluğunu yanına alıp bedenini terk etmesine yardım ediyordu.Bunu seviyordu.Kendini kötü hissettiği her zaman yapardı bunu.Yaklaşık 10 dakika sonra kabinin içinden çıktı ve bedenini bornoza sardı ve banyodan çıktı.Bedeninde ki su damlacıklarını bornoz sayesinde sildi.İlk önce iç çamaşırlarını giydi ardından mavi pijamalarını da üstüne geçirdi.
Üstünü giydikten sonra banyoya gitti ve saçlarını taradı ardından iki yandan topuz yaptı.Sabah çözdüğünde kalın dalgalar olacaktı.Bu tarzı seviyordu.
Dişlerini fırçaladı,yüzünü yıkadı ve banyodan çıktı.Yatağına doğru ilerledi.Yatağın içine girdi.Yastığı dikleştirdi ve oturur pozisyona geldi.Komidinin çekmecesini açtı.Defteri ve kalemi eline alarak bir kaç satır yazmaya başladı;
-Bugün çok yoruldum sevgilim.Yorgunluğumu sana sarılarak ve yumuşacık dudaklarını hissederek atabilirdim.Seni seviyorum.
Defteri kapattı ve çekmecedeki yerine koydu.Yastığı eski haline getirdi ve eski pozisyonuna döndü.Yorganı kendine doğru çekti.Gözlerini kapattı.Kendini karanlık bir rüyanın kollarına bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ɢᴏssɪᴘ ɢɪʀʟ.
FanfictionOkulda popiler olan Jeon Jungkook'un adına bir magazin sayfası açılmıştı.