Ben de bunu söylemesinden korkuyordum. Artık bana bakmıyordu. Beni kabullenmeyecekti. Beni bırakıyordu. Beni istemiyordu. Tanrım. Bunun için Damon'ı öldürecektim. Bunu bana nasıl yapardı?
Damon yüzümü yüzüne çevirdi.
"Gördün mü? Seni istemiyor. Senin ne olduğunu öğrenince senden iğrendi."
Ona bakmamı sağlamaya çalıştı ama bakmadım.
"Bana bak. Yüzüme bak. Ben seni sevdim. Seni olduğun şekilde, pis bir kan emiciyken sevdim."
Onu ısırmaya çalıştım. Neredeyse başarıyordum da. Ölüp ölmemesi umurumda değildi.
"Demek ölmemi istiyorsun."
Tam o anda göğsüne bir ok isabet etti. Ne olduğunu anlamamıştık. Damon, yüzünde bir şok ifadesiyle dizlerinin üzerine çöktü. Sonra Tyler'a döndü.
"Öldür."
Tyler, Alex'in boğazını boydan boya kesti.
"Hayır!"
Atılıp Tyler'ı tuttuğum gibi fırlattım. Etraf birden kalabalıklaşmıştı. Bunlar vampirdi. Beni korumaya gelmişlerdi. Sonra Lucian'ı gördüm. Oydu. Bana yardım ediyordu.
Alex'in boğazından inanılmaz kan fışkırıyordu. Bileğimi ısırıp içirmeye çalıştım.
"İç. Lütfen. Alex. İçmelisin."
Elimi tutup ittirdi. Kanım onu iyileştirecekti. Köken vampirliğin başka bir yeteneği. Yaraları iyileştiriyordu.
"Lanet olsun! İç şunu. İç. İç."
Ağzına dayayıp zorla içirdim. Bir süre sonra kanaması zorlukla durdu. Yaraları iyileşiyordu. Bu arada vampirler Lycan'ların hepsini öldürmüştü. Damon ortada yatıyordu. Esir alınmıştı. Lucian yanıma gelip diz çöktü.
"Merhaba küçüğüm."
Gözyaşından sırılsıklam olmuş yüzüme dokundu. Sadece gülümseyebildim. Alex kendine gelmişti. Tamamen iyileşmişti. Ayağa kalkıp etrafına baktı. Sonunda gözlerimiz buluştu.
"Alex..."
Bir adım attım ama hemen geri çekildi.
"Yapma."
Arkasını dönüp gitti. Peşinden gitmeliydim ama önce Lucian'la konuşmam gerekiyordu. Ona döndüm.
Pek huzurlu görünmüyordu. Yerdeki Lycan ölülerine iğrenerek bakıyordu.
"Ne kadar da kötü kokuyorlar, değil mi? Mide bulandırıcı. Hepsini yakın."
"Burada ne yapıyorsun, Lucian?"
"Seni kolluyorum elbette, aşkım."
Yine başlamıştı. Ondan hoşlanmadığımı ne zaman anlayacaktı?
"Senden daha ne kadar uzağa gitmeliyim?"
"Bugün burada hayatını kurtardım, değil mi?"
"Evet. Teşekkür ederim."
"Teşekkür etmene gerek yok, küçüğüm. O benim görevim. Senin güvende olmanı sağlamak."
Damon'a baktı. Yerde yatıyordu. Acı çekiyor gibi görünüyordu.
"Onun için buradayım."
"Neden?"
"Canını almak için elbette."
Damon, bana bakıyordu. Onu terk etmemem için yalvarıyor gibiydi. Zorlukla yutkundum. Tanrım. Beni düşürdüğü durumda bile içime işleyebiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Efendileri : Vampirler ve Kurtadamlar
VampireTüm Hakları Saklıdır© Yayımlanma Tarihi: Nisan 2015