Dönüp arkada olanlara baktım. Damon ve Jason esir alınmıştı. Lucian mutlulukla şarkı mırıldanıyordu.
"Her zaman seni incitmemeye çalıştım, aşkım. Mutlu olmanı istedim. Seni ne kadar çok sevdiğimi anlarsan bir gün senin de beni seveceğini sandım. Sanırım yanılmışım."
Parmağını şıklattığı anda bir vampir gelip Ian'ın boynunu kırdı. Daha yere düşmeden cansız bedenini yakaladım. Şok olmuştum. Yanında diz çöktüm.
"Evet. Gördüğün gibi. Artık sabrım kalmadı."
Gidip Damon'ı ısırdı. Ondan çok daha uzun boylu ve yapılı olmasına karşın Lucian karşısında hiç şansı yoktu. Acıyla diz çöktü ve yere serildi. Bedeni kasılıyordu. Lucian ağzındaki kanı temizleyip bana gülümsedi.
"Artık kontrolü ele almanın zamanı gelmişti."
Gidip Damon'ın yanında diz çöktüm. Ağzından köpükler geliyordu. Çok acı çekiyor olmalıydı ama zorlukla gülümsedi. Sımsıkı tuttuğu elindeki şeyi bana uzattı.
"Al. Al."
Elimi açtığımda içinde inciden bir bileklik vardı.
"Sana almıştım. Karayip adalarına gittiğimizde. Hiç çıkarmayacağına söz vermiştin. Lütfen. Tak."
Sonra beraber çekildiğimiz bir fotoğraf uzattı. İkimiz de utangaçça gülümsemiştik.
"Bu da o tatilden. Unutma. Beni."
Zehir etkisini göstermiş olacak ki bedeni kasılmayı kesti. Tamamen hareketsiz kalmıştı. Ben ise elimde resim ve bileklikle öylece duruyordum.
Jason arkamda sessizce ağlıyordu.
"Oğluna gelince..."
Gidip Jason'ın saçlarını sevdi.
"Dünyanın ilk melezi olduğu için şimdilik yaşamasına izin vereceğim. Ama tahminlerim doğruysa birkaç günlük ömrü kaldı zaten."
"Sen kötü birisin Lucian."
"Beni şımartıyorsun, aşkım."
Gelip yanımda diz çöktü.
"Artık yanımdaki yerini alma zamanın geldi. Daha fazla kendini rezil etmene dayanamayacağım."
"Seninle birlikte olmaktansa ölmeyi tercih ederim."
"Eğer isteğin buysa..."
İki tane adam gelip kollarımdan tuttu.
"Sonunda benim olmayacağını tahmin etmem gerekirdi. Geç kaldım."
"Hayır, anne! Hayır!"
Gözlerimi kapatıp bekledim. Bir şey olmadı. Lucian karşımda diz çökmüştü. Ağlıyordu.
"Vampir olmak hele ki orijinal vampir olmak bile insani duyguları bastıramıyor. Uzun zamandır ağlamamıştım."
Saçlarımı sevdi. Ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum. Dudaklarıma dokundu.
"Bizi yalnız bırakın. Hepiniz."
Oda boşalana kadar bekledi. Yerde karşılıklı duruyorduk.
"Seni vampire dönüştürdüğüm için özür dilerim Elena. Bunu başından beri istemediğini biliyordum. Bencilce davrandım. Hayatını mahvettim. Biliyorum. Ne söylesem beni affetmeyeceksin. En azından telafi etmeme izin ver."
"Nasıl?"
Boynunda asılı olan kolyeyi çekip kopardı. Ucunda bir şişe asılıydı.
"Bunun içinde ne var, biliyor musun?"
Başımı salladım. Ne olduğunu çok merak ediyordum. Şişenin kapağını açıp kokladı. Hala ağlıyordu.
"Bu şişenin içinde dünyadaki ilk vampirin kanı var."
Anlamamıştım. Şaşkınlıkla onu izlemeye devam ettim.
"Aynı zamanda vampirizmin tek çaresi."
Duyduklarıma inanamıyordum. Vampirizmin çaresi yoktu ki.
"Sadece tek bir damla var. Bunu kendim için saklıyordum. Belki bir gün vampir olmaktan sıkılıp tekrar ölümlü olmak isterim düşüncesiyle. Ama bu durumda..."
"Ben yapamam. Tedaviyi ben kabul edemem. Bu haksızlık. Başkaları da var. Vampir olmak istemeyen."
"Mecbursun."
Çenemi sıkıca kavradı. Çırpındım ama izin vermedi. Gözlerini gözlerime dikti.
"Yaratıcın olarak sana emrediyorum. Hareket etme."
Vücudum bir anda kaskatı kesildi.
"Ne yaptın?"
"Hiçbir zaman kullanmak istemediğim kozumu kullandım. Yaratıcın olarak sana her istediğimi yaptırabilme hakkım ve gücüm var."
"Bunu yapma. Tedaviyi benimle ziyan etme."
"Bunu herkesten çok sen hak ediyorsun, Elena. Çünkü seni seviyorum."
"Lucian..."
"Bunu içeceksin ve yeniden insan olacaksın."
"İstemiyorum. Lütfen."
"Vampir olmaktan nefret ettiğini biliyorum. Seni buna zorladığım için kendimden nefret ediyorum."
"Yapma."
Şişeyi dudaklarıma dayadı.
"Emrediyorum. İç."
İstemeden de olsa dediklerini yaptım. Kanı içtiğim anda bedenim kasılmaya başladı. Yere düştüm. Alev alev yanıyordum. İstemeden çığlık attığımı fark ettim. Etlerim parçalanıyormuşçasına canım yanıyordu. Nefes alamıyordum. Kan kusmaya başladım.
Etrafta olanları tam olarak anlayamıyordum. İçeri başkaları girmişti. Jason yanımda diz çökmüştü. Bir şeyler söylüyordu ama duymuyordum.
Cildimin renginin yavaşça eski haline geldiğini gördüm. Değişiyordum. Tedavi işe yarıyordu. Tekrar insan oluyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Efendileri : Vampirler ve Kurtadamlar
VampirosTüm Hakları Saklıdır© Yayımlanma Tarihi: Nisan 2015