Media bölümün şarkısı. Pinhani-Yitirmeden
Keşke bende her insan gibi en kötü günüm böyle olsun diyebilseydim. Diyemiyorum çünkü her günüm kötü.Benim içimde de dışımda da mutluluk yok.Sonuna kadar kapatmışım kapılarımı mutluluğa. Her zaman güzel gülen gözlere hayran kalmışımdır.Eğer bir gün ciddi manada içten gülersem o günü tarihe yazmalıyım. Sizce de hayata gülümseyemedikten sonra yaşamanın ne anlamı kalır ki.
Mutluluk bir doz olsa belki de artık bünyem kaldırmaz.Ne de olsa acının vücut bulmuş haliyim.Karanlıktan aydınlığa bakarsam gözlerim kamaşır etrafı rahat göremem.Bu yüzden karanlıktan aydınlığa geçemem.Yani kısacası umutsuz vakayım.
Aslın da normal bir hayatım yok fakat bu hayatta tutuna bileceğim bir babam var.Ne baba ama.Hangi baba kızına çeşitli işkenceler uygular ki. Düşünüyorum da ben yedi sekiz yaşlarındayken babam yanıma gelir saçlarımı okşar bana hikaye okurdu. Normal bir baba kız gibi. Babamdan intikam alacağım kabul ediyorum ama ben küçükken bana masal okuyuşu her isteğimi yapması. Ne biliyim o günleri düşündükçe. İtiraf etmek gerekirse ben babama değil Rabia kadına kızgınım. Aldatmak. Bir erkeğe karısı tarafından yapılmış olan en büyük kötülük belki de. Aslın da tam olarak ne annemi ne de babamı sevebiliyorum.
Zaten Ecevitin hayatıma girmesi de ayrı bir ironi.
Dün gece olanlar...
Emir ve Esma uzağımızdaki bir sırada sarılarak oturmuş bir şeyler fısıldaşıp gülüyorlardı.
Kafamı sıraya yaslamış uyku yoksunu gözlerimi dinlendirmeye çalışırken Berke geldi ve o allahın belası ses tonuyla;
''Oo yengecim bu ne hal düğün hazırlıklarına başlamadın mı?'' Gerizekalı Ecevit, Mal Ecevit. Hayır yani hemen söylemek zorunda mı?
''Ne düğün hazırlığı ya benim uykum var.Abin beni dün çok yordu.''
''Ohaa yavaş gelin.Yoksa siz evlenmeden ayıp.Bak ben senin kaynınım yapma böyle şeyler.''
''Yav bi sus bi sus. Ne boş konuşuyon. Bu arada abin belli bir tarih söylemedi bana. Sana söyledi mi?''
''Evet''
''Yuh ya adama bak benim evlilik tarihimi benden önce biliyo.''
''Aman Zeren gören de gerçek evlilik sanar. Kağıt üstün de bir imza.Bu gün babanla konuşacak yarın evleneckesiniz güzelim.'' deyip göz kırptı ve yanağımdan bir makas aldı.
''İyi iyi o cehennemden kurtuldum şimdi sıra Ecevit Kaplan cehennemin de.Ne boktan bi hayatım var benim ya. En azından Ecevit Erkan gibi değildir herhalde.''
''Yanlış düşünüyorsun.Yağmurdan kaçarken doluya tutuldun haberin yok.''
Ruhsuzca güldüm ''Sen Erkanın cehennemini gördün mü hiç?''
O da aynı şekilde güldü ''Erkanın cehennemini bilmem ama Ecevitinki canını değil ruhunu yakar benden söylemesi.''
''Gerçekten bir ruhum olduğuna inanıyor musun? Zira ben inanmıyorum da.''
Berke yanıma geçtiğinde hademe yeni bir sıra getiriyordu.Sanırım sınıfa yeni öğrenci gelecek.
''Seyyid abi bu sıra niye'' diye sordu sınıftaki yarım akıllılardan biri.Ben olsam götüne sokmak için derdim ama işte Allah biliyor ya bu yüzden hademe değilim.
''Sınıfa yeni öğrenci gelecek.''
''Oo. Bu sınıfta dingonun ahırına döndü gelip geçen bütün hayvanları bu sınıfa koyuyorlar.''çocuk sanırım Berkeye laf vurdu.Çünkü Berke şu an kolumu acayip derecede sıkıyor da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AVARE
ChickLitBen; Ruhunda bir çok yarayla yaşayan ruhu çürük bir kadınım, sekiz yaşında annesinin öldüğü o günde kalan çocuğum, hayatımın zindana dönmesine neden olan Adamın kızıyım, gülmeyi bırak duygularından yoksun olan yirmi yaşında duygularını öğrenen kız...