Final haftası boyunca yağmur yağmaya devam etti. Pandemi kısıtlamaları neredeyse tamamen kalkmış olsa da sınavlar yüz yüze değildi. Bu yüzden bir süre Jihoon'u göremedim. İkimiz de yoğunduk fakat sık sık nasıl hissettiğini merak ederken buldum kendimi. Yağmur şiddetini artırdığı her sefer o an ne işle meşgulsem durup bir süre dışarıyı izledim. Yine de onu boş konularla rahatsız etmedim. Yani sonunda ben de hava olaylarıyla ilgilenen biri oldum çıktım.
Görüşmediğimiz bu iki haftalık zaman diliminde sınavlarla uğraşmanın yanı sıra geçmişi düşündüm. O zamanın Lee Jihoon'u ve şimdiki arasındaki farklılıkları buldum düşündükçe. Unuttuğum anıları ise çok deşmemeye çalıştım fakat birkaç görüntüden kaçamadım. Doktor sonradan edindiğim bu anılara çok güvenmememi söyledi, hayal gücüm ipleri eline almış olabilirdi. Kısacası üzerine düştükçe bu anıları kafamda kendim resmediyordum, keyfime göre kurguluyordum. Delirmek istemiyorsam yoğunlaşmaktan kaçınmalıydım.
Final haftası boyunca yağmur yağdı. Bunun lanet gibi bir şey olduğunu, hafta biterken yağmurun da duracağını düşündüm ama durmadı. Okulla ilgili tüm yüklerin üzerimden kalktığı cuma günü ise zor uyudum. Bunun sebebi beynimin göreceğim rüyadan kaçmak istemesiydi muhtemelen.
Kayıp anılarınız öyle mucizevi bir şekilde aklınızda belirmez ya da film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçmez. Wenjun'un benzettiği gerilim türündeki bir dizide değildik. Mantığıma ve akıl sağlığıma sıkıca sarılmıştım. Kayıp anılarımın görüntüleri rüyamda vurdular beni. Doktorun dediği gibi bunları kendim kurgulamış olabilirdim, üstelik bu bir rüyaydı fakat bir şeylerin gerçek olup olmadığını içinizden hissettiğiniz durumlar olur.
Rüyamda elimde patlamış mısırla bir köşede oturmuş her şeyi sakince izlemiştim; klişe ve absürt şeyler rüyaların olmazsa olmazıdır. Beklenmedik olan ise sinemada film izliyormuş gibi izlediğim bu görüntülerin tamamen Jihoon'un anlattığı gibi olmayışıydı. Bana anlatmaktan çekindiği her şey kendi bakış açımla bilinçaltımdan yavaşça süzülmüş, gözlerimin önünde canlanmışlardı.
Gözlerimi açtığımda ve karanlık tavanla bakıştığımda yağmur hala yağıyordu, her şey berraktı. Gördüklerimi inkar etmedim, onları kabullendim çünkü içim biliyordu. Tüm bunları yaşamıştım, unutmuş olsam da hepsi kendi eylemlerimdi ve içim biliyordu. Tamamlanmışlık hissi yanında boşluğu da taşıyordu. Bilinçaltıma sınavlarımın bitmesini beklediği için minnettardım.
Yataktan hemen doğrulmadım, karanlığa alışan gözlerimi pencereye çevirdiğimde anılarımı sindirmeye çalışıyordum. Bir süre sonra kalkıp pencereyi açtım ve ıslak toprak kokusu odaya doluşuyorken öylece dikildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hues of yours
FanficMutlu anılar, korkunç anılar, üzücü anılar... Hepsi önemliydi ve hatırlanmalıydılar.