Ten

76 12 21
                                    

"Hâlâ onu ikna edemediniz mi?"

Harley kollarını önünde birleştirmiş bir şekilde Harry'nin güçlerine çalışmasını ve Peter'ın da ona yardım etmesini izlerken Sam'e sordu.

"Hayır, fazla inatçı."

Harley dudaklarını dişledi. Kesinlikle farkındaydı bunun. Harry, gücünü kullanıp Peter'a vurmak için yumruğunu kaldırdığında Peter'ın güçlerini kullanarak onu engellemesiyle düşük omuzları hızla dikleşti. Söylemiş miydi? Örümcek Adam olduğunu söylemiş miydi? Onu ne zamandan beri tanıyordu da bu sırrı söylüyordu? Kendisi neden bunları umursuyordu?

Soruları bitmek bitmiyordu. Harry'nin şokla kasılmış yüzü kahkahalarla gevşerken sorular katlanarak arttı. Ne oluyordu orada?

"Nasıl engelledi onu?" Sam şaşkınlıkla soluduğunda Harley ona cevap vermeyerek arkasını dönerek adımladı. O adam umrunda bile değildi. İlgisini çeken tek şey aşağıda ne olup bittiğiydi.

Büyük bir hızla aşağı inip bahçeye çıktığında Peter hemen fark etmişti onu. Gülümseyerek el salladı. Harley de zorraki bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. Onlara doğru yürümeye başladı. Peter'a yakınlaştığı an kulağına eğilerek fısıldamıştı. "Söyledin mi ona?"

Aralarındaki haddinden fazla yakınlaşmayla Peter sertçe yutkunurken derin bir nefes aldı ve ciğerlerinin Harley'in kokusuyla dolup başını döndürmesine izin verdi. "Söyledim."

Harley dişlerini birbirine kenetledi ve bir çırpıda uzaklaştı ondan. Aman ne güzel!

Harry "Ben Sam'in yanına gidiyorum," deyip kocaman gülümseyerek hareketlendiğinde Harley onun arkasından uzun bir süre bakmadan duramamıştı. Aslında tatlı çocuktu.

"Morgan aradı biraz önce. Gelmemizi istiyormuş, gidelim mi?"

Harley bakışlarını hemencecik çevirdi Peter'a. "Gidelim."

Az önceki düşünceleri nereye kaybolmuştu?

•••

"Morgan dikkatli ol."

Harley'in uyarısına karşılık Peter sandalyenin üzerindeki Morgan'ı indirerek tezgaha oturtturdu. Ardından onun almaya çalıştığı şekeri alarak kucağına bıraktı.

Morgan'ın isteği üzerine tatlı yapıyorlardı ve Harley dakika başı sandalyenin üzerindeki kız çocuğunu uyarmadan duramıyordu. Peter son çare olarak bu yola başvurmuştu.

Harley ona gülümseyip elindeki malzemeleri kâseye dökmeye devam etti.

"Peter, bugün hiç kahramanlık yaptın mı?"

Peter aklında beliren anıyla kocaman gülümsedi. Gelmeden önce rahat bir şekilde arabayla yolculuk ederlerken gördüğü soygunla arabadan fırlaması bir olmuştu. Harley en başta şaşkınca duraksasa da daha sonra Örümcek Adam'dan kaçmaya çalışan iki suçludan birini arabayla önünü keserek yakalamıştı. Bunu birlikte yapmak sevindirmişti Peter'ı.

"Harley ile yaptık."

Morgan'ın gözleri irileşti. "Gerçekten mi?" Harley kafasını sallayarak onayladı onu. "Suçla savaşan takım mı kurdunuz? Ben de katılabilir miyim?"

Peter kahkaha attığında Harley de onunla birlikte gülmüştü.

Ama kabul etmelilerdi ki ikisi de bu fikri sevmişti. Bir takım olmak...

•••

Bulaşıkları yıkayıp Morgan'ı öğlen uykusuna yatırdıktan sonra salonda dinleniyorlardı. Pepper gelene kadar buradalardı ve daha iki saatleri vardı.

"Masaldaki prensi hiç sevmedim." Peter'ın mızmızlanan sesine karşı Harley kıkırdamadan edemedi. "Evet, durmadan hikâyeyi değiştirerek başına bela açılmasına sebep oldun."

Peter, masalı kafasından silmeye çalıştı. Bunu Morgan'a okuduklarına inanamıyordu. "Bir dahakine ben uyduracağım masal. Eminim bin kat daha iyi olur."

"O günü iple çekiyorum."

Peter gülümsedi ve yine aralarına rahatsız edici sessizliğin girmesine izin verdi.

Kelimeler tükendiğinde rahatsız olsalar da birlikte olmaktan son derece de zevk alıyorlardı. İkisi de fark edilemeyeceklerini bilseler tek kelime dahi etmeden izlerlerdi birbirlerini.

"Doğrusu seninle daha önce tanışmak isterdim. Sanki seni şimdi tanımış olmam bana yetmeyecekmiş gibi geliyor."

Harley neden her zaman araya bir sessizlik girdiğinde çenesinin düştüğüne bir anlam veremedi.

Peter ani gelen itirafla tüylerinin diken diken olduğunu hissetmişti. Ne cevap vereceğini bilemezken bir süreliğine sessiz kaldı.

"Ne kadar uzun yaşarsam yaşayım seninle geçirdiğim vakitler yetmeyecekmiş gibi geliyor."

Peter nefesini tutarak söylediği şeylere karşılık Harley kıpkırmızı kesildi. Hayatı boyunca duyduğu en güzel sözlerden biriydi bu şüphesiz.

Harley telaş içinde dudağını tüm gücüyle sıkarken karşı tarafın gözleri istemsizce inmişti oraya. Peter hissettiği şeyle baştan aşağı titredi. Tüm bedeni endişe içinde bir yay gibi gerilmişti.

Onun teniyle uyum içinde olan hafif pembe dudaklarını öpmek istiyordu.

There's things that we'll never knowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin