11062022 ~ 1639~~~
Basketbol topunu elinde öylece çevirip dururken dalgın görünen takım kaptanı onu henüz farketmemişti. Gecenin bir saati onu yurttan çıkarken görmüştü Jisung. Saçlarına dokunmasına izin verdiği günden sonra konuşmamışlardı hiç. Bir süredir sırf bu yüzden uyuyamıyordu.
Eli bileğindeyken sahanın tam ortasında oturmuş müzik dinliyordu Hyunjin.
Yeterince dinlenmeden antrenmanlara gelmesi saçmaydı. Kaptan olabilirdi fakat sağlığı daha önemliydi.Elindeki topu sertçe yere bıraktığında zamanında onu uykusundan uyandıran gençten intikamını onu korkutarak almıştı.
Hyunjin kulaklığını çıkartırken yeşil sweatinin içinde neredeyse kaybolmuş gibiydi. Jisung kahkaha atarak gencin yanına adımlamıştı.
"İntikam diyoruz buna. Hoşuna gitti mi?"
"Bayıldım lan. Hep yap."
Jisung aldığı cevapla gülmeye devam ederken Hyunjin'in kalkması için elini uzatmıştı. Yerdeki beden kendisine uzatılan eli tutma gereği duymadan kalkarken bileğine aniden yüklendiği için sendelesede acıyla inleyip aksayarak sahanın çıkışına doğru yürümeye başlamıştı.
"Hyunjin buraya sahanın gül yüzünü görmek için gelmedim biliyorsun değil mi? Ve bileğini zorlamayı bırak gerçekten sakat kalacaksın."
Güldü Hyunjin peşinden hızlı adımlarla ilerleyen bedene arkasını dönüp tam dibinde durmasıyla irkilişini izlerken.
"Ne istiyorsun?"
Jisung uykusunu kaçıran, tuhaf hissedip durmasına neden olan gençten bir kaç adım uzaklaşırken Hyunjin rahat görünüyordu. Hafiften uzamış saç tutamlarını kafasını sallayarak gözlerinden çekerken kollarını göğsünde birleştirmişti.
"Konuşmamız gereken bazı şeyler var ve senin benden daha şerefsiz bir it oluşun bu konuya dahil bile değil."
"Yurda gidip uyuyacağım çabuk ol."
"O gece ruhumu hissedebildiğini söyledin."
Jisung onaylanmasını beklediği gözlerle bakarken Hyunjin'in gözlerine, halsiz olan beden sessiz kalmakla yetinmişti gözlerini çekmezken.
"Bir şey söyle."
Jisung'un isyan edercesine kurduğu cümleyle gülmüştü Hyunjin.
"Hatırlamıyorum."
"İt."
Omzuna yediği darbeyle gerilerken düşmemesi için elinden tutmuştu Jisung. Bileğinin acısını umursamdan sinirlendiğini hissettiği bedenden çekmemişti gözlerini.
"Unutmuşum üzgünüm."
"Senden nefret etmemi mi istiyorsun?"
Kafasını olumsuz anlamda salladı sakinliğini korurken.
"Hatırlat."
Jisung elini tuttuğu soğuk elden çekerken korkusuzca dokunmuştu gencin saçlarına. Ses etmemişti Hyunjin. Gencin şaşırıyla gülümsemişti hafifçe.
"Hatırladın mı it oğlu it."
Omuz silkti Hyunjin.
"Hayır. Hatırlamıyorum hala."
Jisung pes etmişti.
"Ne halin varsa gör. Gidip dinlen ve bileğim iyileşinceye kadar buraya uğrama. Senin için endişe etmek sinir bozucu."
Parmaklarını Hyunjin'in saç tutamlarından çekip gitmek için hazırlanmayı planlarken Hyunjin buna izin vermeden gencin incecik olan beline uzanmıştı sakince. Kafasını omzuna yaslarken Jisung'un beline daha da sıkı sarmıştı Kollarını. Gitmesini istemiyormuş gibiydi.
"İyi dinle Han efendi."
Han efendi ise Hyunjin'i dinleyemeyecek kadar anın içinde hapsolmuştu. Omzundaki bedenin gerçekliğine ve yaptıklarına inanmıyordu. Parmaklarının saçlarında oluşu kavrayamadığı bir gerçeklikteydi.
Kokusu buram buram ruhuna dolan genç öyle uzaktaydı ki gözlerinde, yakınlığını kabullenememişti sadece. Sinirle söylendi bedenine sarılan kolların sahibi hiç bıraksın istemezken."Ne yaptığını anlayamıyorum. Tuhaf hissetmeme neden oluyorsun ve bu durumdan nefret ettim."
"Bana bulaşan kişi sendin lan."
Güldü Hyunjin'in kafasını kaldırıp kurduğu cümlesiyle. Gencin Saçlarında gezindirdi parmaklarını özgürce. Kaşlarının ne zaman çatıldığını bile bilmiyordu.
"En azından dürüstüm ve ani hareketlerim yok."
"Saçma sapan bir ailem var ve bu takıma girip kaptan olmak için çok dayak yedim. En iyisi olmak için öyle zorlandım ki durup nefes almak için eğdiğim başımı saçlarımdan tutup her seferinde kaldıran bir ailem oldu."
Saçlarındaki parmakların durmasıyla gülerek gencin belinden çekti kollarını. Onun yanındaylen rahattı ve kimseye anlamadıklarını ona anlatacak kadar güveniyordu. Saçlarına dokunamsından rahatsız olmadığı tek insandı belkide.
"En mükemmeli için yetiştirildim. Bulunduğum konum hep en iyisi olmalıydı. Takıma almak istediğim oyuncuların mükemmel olmasını istememin nedeni buydu."
Onu sessizce dinleyen bedenin saçlarını karıştırdı.
"Üzgünüm. Soruların bittiyse gideceğim."
"Bitmedi. Neden bana sarılıp duruyorsun?"
Hyunjin elini beline atıp söylendi. Açıklama yapmaktan yorulmuştu.
"Müthiş sosyal biri olabilirim. Harika kişiliğim sayesinde insanlarla çabucak samimiyet kurabilirim ama bunların hiçbiri onlara güvendiğim anlamına gelmiyor. Sende gördün. O gün yanımda kimse yoktu."
Hyunjin haklıydı anne ve babası dahi yoktu. Üstelik onları maçta gördüğünü hatırlıyordu Jisung.
"Güçlü biri falan değilim. Ailemin istediği bu ama bazen gerçekten yanımda birilerinin olmasını istiyorum. Sarılmak iyi geliyor. Huzurlusun Jisung bunu inkar edemem. O gün benim için endişelenip yanıma geldiğin için teşekkür ederim."
Gözlerindeki gözlerin ne düşündüğünü bilmiyordu. O gün ruhundan çok sevgisini hissetmişti. Jisung'un dürüst sevgisini sevmişti. Oda dürüst olacaktı.
"Seni radyodan tanıyorum Jisung. Yayınlarını asla kaçırmadan dinlerdim hep. Huzurlusun."
Derince bir nefes aldı gencin elini tutup parmaklarını tekrardan saç tutamlarında kaybolmasına izin verirken.
"Hissedebildiğimi söylediğim ruhun olmadan yapayalnız hissediyorum. Bu duruma bir anlam veremiyorum. Sadece burada olup her şey katlanılmaz olduğunda sana sarılmama izin versen olmaz mı?"
Merakla baktığı gözlerin sahibi kafasını olumsuz anlamda sallarken Hyunjin'e sarılan bu sefer kendisi olmuştu. Hiçbir yerde gitsin istemediği bedene sarılırken sıkıca mırıldanmıştı sessizce.
"Mutluluğunuda paylaşmak istiyorum. Gençliğimi, sakinliği ve sessizliği."
~~~
14062022 ~ 1620
Syglr
Svglr
ŞİMDİ OKUDUĞUN
itin biri bana rakip olmuş 2 / Jisung'un evi yanıyor
FanfictionJisung Hyunjin e aşık oluyo buyurun,,