Mediadaki bölümün şarkısı değil sevdiğim için koydum ama ileriki bölümlere uyan bir şarkı :D :D
———————————-
Hissetmeli insan bir şeyleri. Ruhun çürüyorsa dahi hissedeceksin. Acı çekiyorsan dahi hissedeceksin. Yok oluşunu bile hissetmelisin. Ben hissedemiyorum. Gülebilmek ağlamak istiyorum.
Tamam mutluluk fazla yoğun bana en azından insanlara karşı vicdanlı olmak istiyorum. Benim his ettiğim tek duygu gurur buna da duygu denirse tabii.
Merhamet... Hiç tatmadım ki. Tattıysam da aklıma gelmiyor.
Mutluluk... İsmi bile yabancı gelirken yaşamak... Ne biliyim tuhaf işte böyle şeyler.
Aşk... Eğer dalgın olduğum bir anda sorsalar 'yenecek bir şey mi' diye sorar dalga konusu olurum.
Sevgi... Gerçekten sevgi kelimesi hakkında hiç bir düşüncem yok. Eğer biri bana seni seviyorum dese acaba başka dilde küfür mü ediyor düşünürüm büyük ihtimalle.
Duygu yüklü olan her şeye karşı sanki alerjim var.
Heyecan... En çokta merak ettiğim duygu bu dur. Aslın da itiraf etmek gerekirse bu duyguyu geçenler de yaşadım. Motor da Ecevit Kaplana sarıldığım da kalbim hızlı çarpıyordu. O kadar hızlı çarpıyordu ki hissetmesin diye araya mesafe koydum.Bu adam bana ne yapıyor?
İlk kez bir insana karşı saçmada olsa bir duygu hissedebiliyorum. İçten olmasa bile gülüyorum. Manası olmasa bile gözlerinin içine baka biliyorum. Hissede biliyorum.
Saçma olabilir fakat şimdiden içimde onu kaybetme duygusu var. Evet saçma olabilir o giderse üzüleceğimi hissediyorum. O yüzden gitmesin istiyorum.
Bu gün Ecevitle evleneli tam 3 gün oldu. Ecevit babamı parası ve iş kurma yöntemleriyle kandırmış. Bu gün şirkete gitti ve güvendikleri birini şirketin başına koydu.
Nasıl evlendiğimize gelirsek. Elbetteki gelinlik giymedim. Hatta adam akıllı düzgün kıyafet bile giymedim. Okul formamla evlenme dairesine gittim. Okul çıkışı Ecevit benim kolumdan tuttu ve arabasına fırlattı. Ciddi manada bildiğimiz fırlatmak eylemini gerçekleştirdi. Evlenme dairesine girdik-hiç bir Allahın kulu yok- imza attık evet bile demedik ve çıktık. Ne oldu? Biz evlendik. İşte bu kadar kolay. Ayrıca aynı evde yaşıyoruz. Tamam aynı yatak değil fakat ev.
Şu an saat sabah beş buçuk. Ve Ecevit öküzü dul kadınlar gibi başım da böğürüyo. ''Avare yeter bak uyan yemin ederim seni banyoya atarım önce sıcak sonra soğuk suyu açarım.'' dedi Ben de tepki olarak ''Hıhhhıı'' tarzın da bir şeyler geveledim. ''Uyanıyor musun uyanmıyor musun?''Ecevit beni yataktan kaldırma meraklısı kesildi birden hayırdır inşallah.''Bu gün okula gitmiycem. Hem gelecekten umudum da yok. Siktir et YGS'yi felan patron. Uyuycam ben.'' dedim.
Evet sanırım sesi kesildi demeye kalmadı ve Ecevit Kaplan altımdan çarşafı çekerek beni münasip bir yerlerimin üzerine düşürdü. Tabir-i caizse götümün üstünde yere kapaklandım. ''Sıçarım böyle işe. Hayvan mısın lan sen. Bir rahat bırakmadın. Bu ne ya buna kafa ahanda buna da göt derler hiç bir insan oğlu bu şekilde düşürülür mü? Gitmiycem ben okula istemiyorum kardeşim. Ömrümün geri kalan kısmını bu odanın için de geçiricem. '' diyerek sitem ederken Öküz, Tescilli öküz.Ecevit beni şuan çuval misali omzuna aldı ve banyo küvetine fırlattı önce sıcak suyu açtı sonra buz gibi suyu açtı. ''Tamam patron. Vallahi bak kalktım. Sen kazandın.''
''Ha şöyle. Yola gel çocuk.''
''Tamam iyi hoş buraya kadar geldin üzerimi ıslattın. Bi şu okul formamı da bi zahmet getiri ver. Hadi be patron vallahi bir daha sözünü ikiletmem. ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AVARE
ChickLitBen; Ruhunda bir çok yarayla yaşayan ruhu çürük bir kadınım, sekiz yaşında annesinin öldüğü o günde kalan çocuğum, hayatımın zindana dönmesine neden olan Adamın kızıyım, gülmeyi bırak duygularından yoksun olan yirmi yaşında duygularını öğrenen kız...