Yeni Bir Hayata Doğru

505 16 2
                                    


Son kez odasına baktı.Yirmi iki yıldır kendine  sırdaş olan duvarlarda gözlerini dolaştırdı.Güzel anıları parmağının sayısını geçmemisti.Yalnızlık ,
çaresizlik, korku ile bolca sevgi beklentilerinin dolu olduğu odadan çıkarken  hiç sahip olmadığı bir kardeşten ayrılır gibi  içi  sızladı. Koca malikanede yavaşça yürürken kendisini odası dışında hiçbir yere   ait  hissetmedi.Canını acıtacak bir şey daha dedi içinden.Hem de yere düşmeden , birisi tarafından
vurulmadan . Gidiyordu , en sonunda bu evden gidiyordu!
İçindeki  boşluğu yok edemezken , hem  kendine çıktığım evden daha kötü olabilir mi  diyor, hem de bilinmeze giderken kalbinin sesi beyninde zonkluyordu.
Annesi onu dış kapının  önünde bekliyordu .İnce uzun bedenindeki zarifliğine, yüzünün  bebeksi guzelliğine tezat , bakışlarında  yer etmiş yaşının çok  üstünde biriktirdiği bolca acı , yavrusunu yıllarca koruyamamanın vermiş olduğu eziklikle bakıyordu.Bu  her zaman ki kısa ayrılıklarından farklıydı, bu sefer gerçek bir veda yaşanacak gibiydi.
Annesinin sımsıkı sarılışı ,  içinden son dedi ,artık bu eve kimbilir ne zanan geleceğim,anneme bir daha ne zaman sarılacağım. Kokusunu içine çekerken  kolları daha bir sardı onu.O zaman anladı  buna henüz hazır değildi, hayattaki tek dayanağı da elinden alınırsa kendisine ne kalacaktı?
Babasının son sözlerini  hatırlayınca ürperdi.Kendisine aşağılık bir varlık gibi tiksinircesine 
yukarıdan bakıp  kocaman parmağını  gözüne doğru sallarken
"Gittiğin yerde  sesini çıkarmadan  yaşayacaksın.
Adamın sözünden çıkmayacaksın."

Alayla dudaklarını büküp  yarım  bir gülümsemeyle

"Bir şerefin  kalmadı , adamın yanında susacaksın.
Yeterince itibarımı zedeledin ama en azından evlenmiş desinler . Anladın mı!"

Neyi anlaması gerekiyordu ?Hayatı boyunca
boyun eğdiği yasaklar ,  nedensiz dayaklar ,
ne zaman birisinin sözünden çıkmıştı, kime karşı gelmişti?
Korkuyla   büyüdüğü bu evde her  yanlışta  suratına patlatılan tokatlarla susmayı öğrenmemiş miydi ?

Yine başı öndeydi. Oysa hayatını geçirdiği bu evden  ayrılıyordu.Tek hissettiği hissizlikti .Ne acı  , kocaman malikaneye baktığında ,  içinde dolu dolu gülüp de geçirdiği hiçbir an canlanmadı.Oysa çığlıklarını hala duyar gibi oluyordu bu duvarlardan.
O bu evden değil ,annesinden
ayrılıyordu , hayattaki  tek dayanağından.
Bir yabancı gibi durdu kapının önünde, kendisiyle vedalaşmaya bile gelmeyen babası ve etrafinda onu  görmezden gelen çalışanlar. Elindeki bavulu farkında olmadan sıktığını gören annesi gözyaşlarını gizlice silerek ellerini ellerinin arasına aldı

"Yanında olamasam da seni devamlı arayacağım, Kina Teyzen sana destek olacak ,dayan oğlum biraz daha dayan. "dedi.

Sadece baş salladı.Bu kadar yaşanmışlıktan sonra tepkisiz olmak en doğrusuydu.Hep bu evden kaçıp kurtulacağı günleri hayal ederdi ama böyle değil! Böyle değersiz bir paçavra gibi fırlatılıp atılacağı aklına  gelmemişti .Annesi artık sırasız akan yaşlarını durdurmaktan vazgeçip

"Seni her zaman ararım ,hep konuşuruz . Şimdi gelemem ama mutlaka mutlaka zamanla  bir şeyler ayarlarız oğlum."

Annesinin daha fazla ağlamasına dayanamayarak sıkıca sarıldı. Konuşmada çok iyi değildi.
Koynundan zorla  ayrılırken

"Tamam anne "dedi.

Arabaya ilerlerken adımları tonlarca ağırlaştı , her şey yavaş çekime alınmış gibiydi.. Araba hareket ederken  hayalinde bu anla ilgili  tek  kalmasını istediği kadına uzun uzun baktı.

***
"Geldik efendim."

Duyduğu sesle kendine geldi.Bir şey eridi gitti içinden.Geldik mi ?  O an anladı  olacaklara hazır değildi . Evinden ayrılışına öyle bir odaklanmıştı ki  yeni bir eve,  tanımadığı  ama evli olduğu adama, şu anda başlayacağı yeni bir hayata hazır değildi!Nasıl davranmalıydı  ona , evlendiği  kişi kimdi ki  ?  Karşısında susması gereken bir kişi daha mı? Ellerinin titremesini kontrol etmeye çalışıyordu ama nafile.Şoför çoktan arabadan inmiş bagajdan bavulunu indirmişti.
Evet  sadece bir bavulla , hiç bilmediği yeni bir hayata girmek üzereydi.
Arabadan inerken durduğu evin kapısına  dikkatlice baktı. Yeşil renkli demir bir kapı bahçeye açılıyordu.
Yüksek duvarlarla örülmüş bahçe iki katlı bir evi himayesine almış gibiydi.Sanki bütün dünyadan saklamak ister gibi,sanki her mevsim kış yaşıyormuş gibi.
Bir baş selamına ayrıldı şoför yanından. Sadece bir zile basmak kalmıştı. Avuç içi ter icinde kalmıştı.Şimdi kaçıp gitseydi, hem de arkasına bile  bakmadan.
Nereye giderdi?  Kaçtığı onca şey varken

"Baba kapıdaki kim , tanıyor musun?"

Duyduğu sesle birlikte arkasına döndü . Sadece bir saatliğine   yan yana durup , suratına korkusundan dönüp bakamadığı,  ancak  çok iyi hatırladığı bu koku  onundu.Sadece bir saniye gözleri birbirlerine dokundu ve anında çekti adam.Son derece sinirli bir şekilde bahçe kapısına yöneldi.Kızına cevap bile vermeden direkt onaydı söyledikleri.
Soğuk ve sert.Bana bulaşma sakın senden nefret ediyorum
dahası iğreniyorum der gibi,
suratına tükürür gibi.
Kendisine söylenen , hayatı boyunca herkesten  duyduğu emir cümlelerinden  biriydi.

-Geç içeri !

DönüşümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin