"Ahh, çıldıracağım!" Oturduğum banktan kalktım ve müziğin sesini sonuna kadar açtım. Düşüncelerimi susturmam gerek.
Telefonu cebime attım ve müziğe odaklanarak, adımlarımı yurda çevirdim. Kapanma saatine daha 2 saat var. Saat; 9.06
3 saattir, bir bankta oturmuş, dün gece gördüğüm şeyin gerçek mi yoksa düş mü olduğunu anlamaya çalışıyorum. Umarım ikisi de değildir. Ne böyle bir şeyin gerçek olmasını, ne de böyle bir hayal görmüş olmayı istemiyorum. İki ihtimalde berbat.
Ayaklarımı izleyerek yürürken biri bana çarptı. Bende çarpmış olabilirim, bilmiyorum. Göğsünden kafamı çekip kim olduğuna baktım.
"Yavaş." Ağzımdan otomatik dökülen kelimeyle bir adım geriledim.
İnsanlar ikiye ayrılır: Suçu üstüne alanlar ve başkasına suç atanlar.
Sen çarptın, diyecek.
"Sen çarptın!" Böyle salak bir insan için kulaklığımı çıkartmama dahi gerek yok.
"Affedersiniz." Yüzüne tekrar bakmadan yanından geçip gittim. Kafamı kaldırıp etrafa baktım. Kayboldum galiba. Cebimden telefonumu çıkartıp Esila'yı aradım.
"Konum atsana."
"Tamam, dikkatli ol." Aramayı sonlandırıp sohbet uygulamasına girdim. O kadarda kötü değil.
Tekrar yürümeye başladım ama bu sefer etrafa bakarak.
Kaybolursanız ya geldiğiniz yoldan geri dönmeye çalışın ya da bi arkadaşınızdan konum isteyin. Arkadaşınız yoksa Google Haritalara girin ve halledin. Arel'den bilgiler köşemiz bu kadardı..
Esila, en yakın arkadaşım olur kendisi. Aynı zamanda; oda arkadaşım, sınıf arkadaşım, bazen de sıra arkadaşım falan.
Dün gece... Ahh! Aklıma geldikçe çıldıracak gibi oluyorum. Adımlarım benden habersiz hızlanırken müziğin sesini biraz kıstım. Birkaç dakika içinde koşmaya başladım.
Dün gece odaya bir adam girdi ya da ben öyle sandım, bilmiyorum. Ama gerçek gibiydi... O, orospuço.
Uyanmayı denediğimi hatırlıyorum ama uykum çok ağır basmıştı. Keşke uyumasaydım da o pisliği öldürseydim! Acaba Elisa'nın bundan haberi var mı?
Bunu onunla konuşmak istiyorum ama önce emin olmam gerek. Bu gece... Bu gece nöbet tutacağım. Eğer o piç tekrar gelirse işte o zaman işi bitecek!
Koşmaktan ağrıyan bacaklarımı yavaşlattım ve kafamı kaldırdım. İşte yurt binası. Hızlı hızlı nefis alıp verirken, binaya girdim.
Merdiven mi, asansör mü?
Asansör.
Asansör kabinine girip, 7. katın düğmesine bastım.
Başlıyoruz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i am not baby
Teen Fictionoda arkadaşımın sevgilisi babam yaşında! "Bana burada ne bok döndüğünü açıklayacak mısın?" "Asra... O, kampüs aşkım. Profesör-" "Kampüs aşkın diye anlattığın çocuk profesör müydü!" Ses kontrolümü istemsizce kaybedip, bağırdıma çoktan pişman olmuştu...