Riddle bunu söyledikten sonra gülümsedi. Çenemi tutup kendime yakınlaştırdı. Dudağını dudağımda hissettiğim sırada adımı birisi seslendi.
Voldemort : Uyan Diana.
Babamın odasındaydım. Babam ve abim yoktu. Voldemort vardı.
Voldemort : Sana bugün görev vereceğimi söylemiştim.
Diana : Evet.
Doğrulup oturdum. Voldemort gelip yatağımın kenarına oturdu. İşaret parmağıyla çenemi tuttu.
Voldemort : İyi görünüyorsun. Gençliğimle iyi anlaşıyor musun bari?
Diana : O senin geçmişin olduğu için bilmiyor musun?
Voldemort : Hayır. Geçmişim ve geleceğim olduğunu için bilemiyorum.
Diana : Anladım.
Voldemort : Görevin ne biliyor musun?
Diana : Hayır...
Voldemort : Görevin İhtiyaç Odası'nı bulmak ve oradan bana Rowena Ravenclaw'un diademini getirmek.
Diana : Ahhh yine mi bir oda?
Voldemort : İhtiyaç Odasını gerçekten ihtiyacın olduğu bir zamanda bulabilirsin. Oda gerçekten ona ihtiyacın olduğu zaman belirir.
Diana : Peki bu oda nerede?
Voldemort : Dediğim gibi. Yeri sadece ihtiyacın olduğu zaman ortaya çıkar.
Diana : Pffff. Peki.
Voldemort : Güzel. Dediklerimi yapıyorsun. Bu hoşuma gidiyor.
Voldemort kulağıma doğru eğildi.
Voldemort : Eee Diana? Gençliğimi yakışıklı buldun mu bari?
Diana : Ne?
Geri sıçradım.
Diana : Nasıl bu konuya geldik?
Voldemort : Her türlü konuyu benimle konuşabilirsin Diana.
Diana : Babam nerede?
Voldemort : Büyük ihtimalle ders veriyor.
Diana : Abim?
Voldemort : Onun hakkında pek bilgim yok.
Diana : Onları bulmam gerek.
Ayağa kalkmaya çalıştım. Voldemort beni kolumdan tuttu ve yanına oturttu. Yüzüme doğru eğildi.
Voldemort : Hayır Diana. Benden kaçmayacaksın. Asla. Hiç bir zaman. Bunu sana öğreteceğim.
Kırmızı gözleri zihnime kazınmıştı artık.
Diana : Kaçmıyorum ki?
Voldemort : Hayır Diana. Kaçamıyorsun.
Gözlerimi devirdim. Ayağa kalkıp üstümü düzelttim. Askıdan cübbemi alıp giydim ve aynanın karşısına geçtim. Voldemort aniden yanımda belirdi. Başımı kaldırıp ona baktım. Bana aynaya bak anlamında bir bakış attı. Aynada arkamda kanatlarım çıkmıştı. Voldemort ve ben İmparator ve İmparatoriçe gibi duruyorduk.
Voldemort : Ne güzel görüntü.
Diana : Neyse.
Voldemort : Bir şey mi dicektin?
Diana : Yok.
Voldemort : Zihnini okuyorum Diana. Söyle ne diceksen.
Diana : Benim istediğim görüntü bu değil.
Voldemort "neden" der gibi baktı.
Diana : Benim istediğim görüntüde abim ve babam var.
Voldemort : Ah hayır Diana...
Diana : Evet öyle. Benim istediğim güç değil. Abim ve babam.
Voldemort : Sana onların hep olmayacağını. Her zaman yaralarını iyileştirmeyeceğini ama benim her zaman yanında olacağımı söylemiştim.
Başımı iki yana salladım. Voldemort gözlerini kısmıştı. Aniden yere düşer gibi oldum ve yine en son olmak istediğim yerler arasında olan ateş üçgenine geldim.
Voldemort : Bunu bir daha duymak istemiyorum Diana. Yoksa...
Abimin durduğu taraftaki alevler gittikçe arttı ve abimi içine alacak oldu.
Diana : Dur! Hayır! Tamam! Bir daha böyle konuşmayacağım! Gerçekten!
O tarafa koşup alevler abimi sararken bende onların peşinde atladım ve sert bir düşüş yaşadım. Aynanın biraz ilerisine düşmüştüm. Hızla arkamı dönüp Voldemort'a baktım.
Diana : A-Abim! Ölmeyecek değil mi?
Voldemort : Hayır Diana. Ölmeyecek. Şimdilik.
Burnumu çekip önüme baktım. Çok korkmuştum. Yavaşça ağlayarak geriye çekilip duvarın kenarında dizlerimi karnıma çektim. Voldemort yine başıma geldi.
Voldemort : Gerçekten seni böyle görmek, üzmek istemiyorum Diana. Lütfen bana bunları yaptırma. Benim için değerlisin. Abin büyük salonda. Yanına git.
Voldemort iki elimden tutup beni ayağa kaldırdı. Onun yüzüne bakmak istemiyordum. İki eliyle boynumu tutup ona bakmamı zorladı. Eğildi. Alnıma bir öpücük verdi.
Voldemort : Ağlama.
Ellerimi yumruk yaptım. Sıradaki hedefi abimdi. Tek hatam onu kaybetmeme neden olacaktı. Voldemort yanağımdaki yaşı parmağıyla sildi. Saçımı geriye attı ve geri çekildi.
Voldemort : Sonra görüşürüz Kara Melek.
Voldemort buhar olup kayboldu. Aynada kendime baktım. Gözüm kızarmıştı. Banyoya girip yüzümü yıkadım. Saçımı ıslatıp düzelttim ve çıktım. Büyük salona indim. İçeri göz attım. Abim öğretmenler masasında babamın yanında oturuyordu. İkisi konuşuyordu. Hızla yanlarına gittim.
Diana : Abi!
Barty : Diana. Uyandın demek.
Yanına gidip hemen sarıldım.
Snape : Babaya sarılmak yok mu ya?
Ardından gidip babama sarıldım.
Remus : Herkesin ortasında böyle sarılabileceğinizi bilmiyordum. Özellikle Diana'nın öğretmenler masasına gelecek kadar bir torpili olduğunu bilmiyordum.
Babam Remus'a kötü bir bakış attı.
Barty : Tamam baba. Diana seninle sonra konuşuruz hadi gidip yemeğini ye.
Biraz üzülmüştüm. Remus'a öfkeli bir bakış atıp yerime geçtim. Az sonra yanıma Draco geldi. Ve tabi ki onun kuyruğu Lara.
Draco : Selam Diana.
Diana : Selam Draco.
Draco yanıma geçti. Lara da onun yanına geçti.
Draco : Nasıl gidiyor bakalım?
Diana : Bazen iyi bazen kötü işte.
Draco : Aynı benimde.
Lara : Diana'nın yanında beni unutuyorsun abi.
Draco : Hep seninle olduğumu unutma Lara. Ve bu kadar kıskanç olma.
Yeniden kavga etmelerini istemiyordum. Gerçi uzamadı ki Lara yemeğine döndü. Bende yemeğime döndüm.
Draco : Bugün pikniğe gideceğiz geliyor musun?
Diana : Hala 1 ton ödevim var. Dün yapamadım.
Draco : Kötü oldu. Peki sonra kesinlike yaptığımız bir pikniğe geleceksin ama.
Diana : Tamam.Yemekten sonra babamın odasına inip koltukta tavanı izleyerek yatmaya başladım. Bir süre sonra babam ve abim geldi. Hala konuşuyorlardı ve keyifleri yerindeydi.
Barty : Meleğim neredeymiş?
Koşup ona sarıldım.
Snape : Tüh gene unutulduk.
Abimi bırakıp babama sarıldım. Beni kucağına alıp oturdu. Abim de karşısına geçti.
Snape : Barty'nin güzel bir haberi var.
Diana : Ne o abi?
Barty : Okulda artık iş yapacağım. Her gün gezmekten her yeri ezberledim. Bu yüzden Dumbledore beni bekçi gibi bir şey yaptı.
Diana : Hagrid?
Snape : O bahçeye bakıyor.
Barty : Biraz para da kazanacağım Diana.
Snape : Bu iyi oldu çünkü her şeyi benden çıkıyordu.
Barty : Ve bu ne demek biliyor musun?
Diana : Ne demek?
Barty : Sana sürpriz hediyeler demek.
Diana : Güzel!
Barty : Ama geceleri de görevim var. Saat 10'dan sonra tüm öğrencileri denetlemem gerekli. Sonra güzel bir uyku isterim tabi. Bu yüzden yatağında bana yer aç.
Snape : Barty! Sana oda verdiler sanıyorum.
Barty : Ama hiç bir yatak Diana'nın yatağı kadar yumuşak olamaz.
Snape : Pfff. Her zamanki gibi kaşınıyorsun Barty.
Diana : Güzel. Şimdi gidip ödevimi yapabilir miyim?
Snape : Tabi. Nerede olursun.
Durdum. Yalan söylemek istemiyordum.
Diana : Sırlar Odasında çalışmayı seviyorum.
Snape : Evet Barty. Bana hiç çekmemiş diyorsun ama kızım manyağa dönüştü yerin altında ders çalışma fantezisi var.
Diana : Lütfen...
Snape : Tamam ama yerin altında fazla kaybolma.Artık ezberlediğim yoldan heykelin odasına geldim. Riddle yine tavanı izliyordu.
Diana : Ders çalışmaya geldim Riddle.
Riddle başını kaldırıp baktı. Sevinçle fırladı.
Tom : Sonunda geldin.
Diana : Ne o beni mi özledin? Bi kaç saat önce beni rüyamda öpüyordun?
Tom : Ona öpüşme denmez. Öpecekken uyandın.
Diana : Üzüldün mü?
Tom : Hayır. Ama hoşuna gitmiş demek.
Diana : Beni öpmeye niyetlisin yani.
Dudağının sağ tarafı yukarı kalktı.
Tom : Doğru tespit Diana.
Yanına gidip oturdum.
Diana : Gittikçe tehlikeli biri oluyorsun Riddle. Beni öpme ayağına ödevine yardım edeceğim diyorsun ha?
Tom : Bilmem öyle mi diyorum?
Riddle yüzüme doğru yaklaştı. Biraz geri kaçıp güldüm.
Diana : Neyse. Şovu kes. Ve ödevime yardım et.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Snape'in Kızı
FantasySize baba diyebilir miyim? Profesör dondu. Bana döndü. Gözü yaşlı gülümsedi. Tabi ki öyle diyeceksin. Diana 11 yaşına geldiğinde Hogwarts'tan kabul mektubunu alır. Küçüklükten beri aradığı babasının Snape olduğunu düşünmektedir. Aynı zamanda bir k...