8.bölüm

156 9 4
                                    

Kapının açılmasıyla uyandım.Kafam zonkluyordu.Tüm gece Sebastianın ne diyeceğini düşündüğümden böyle oldu tabi.Kafamı kapı tarafa döndürdüğümde yine Sebastian kendi yerine Mey-rin'i gönderdiğini gördüm.Artık cidden böyle şeylerle uğraşmak istemiyordum.

Mey-Rin
-Efendim,Günaydın.
Kiyafetlerinizi bu gün ben değiştireceğim.

Sebastian yine ne halt yiyor acaba diye düşünürken Mey-rin konuştu.

Mey-rin
-Efendim,Sebastian bu mektubu bırakıb gitti ve gece döneceğini söyledi.İzninizle çıkıyorum.

Mey-rinin gideli 5 dakika falan olmuştu ben hâla şaşırmış bir ifadeyle Sebastianın nereye gidebileceğini düşünüyordum.Aniden kendime gelib mektubu açtım.Mektubda sadece "Merak etmeyin küçük efendi işim çıktığı için geceye anca gelirim" yazıyordu.
Bu 2 ci kez oluyordu artık.İçimde garip hiss vardı.Sanki Sebastianın bana kiminle görüşeceğini ve ya nereye gittiğini söylememesinden hoşlanmıyordum.Ayağa kalkıb mutfağa doğru ilerledim.Mutfağa vardığımda bana özel kahvaltı vardı ve küçük bir not.Hemen not'u alıb okudum.Nereye gittiğini falan yazmıştır sanıyordum ama aptal kafam.Sadece afiyyet olsun yazılmıştı.Tch..sinirlerim bozulmaya başladı.Yemek yemeden dışarıya çıktım.Nereye gideceğimi bilmiyordum.Undertaker'e mı gitsem diye düşünüyordum.O Sebastianın nerede olduğunu bilir miki? Sormaktan zarar gelmez diye düşünüb UnderTaker'a doğru yol aldım.Vardığımda kapıyı açıb içeriye girdim.Kimse yoktu.

Ciel
-UnderTaker?

Bir-kaç kez böyle seslendim ama cevab alamadım.Dışarıya çıkıb düşünmeye başladım.Sebastian Undertakerlemi görüşmüştü? Ne işi olur ki onunla?
Her neyse malikaneye dönmeye karar verdim.Ama Sebastianı cidden merak ediyordum.Dün geceki gibi öpmesini istiyoru-.. diye düşünürken birine çarptım kafamı kaldırdığımda karşımda sebastianın boylarında beyaz saçlı biriydi.Özür dileyib yoluma devam ettim.Garip biriydi sanki onu bir yerlerde görmüşüm gibi hissetdim.Malikaneye varmıştım.Çalışma odama geçib biraz dosyalara göz gezdirdim.Saat akşam 20:37 di ne zaman gelicek diye düşünüyordum.Biraz geçtikden sonra Mey-rin odaya girdi.

Mey-rin
-Genç efendim, üzgünüm rahatsız ettim.Aşağıda sizi bir misafir bekliyor.

Ne? Birini davet ettiğimi hatırlamıyorum.

Ciel
-Tamam çıka bilirsin.

Kimseyi davet etmediğime emindim.Aşağıya doğru ilerleyib salona doğru yöneldim içeri girdiğimde duraksadım.Karşımdakı sabah çarptığım adamdı malikanemi nereden biliyor? Beni takip mi etti? Ne istiyor??
Bu düşüncelerden kurtulub içeriye girdim.

Ciel
-Buraya ne için geldin?

?
-Kaba bir çocuksun.Sebastian benden bahs etmemişmiydi sana?

Sebastianı tanıyor mu? Neyin nesi bu herif.

Ciel
-Uzatma konuya gir.

?
-Acelecisiniz.İlk önce kendimi tanıtayım.
Melek Ash Landers.Ve buraya gelme nedenim seni Sebastiandan kurtarmak.
Demek ist-

Sözünü keserek.

Ciel
-Teklifini geri çeviriyorum.Gide bilirsiniz.

Ash Landers
-Ne yazık ki olumsuz cevab kabul etmiyorum.

Ciel
-Bu senin sorunun.Artık gider misiniz?

Ash Landers
-Zoru oynamamı istemiyorsan uslu çocuk olub beni dinleyib benimle geliceksin.

Tch..Lanet olası herif. Sebastian hep böyle durumlarda kayboluyor.

Ciel
-Tch..Benden ne istiyorsun?

Ash Landers
-Sebastianla olan anlaşmanızı boza bilirim.Benimle gelib işlediğin tüm günahlarından arındırırım seni.

Ciel
-Saçmalık.Bu kadar yeter Sebastianı çağırıyorum.

Göz bandımı açıb Sebastianı çağırmaya çalışdım.Ama işe yaramıyordu??!

Ash Landers
-Üzgünüm ciel'cim o biraz imkansız olucak.Zaten şuan benim kopyamla uğraşıyor.

Seni adi pislik.Bardroy ve Finnian bu pisliği oyalaya bilirse Sebastianı çağırmakla uğraşayım.

Ciel
-Peki, o zaman Bardroy ve Finnianı çağırıb buraya göz kulak olmalarını söyleyeceğim sonrada seninle geleceğim.

Onaylarcasına kafasını salladı.

Ciel
-Miy-ren!

Bir kaç dakika sonra içeriye girdi.Ne istediğimi sorarcasına bir bakış attı.

Ciel
-Mey-rin rica etsem Bardroy'la Finnianı çağırır mısın.

Anlaması için yapmacık gülümsemeyle söyledim.

~~~~~~~~~~~~~~~
~~~~~~~~~
Devam edicek




Sebaciel || KarışıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin