Medya :
Not :
"Vitiligo deride beyaz lekeler halinde kendini belli
eden bir bağışıklık sistemi hastalığıdır."🗞️
Uraz :
Perdeni kapatsan iyi olur komşu kızı. Kapat ki seni görmesinler.Görüldü..
Uraz... Kalbimin yangını. Yüreğimde hapsettiğim yürek sızım. Her defasında yüreğimi incitmeden gününü geçirmeyen sevdam. Dilinden dökülen kelimelerinle kalbime su serpmek ve ferahlatmak yerine, ateşe verip bir harabeye çeviren adam.
Tek başıma taşıyamazken bu sevdayı, bile bile kül ediyorsun. Göz göre göre parçalıyorsun. Yapma kehribar gözlü adam. Oysa bir bakışına umut ediyorum ya ben.
Lidya :
Kusura bakma Uraz abi. Bir daha görüntü kirliliği yapmam.Çevrimdışı..
Öyleydi. Ben onun için görüntü kirliliğiydim sadece. Bunu açık açık demese de, bunu ima ediyordu. Benden hoşlanmıyordu. Beni görmeye tahammülü yoktu. Bedenimdeki lekelerden iğreniyordu...
Penceremin perdesini çekecekken karşıdan odama doğru bakan urazı fark ettim. O soğuk bakışları yaz aylarına karşı gelircesine üşütüyordu yüreğimi...
Bakışlarımı kaçırarak perdeyi çekmiş ve yatağıma oturmuştum. Elimde ekranı açık telefon ve onun mesajını kaç defa okuduğumu dahi bilmiyordum...
"Kapat ki seni daha görmesinler"
Yanağımda hissettiğim ıslaklık ağladığımın belirtisiydi. Ne bir hıçkırık, nede bir çığlık...
Benim haykırışlarım yüreğimde harabeler yaratıyordu.
En tuhafı da ben bu harabenin sahibine ölüp bitmemdi.Hızla ayağa kalkıp masama doğru yöneldim. Artık insanların o tiksinen bakışlarından bunalmıştım. İnsanlardan çok onun. Çekmeceden çıkardığım kapatıcıyı açıp yüzümün çevresindeki ve vücudumda görünen lekeleri titreyen ellerim ile kapatmaya başladım.
Bende insandım ya? Benimde duygularım vardı ya? Ben sevilmeyi hak etmiyor muydum.Kapatıcıyı masaya bırakıp kafamı aynaya doğru çevirdim.
Güzellik bu mudur? İnsan kusurları da sevemez mi?
Uraz bu sefer o gözlerinde bana da yer olacak mıydı.... Bana da herkese baktığın gibi güzel bakar mıydın. Şimdi beni böyle sever miydin.Şimdi bu sefer perdemin açık olmasını sorun etmez miydin.
🗞️
Telefonumdan gelen bildirim sesi ile düşüncelerimi geride bırakmış ve telefonu elime almıştım.
Mesaj atan Uraz'ın kardeşi Hazan dı. Hazan tek arkadaşımdı. Uraz gibi değildi. Yumuşacık bir kalbe sahipti. Beni olduğum gibi seven kişiydi.Hazan :
Lidya bize gelsene annem tutturdu sarma satacağım diye. Beni de bırakmıyor. Lütfen gel yardım et canımın içi. İhtiyacım var sana.Beni evine çağırması kalbimin hızlı çarpmasına neden oluyordu. Onunla aynı ortamda olmaduğumu düşündüğümde bile kendime hakim olamıyorken, onun yanında nasıl duracaktım? Onun yanına gitmeyi canımdan çok istiyordum. Kalbe zarar birşeyi bir insan nasıl bu kadar ister.
Uraz kalbe zarardı.Lidya :
Hazan. Ben ne desem bilemedim. Yani, abin benden hoşlanmıyor gibi.Görüldü..
Hazan :
Onu umursama Lidya! Abim de olsa o seni hak etmiyor. Güzelim kendine yazık etme. Şimdi kafandaki o düşünceleri at! Ve koşarak yanıma gel. Benim için.Lidya :
10 dakikaya oradayım.Çevrimdışı..
Kalbimi ezip geçen adam için şuan Heycanlıydım. Aptalım ya ben. Akıllanmazım ya ben. Her seferinde itip yere düşmemi ve dizlerimin kanamasına sebep olan adam yüzünden ağlayıp, adama sığınıyordum. Yara iken derman buluyordum.
Heycanla üstümdekilerş kontrol etmiştim. Uzun kollu çiçek desenli bir gömlek ve mavi dar kot pantolonum ile sıradan görünüyordum. Ama sorun değildi. Bu benim için iyiydi. Hem kapatamadım lekelerin de görünmemesini sağlıyordu. Yüzümdeki lekeleri tamamen kapatmıştım. Onun istediği gibi kusursuz bir ten...
🗞️
Telefonumu arka cebime koyup terleyen ellerimi pantolonuma sürtmüş heycanla çarpan kalbimle kapının önünde bekliyordum.
Umarım kapıyı o açmazdı...Zili çalmıştım. Kalbimin atışını kulaklarımda hissediyordum. Bu aşk beni öldürmüyordu. Süründürüyordu...
Kapının açılması ile başımı kaldırmış ve karşımda duran hale teyze ile gülümsedim. Hale teyzem annem gibiydi... Annemin yerini dolduruyordu...
"Hoş geldin güzel kızım. Seni hazan mı çağırdı? Ah eşşek sıpası işten kaytarmak için çağırmış seni buraya kadar" dedi huysuzca Hale teyze. Kıkırdamadan edemedim. Kızını çok iyi tanıyordu. Hazan böyleydi. Bazen hazan yüzünden de az terlik yememişdim arkamdan. En son yoğurt tenceresini taşırken merdivenden aşağıya düşürüp her tarafı yoğurt yapmıştık. Tabiki de Hale teyze bizi görmüş ve elinde terlik ile bir nişancı gibi arkamızdan atmıştı.
"Aaa hiç öyle şey olur mu Hale teyze. Bende dedim hazan'ın başı sıkışmış madem yardıma geleyim dedim. Bilirsin kızın çok uslu hamarat." diyerek gülümsedim.
" Hadi hadi geç içeri diyer sıpa! Hazan içerde salonda" dedi ve beraber içeriye girdik.
🗞️
Yarım saattir hazan ile sarma sarmaya çalışıyorduk. Daha doğrusu o bana öğretiyor bende ona ayak uyduruyordum. Hale teyzenin dediğine göre, bu işi kolay kavramıştım.
" Lidya bak ben sana bunu öğrettim ama şimdi annem benimkini beğenmiyor. Başıma bela açtım galiba" dedi annesine bakıp homurdanan hazan. Gülmeden edemedim.
" Senden güzel yapmam tatlım. Emin ol sen hala mükemmelsin. Baksana bu benim boyum kadar oldu." dedim dudaklarımı büzüp.
"Senin gibi minnak işte." diyerek güldü. Kaşlarımı çatmış hazan'ın ağzına çiğ sarmayı sokmuştum. O da şaşkına bana bakıp keyif alarak yemişti.
Sarmayı bitirmiş ve hazan'la birlikte mutfakta çay yapmış bir yandan çayın olmasını bir yandan da bardakları dizmiş bekliyorduk.
Sanırım Uraz odasındaydı. Geldiğimden beri hiç görmemiştim. Belki de benim geleceğimden haberi vardı. Bu nedenle etrafımda olmak istemiyordu.
" lidya sen lekelerini neden kapattın?" diye sordu hazan.
" böyle daha iyi." dedim bakışlarımı parmaklarıma çevirerek. Sıkıntı ile parmaklarımla oynuyordum.
" Ama sen doğal halinle çok güzelsin be lidyam.. Yapma böyle. İnsanların ne düşündüklerini umursama. "dedi ellerimi tutup. Hüzünlü bakışı dolu gözlerimle kesişti.
" abim dimi? Abim yüzünden yapıyorsun bunu kendine? "dedi. Beni tanıyordu. Ne diyebilirdim ki.
" Belki böyle bana karşı bakışları biraz da olsun değişir diye düşündüm hazan.. " diye fısıldadım duyacağı şekilde.
" Seni olduğun gibi sevmeyen böyle de sevmesin güzelim.. Abim seni gerçekten hiç hak etmiyor. Bu yüreği hiç hak etmiyor" dedi avuç içini kalbime koyarak.
" hazan bu yüreği nasıl durdurabilirim?" dedim yanağımdan süzülen yaşlarla.
Hazan ile biraz dertleştikten sonra Uraz'ın mutfağa gitmesi ile sessizleştik. Uraz sorgular gözleri ile bize bakmış ve sürahide ki suyu bardağa doldurmuş bir dikleyişte içmişti
Sonra kısa bir bakış atıp çıkmıştı mutfaktan. Yanımdan geçerken beni rüyalar götüren kokusunu içime çektim. Ciğerlerimin bayram etmesine sebep olmuştu.
Kokusu ile yumduğum gözlerimi açarak hayal dünyamdan çıkmıştım. Uraz, kokun kokumla ne zaman karışacaktı artık.
Nasıl, ne zamana kadar bekleyecektim seni.-Bölüm Sonu-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kusursuz Aşk
Teen Fiction" Perdeni kapatsan iyi olur komşu kızı. Kapat ki seni görmesinler."