pink claps

4.9K 83 85
                                    

"Jeongguk ben çıkıyorum." Ayakkabılarını giyerken küçüğüne seslenmişti Jimin. Karşı taraftan onaylayan mırıltılar gelince kapıyı kapatarak çıktı evden. Gideceği yeri çok iyi biliyordu sarışın olan. O sırada salonda sakince oyun konsolundan oyun oynayan Jeongguk ise evde tek kalmanın verdiği rahatlıkla kıyafetlerini çıkarıp salonun bir köşesine attı.

Boş boş vakit geçirdikten sonra yavaştan yavaştan sıkıldığını hissetti ve sabahtan beri ona uğramayan düşünceler yeni yeni zihnini meşgul ediyordu. Evde yalnızdı. İlk önce sevgilisi, daha sonra da Jimin hyungu ona nereye gittiğini söylemeden gitmişlerdi. Tamam, Jimin'i pek merak etmemişti, o her zaman söylemezdi ama Taehyung'un böyle bir alışkanlığı da yoktu ki haber vermeden gitsin. Jeongguk hemen telefonunu çıkarıp Taehyung'u aradı. Bir kaç çalıştan sonra telefon açıldı, Taehyung dışardaydı.

"Efendim Jeongguk?" Taehyung sakince konuşmuştu ama Jeongguk pek sakin değildi. Yine de belli etmemeye çalışarak konuştu. "Taehyungie hyung, neredesin? Gelmedin hâlâ?" Sesinin meraklı çıkmasına engel olamazken sordu hemen. Taehyung ise istifini bozmadan uydurduğu yalanı söylemekte aceleci değildi. Sonuçta illa doğruyu söylemesi gerekmiyordu ona ne de olsa.

"Namjoon hyungla dışarıdayız güzelim. Dolaşıyoruz biraz." Jeongguk'un içi rahatlarken gülümseyerek sevgilisine veda edip telefonu kapattı. Taehyung'un ne zaman geleceğini bilmiyordu ama kendisi acıktığı için pratik şeyler hazırlayıp yedi. Evde yapacak bir şey bulamıyordu ve en son kendisini mutfakta Taehyung ve kendisinin en sevdiği tatlıyı yaparken buldu. Çeşitli tariflere bakarken zorlanmadan yapıyordu her şeyi.

O sırada Taehyung yanındaki bedenin onu sürüklediği mağazanın önünde durup camdan içeriyi izlediler. Çok riskli bir durumdaydılar. Herhangi birisi gördüğü an ardı arkası kesilmez dedikoduların merkezi olacaklardı ama Taehyung her zaman risk seven birisi olmuştu. Bundandır ki zamanında ulu orta yerlerde Jeongguk ile öpüşmeleri, bilindik barlarda bilinmedik fanteziler yaşamaları, şirkette bile aşırı yakınlaşmaları ve niceleri... Sonuçta dünyaca ünlü bir gruplardı ve bir hareketleri her bir üyeyi etkilerdi. Ama Taehyung'un pek de umrunda değil gibiydi.

Bugün de risk alıyordu Taehyung. Ve artık beklemenin anlamsız olduğunu düşünüp yanındaki maskeli çocuğun kolunu tutarak içeri girdi. Burası güvenilir bir yerdi, en azından yanındaki çocuk öyle demişti ve Taehyung ona ölesiye güvenirdi. Etrafta, duvarda, yerde, askılarda asılı olan türlü türlü oyuncaklara bakınca deliye döndüğünü hissediyordu Taehyung. Buraya gelmenin ne kadar doğru bir fikir olduğunu düşünüyordu.

"Nasıl buldun Taetae?" Jimin'i arsız sırıtışını maskenin altından bile gören Taehyung gözlerini devirmeden edemedi. Bu fikri onun aklına o sokmuştu. Jeongguk gibi bebeksi ve masum seven bu çocuğu böyle işlere alet etmek biraz utandırmıştı esmer olanı.

"Bilmiyorum Jimin, ilk sevişmemiz fantezili olmak zorunda mı cidden?" Gözlerini deviren taraf bu sefer Jimindi. "Bana güven sen bir şey olmaz. Hem o kadar abartmana gerek yok. Sana manyak aletler al demiyorum. Şu anlık en fazla kelepçe alabilirsin bence. Evet evet kelepçe al, fazla ileri gitme. Bayılır falan uğraşmayalım sonra." Taehyung, Jimin'in bu dediğine katılmıştı. Mağazayı gezerek kelepçeleri aramaya koyuldu ama bir türlü Jeongguk'un zarif bileklerine yakışır bir şey bulamamıştı.

Biraz daha gezdikten sonra renkli kelepçelerin olduğu kısıma gitti ve orada duran pembe kelepçeler Taaehyung'un dikkatini oldukça fazla çekti. Kelepçeyi evirdi, çevirdi ve Jeongguk'un bileklerinde hayal etti bu görüntüyü. Anlaşılan akşam Jeongguk için hiç de kolay olmayacaktı.

(...)

"Oha sonunda geldi." Jeongguk uzandığı koltuktan kalkıp kapıya doğru heyecanla ilerledi. Vardığında Taehyung ayakkabılarını çıkarmış ve ceketini portmantoya asmıştı. Hemen gidip sevgilisinin kollarına atladığında saat Dokuz'a vuruyordu. Jeongguk kollarını sıkıca Tae'nin omzuna sararken esmer olan da ellerini miniğinin kalçalarına yerleştirmiş; hem düşmemesini sağlıyor hem de aldığı oyuncak yüzünden elleri altındaki kalçaları hafif hafif sıkıyordu.

pink claps | tk ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin