Ablam ve Enis abi benim evliliğimden çok memnundular.
Her yaz, Dalyanda ki tatil köyümüze gidip, on gün bedava tatil yapıp, İstanbul'a döndüklerinde ballandıra ballandıra anlatıp öğünürlerdi."
" Orası çok mu ünlüydü?"
"Sevgi, şu kadarını söyleyeyim King tatil köyü, öyle herkesin gidebileceği bir yer değil. Sadece ünlüler ve çok zenginler."
"Bir dakika ya, orada her şey altından mı ki, sadece bu ayrıcalıklı insanlar gidiyor."
Sude ilk kez içten güldü. Sevginin saçlarını okşayıp elini tuttu.
"Canım arkadaşım, insanlar oraya daha çok sevgilileriyle gelip kaçamak yapar.
Kimse kimseyi umursamaz.
Ha sevgili demişken bu insanlar evli. Kadınlar ve erkekler genç sevgilileriyle gelir.
Mahremiyete çok önem verilir. Ve evet, altından değil ama her şey çok kalitelidir."
"Yaa, şu flört aşamasına geç. Yemeğe gittin sonra ne oldu?"
Bu kez Sevgi ve Sude, Bergüzara gülmeye başladılar.
"Başlıyorum canlarım ama yarın sabah. Saate bakın ve iyi geceleeeer."
Sude koşarak banyoya kaçtı. Sevgi ve Bergüzar arkasından bağırdı.
"Hain kız buraya gel"
**** ****
Sabah Sevgi kahvaltı hazırlamıştı. Simit ve taze ekmek almış, mutfağı mis gibi kokuyorlar sarmıştı.
Sude, gerinerek geldi. Saçı başı bir birine karışmış mutfak kapısında belirdiğinde Sevgi bağırdı.
"Aman Allah'ım yetişin evimize cadı gelmiş. Bergüzar imdaaat!"
Sude gelip Sevgiye sarıldı.
"Sana aşk büyüsü yapmaya geldim."
"İstemem aşkın adı batsın, ben dersimi aldım git başımdan."
Bergüzar, koltuk değneğine dayanarak mutfak kapısında belirdi.
"Bu ne şamata yaa! Karnım acıktı."
Sevgi anlatmaya başladığında, Sude banyoya kaçtı.
Gülerek eğlenerek kahvaltıyı bitirdiler.
" Bergüzar sen burada otur, biz şu evi biraz güldürelim. Geldiğimizden bu yana şöyle dip bucak temizlemedik."
"Bende yemek yapayım. "
Sude ve Sevgi işe koyuldu. Bergüzar onlara annesinden öğrendiği Ankara tava yapmaya başladı.
Şehriyeyi tereyağıyla kavurmaya başladığında kızlar mutfağa geldi.
"Bu koku da ne? Bergüzar, acıktık."
"Çüşşş, şimdi kalktınız ya sofradan. Çıkın mutfağımdan. Ha Sude buzlukta et var mı baksana?"
"Bu pakette biraz var yeter mi?"
Kızları kovaladı, etin buzunu mikroda eritip, Ankara tavayı yapmaya başladı.
İki saatin içinde işleri bitmişti.
"Kahveleri yapıyorum."
Sevgiye, gülerek baktılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞLADIĞIMA BAKMAYIN (üç kadın)
Ficción GeneralÜç kadın, üç hikaye. "Tek seçeneğiniz var. Annen mi, doğmamış bebeğin mi?" Üçüncü kadın sordu. "İnsan kendi evladını satar mı?" Birinci kadın sordu. "Çok adice." İkinci kadın konuştu. "Sen hiç seçeneksiz kaldın mı ki?"