Fırat Bulut uzun zamandır yakalamaya çalıştığı Barış Yesari'yi sonunda tuzağa düşürmeyi başarmıştır.Barış Fırat'ın karşısında,yüzünde korku denilen bir şey yok,gözlerinin içine bakıyordu.Fırat o meşhur sırıtmasıyla Barış'ı baştan aşağı süzdü.
"O kadar aciz gözüküyorsun ki..."
"Zevk alıyorsun değil mi?"
Fırat Barış'a bir adım atarak kısık sesle ona cevap verir.
"Hem de nasıl.Sana anlatamam"
Barış,buna karşılık sinirle gülür sadece.Yanlış anlaşılmasın,yakalanmasından dolayı değildi siniri.Artık zerre umrunda değildi başına neler geleceği.Sadece yenilmekti...Fırat Bulut'a yenilmek.Düşüncesinden bile tiksiniyordu.
"Iyi,tamam.Uzatma,hadi napıyorsan işte kelepçe mi takacağın yoksa hep o havalı havalı dediğin cümleleri mi diyeceğin,yap.Bitirelim şunu"
Fırat Barış'la mesafesini kapatacak kadar yakınlaşır ona.Barış bu ani hamle'ye karşı bir adım geri gider ve sırtı duvara yaslar.Fırat'ın bakışları onun dudaklarına sabitlenir.
"Bu kadar kolay biteceğini mi sanıyordun?Daha sana yapacaklarım bitmedi...Barış Yesari"
"Daha ne istiyorsun benden,Savcı?Yetmedi mi? Yakaladın beni işte"
Fırat yüzüne yaklaşarak cevap verdi.
"Yakaladım,evet.Ama daha teslim olmadın bana"
Parmaklarını yüzü boyunca gezdirerek,sabitlemişti gözlerini Barış'ın gözlerinde.Barış gözlerini kapattı,bu dokunuşlar yüzünden irkildi,fakat içten içe zevk aldığını inkar edemezdi.Aralarında garip bir çekimi hep farketmiş,ama üzerine gitmemeyi tercih edip,öylesine bir şey olduğunu düşünmüştü.
"Aç gözlerini."
Fırat'ın ses tonu Barış'ın gözlerini açmasına sebep oldu.Fırat'ın parmakları şimdi de Barış'ın dudaklarındaydı.
Yüzüne yaklaşarak usulca öpmeye başlar Barış'ın güzel dudaklarını.Hareketleri Barış'ı delirticek kadar yavaştı.Fırat'ın elleri Barış'ın boğazında geziniyordu.Barış istemeyerek kendisini Fırat'tan çekti.
"Napıyorsun,Fırat"
Fırat dudaklarını ıslatarak,Barış'ın kulağına fısıldar.
"Seni teslim alıyorum,Barış"
"Istemiyorum."
Ellerini Barış'ın ğiydiği deri ceket'in altına gider,gezinmeye başlar orada.Barış'ın bedeninin titrediğini görmesi zevk verir ona.
"Emin misin?"
"E-evet"
Barış'ın titreyen ses tonu Fırat'ın hoşuna gider.Yeniden öpmeye devam eder onu.Barış geri çekmez kendini,Fırat fazla güzel öpüyordu onu.Daha önce hiç kimse böyle öpmemişti onu.Ama karşılık da vermiyordu.
"...Fırat-"
Ağzından çıkan ismi,Fırat'ın hareketlerini daha da hızlandırmasına sebep oluyor.Barış'ın saçlarına gider eli,çekiştirmeye başlar kıvırcık saçlarını.Barış inlememek için kendisini tutuyordu ama Fırat da zorlaştırıyordu bunu.
"Ver kendini bana"
Barış artık kendisini tutamayıp,daha sert karşılık vermeye başladı ona.Elleri Fırat'ın gömleğinde,üzerinden çıkarmaya çalışıyor.
Fırat Barış'ın bu hareketlerinden sonra kendisini geri çeker.Üzerini düzeltir.Gülerek Barış'a bakar.Istediğini almıştı Fırat,bunun zaferini yaşıyordu.Barış bu ani hareket'ten dolayı şaşkın,Fırat'ı süzer.Fırat'a yakınlaşmaya çalıştığında,aniden kelepçelenmiş halde bulur kendisini.Barış'a fırsat vermeden konuşur Fırat.
"Hani istemiyordun,Barış?"
"Ama beni öptü-"
"Öptüm,evet.Istesem,yine yaparım.Ve sen de hiçbir şey yapamazsın.Çünki teslimsin bana,artık benimsin.Ondan ötesi yok."
Barış duvara yaslanmış halde,Fırat'ı dinliyordu.Duyduklarından duyduğu hayal kırıklığı gözlerindeki yaşlarda belirmişti.Kontrölünü yitirmemeliydi.
"Siktir git,Fırat"
"Merak etme...Sikiceğim ve gideceğim.Ama şimdi değil."
Barış dudağını ısırdı.Bu hareketin Fırat'ı delirteceğini bilerek yaptı Barış.Fırat gözlerini ora sabitleyerek sözüne devam eder.
"O güzel dudakların bile benim.Sadece benim."
Dudağına öpücük kondurdu.Ve zafer bakışlarıyla süzdü Barış'ı.
Barış Yesari—bir zamanların avcısı,şimdi bir av'a dönüşmüştü,Fırat Bulut'un avına.
Bir gerçeği unutmuştu Barış.Her avcı er ya da geç bir başkasının avına dönüşür.Bu hiç değişmez.