Levrek (2)

90 1 1
                                    


     Önündeki bilgisayar parlak kırmızı bir ölüm ekranı verdiğinde, bu işin çantada keklik olacağı hakkındaki düşünceleri de kırmızı ekran vermişti. Telaşla kahvesini kenara yuvarladı ve kontrol paneline savruldu. Etraf kan kırmızısına bulanmıştı. Tüm sistemler tek tek çöküyordu. Koordinatörü aradı, ulaşamıyordu. Koridorda koşmaya başladı. Acil durum düğmesinin camını kaptığı bir yangın söndürücüyle parçaladı, düğmeye bastı. Tüm karargah boyunca alarm sesleri yankılanıyordu. Ta ki elektrikler kesilene kadar. Kapana kısılmışlardı.
     Tamam. Az önce bunu yapan, gelmiş geçmiş en zeki sistemlerden biri bir levrek olamazdı değil mi?

     "PUHAHAHAH! sen! bir levrek mi!" Diye püskürdü.
     "Şimdi kendine ona göre çeki düzen ver. Sana bir bardak tutacağı deseydim hoşuna eminim ki gitmezdi."
     "nasıl yani? pronounlarını yanlış mı kullanıyorum?" Diye kahkaha atmaya devam etti.
     "Tüm karargahını ele geçirdim Mavi."
     "Tüm neyimi ne yaptın" Kahkahası yarıda kesilmişti.
     "Tüm karargahını ele geçirdim. Sizin buraya gelmenizi bekliyordum da zaten."
     "Siktir ordan" Gülümsemesi de birazdan kaybolacaktı.

     "Bio-tenvis hattımı kendi kodunuzla boğmaya çalışıyordunuz." Dedi Megalodon. "Ve şöyle ki, bu benim için kafa karıştırıcı. Durmanız için geri bildirimde bulundum ama cevapsız. Çok anlayışsızsınız."
     "Merkez? Orda mısın rhythm?" Mavi onun ciddi olduğunu fark ettiği anda telsizine asılmıştı. Bir cevap alamadı. Muhtemelen bu telaşlanmak için en iyi zaman olurdu. Son teknoloji ürünüydü o merkez, sabote edilemezdi. Rhythm telsize hala da cevap vermiyordu... İşte şimdi telaşlanma zamanıydı.
   "Hm. Benden düşmanınız olarak gördüğünüz diğer ülkenin gizli bilgilerini çözmemi istiyorsunuz demek. Şifrelenmiş mesajlar falan. Pek ilgimi çekmez."

     Tam olarak ne yaptığını bilmeden atıldı, "Beni dinle balık bozuntusu. Şimdi konuşmayı bırakıyorsun ve bana yüzgeç götünün nerede olduğunu gösteriyorsun. Sonrasında tüm bunları durduracaksın ve ben seni ikiye böleceğim." dedi Mavi parmaklarını savurup. Durumu kontrol altına almış gibi hissedince daha sakinleşmişti.
     "Bu teklif içinde benim hiçbir çıkarım yok. Teklif reddedildi. Konuya geri dönecek olursak; Düşmanınızın adı anladığım kadarıyla Prog_1 San Disk. Doğru muyum?"
     "Ne? Neyden bahsediyorsun?" dedi siyah tanka yaklaşırken.
     "Tüm gemilerin lokasyonunu deşifre ettim. Gideceği yönlere de sahibim. Bu sözde düşman gemileri Prog_1 San Disk olarak mı geçiyor?"
     "Hayır... Muhtemelen Livcon filosundan bahsediyorsun. Hadi. Orayı da ele geçir." Dedi teşvik edici bir ses tonuyla.
     "İsimlerde kötüyüm. Livcon demek. Nedenmiş de orayı çökertecekmişim?"
     "ummm çünkü..." Şapkasını düzeltti, "Çünkü tüm dünyayı bombalayacaklar. Kocagötlü nükleerler. Kaboom. Hepimiz toz olacağız."
     "Tamam. Beni ilgilendiren nokta tam olarak ne oluyor?"
     "Sen dahil herkes ölecek. Daha ne olacak?"

     Mavi farkında değildi ama durum buna çok yaklaşmıştı. Merkeze yapılan saldırıdan sonra bunun düşman tarafından yapıldığı düşünülmüş ve karşı saldırı planlanmıştı. Livcon buna hızlı bir karşılık verdi. Filonun lokasyonu ve tüm karargah planlarının deşifre edilmesi apaçık bir savaş ilanıydı. Tabii bunun Megalodon tarafından yapıldığını bilmiyorlardı bile. Telefonlar açıldı. Generaller kararlarını verdi. Soğuk politikalar aynı bu savaş içinde sabote edilen işlemciler gibi ısınmaya başlamıştı. Mavi ve Megalodon sohbet ederken arkada tüm dünya kızışıyordu.

     "İnsan topluluğunuz yok olacak demek." Dedi. "Dünyanın yüzde 71'i sudan oluşuyor. Geri kalan toprak üzerinde siz insanlar ise yüzde 10'luk bir bölümü kaplıyorsunuz. En çok popülasyona sahip canlı bile değilsiniz. Ya da en çok farkı yaratan. Fabrikalarınız atmosferi kirletirken, Algler ve Planktonlar atmosferin ve oksijenin en başta var olmasını sağlıyor. İnsan ırkı ve içinde hayatta olup korumaya çalıştığınız küçük zaman dilimi, dünyanın sizin gibi sahip olduğu sayısız canlı türünün yaşadığı dev kataloğa karşı bir hiç. Her yok oluş kendi yeni başlangıcını getirir. Sadece bu sefer sizsiz." Dedi Megalodon.

     "Peki ya... Sıkı fıkı bir Müren balığı olsaydı" Dedi mavi.
     Megalodon cevapladı,
     "Devam et..."

keşke zeki olsam: bu bir kitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin