Milena'nın kaşları çatıldı. Hayatındaki tüm erkekler evli çıkıyordu, yine de böyle düşünmeye hakkı yoktu. Aral evli olabilirdi, bunu Milena'ya söylemek zorunda da değildi. Milena'nın da bu duruma üzülmeye hakkı yoktu. Nitekim kendisi de sonunda böyle düşündü.
"Neden aynı evde yaşamıyorsunuz?"
"Kağıt üzerinde bir evlilik çünkü bu. Yine de olanlardan haberi var."
"Kağıt üzerinde derken?"
"Çok eski bir arkadaşım aslına bakılırsa, eşiyle boşandı ve çocuğunun velayetini almakta zorlanıyordu. Biz de alana kadar evlendik."
"Çocuk konusunda mı konuşuyordunuz?" dedi Milena telefonu işaret ederek.
"Birkaç arkadaşımla buraya gelecekler. Bizi ziyaret etmek istiyorlar."
"İsmi ne?" Milena bu kadar meraklı olmaması gerektiğinin farkındaydı, yine de kendini durduramıyordu. Her ne kadar kağıt üzerinde de olsa evliydi adam sonuçta. Mesafesini korumasında fayda vardı.
"Alara." Aral daha fazla açıklama yapmak istemiyordu, kendini sorguda gibi hissetmişti. Milena'da duş almak istediğine karar verdi ve odasına döndü. Uzun ve rahatlatıcı bir duşun ardından nemlenmek istedi ama krem yoktu. Alışkanlıkları basit görünse de onun için ömürlük kural olduğu için şimdi zorlanıyordu.
Dolabını açtı, İpek'in verdiği gri örme bir taytı alıp giyindi. Üzerine de beyaz ve boğazlı bir kazak geçirip saçlarını kuruttu ve tepeden topuz yaptı. Burası akşamları gerçekten soğuk oluyordu. Ayağına da panduflarını giyinip yeniden salona döndü.
Aral sigara tüttürüyordu. O da duş almıştı. Altına gri bir eşofman ve üzerine beyaz salaş bir tişört geçirmişti. Kumral saçları hala nemliydi. Kapı çalındığında Milena'nın dikkati dağıldı, Aral kalkıp kapıyı açtığında yanına gitti. En önde sarışın, uzun bir kadın vardı. Kırmızı kalın bir elbise giyinmişti ve elindeki şarabı havada tutarak gülümsüyordu. Milena çok güzel olduğunu düşündü. Hemen yanında iki tane uzun boylu erkek ve bir kadın vardı.
"Selaaam, dedi sarışın kadın.
"Hoş geldiniz," dedi Aral.
"Sen Milena olmalısın, dedi sarışın kadın. "Ben Alara."
Milena kendini çözemiyordu, kadının Alara olmasını istemiyordu ve ismini söyleyince kendi içinde bir sinir yaşamıştı.
"Ben Melisa," dedi diğer kız. Gitti ve ona sarıldı. "Yaşadıkların için çok üzgünüm, geçmiş olsun."
"Teşekkür ederim."
"Ben Temmuz." Çocuk elini uzattı ve Milena ile tokalaştılar. Masmavi gözleri vardı, Milena hayran kalmıştı.
"Ben de Mert," dedi diğer çocuk.
"Memnun oldum." Yanaklarının kızardığını hissetmişti, onlarla tanıştığı için şanslı hissediyordu.
Alara diğer elindeki poşeti salladı. "Düşündük ki kapıda ateş yakar, şaraplarımızı içerken marshmallow kızartıp yeriz."
"Olabilir," dedi Aral.
"O zaman ateş işi ben de." Temmuz kenardaki odunları sırtladığı gibi kamp sandalyelerini koydukları yere gitti.
"Ben de kurabiyeleri tabağa koyayım," dedi Melisa ve mutfağa gitti.
Mert ve Aral'da Temmuz'un yanına geçtiler ve Alara ile Milena baş başa kaldılar. Bir süre bakıştılar ve Alara gülümsedi. Milena rahatsız edici bir gülümseme sezdi ama üzerinde durmadı. Alara hiçbir şey söylemedi, hafifçe gözlerini baydı ve mutfağa, Melisa'nın yanına gitti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORAKİ EVLİLİK +18
Novela JuvenilBaskıcı bir ailede yaşayan Milena zorla evlendirildiğinde kaçacak bir yeri olmadığını düşünür. Evlendiği adam çok kıskanç ve sahiplenici biridir. Fakat asıl kahramanıyla tanışınca her şey alt üst olacaktır.