🤍

670 47 29
                                    

Jimin gideli 1 saat olmuştu ama ben hala aynı şekilde aynı şaşkınlıkla duruyordum.

Jimin'le konuştuklarımızdan sonra bir şeyin çok geç farkına varmıştım. Ona karşı farklı hissediyordum.

Taehyung açısından:

Uyandığımda dün yaşananlara göre şuan kollarımda Yoongi'nin uyuyor olması lazımkken yanımda yoktu.

Etrafta gözükmediği için ilk işim odaları aramaktı.

Etrafa göz gezdirdiğimde hiçbir yerde yoktu
banyo dışında..

Su sesinin banyodan geldiğini duyduğumda bunu tabikide fırsata çevirecektim bu yüzden banyo kapısını kitlememiş olmasını dileyerek banyoya daldım.

Dilediğim gibi olmuştu kapı açıktı ve karşımda çıplak bir Yoongi vardı.

Daha öncesinde yaz aylarında pişip kavrulsa bile tşörtünü çıkarmayan Min Yoongi, şuan karşımda çıplak bir şekilde duruyordu.

Bunu fırsata çevirerek acelem var yalanını uydurarak duş almam gerektiğini söyledim. Duşa girdiğimde utandığını hissedebiliyordum.

Bu yüzden utanmamasını söyleyerek saçını okşadım.

Damarlı elleri, teninin rengi, ıslak saçları gerçekten muazzamdı.

Ona temas etmemek için kendimi çok zor tutuyordum.

Bunları ona söyleyemediğim için bunu her zaman yapmalıyız dediğimde kafama vurmuştu.

Bu ana şahit olan tek üye bendim. Bunun sevincini yaşarken artık banyodan çıkmam gerekiyordu.

Kabinin yanında duran bornozu aldığım gibi sırtıma geçirmiştim.

Ve ona dönerek bu durumu sürdürmek istedim. Bana bornozunu aldığım için kızmış, vermemi isteğinde sinirlenmişti.

Huysuz bir kedi gibiydi şuan.

Birlikte paylaşabiliriz dediğimde yanakları al al olduğundan beni kovunca kendimi dışarı atmıştım.

Bugün kendimi tutabildiğime şaşırmıştım ama bir dahakine bu kadar sakin kalabilir miydim orası sıkıntıydı işte.

Taehyung açısından:

Üyelerle bir haftalık tatilin sonuna gelmiştik. Artık dönmemiz gerekiyordu çünkü konser vardı.

Bavulları toplarken herkes aşağıda bizi bekliyordu.

Hızlı bir şekilde toparlayıp üyelerin yanına indik.

Dönüş yolunda Yoongi, Jin hyungla gitmek istediğini söylediğinde bende Kooklarla yola koyulmuştum.

Uyuyarak geçirdiğim yolculuğun sonunda Kook'un kalın sesiyle uyandım.

"Geldik"
Bavulları bagajdan aldığımda çok ağır olduğu için sürükleyerek getirirken biri elime dokunmuştu.

Arkamı döndüğümde Yoongi'yi bulmuştum. Elimdeki bavulu nazikçe aldığında şaşırmıştım.

"Hyung, ben taşıyabilirim" dediğimde "Taşı o zaman" deyip bavulu birden bırakmış, bütün ağırlık ayağıma çökmüştü.

Yüzümü ekşiterek acıyla

"Ahh hyung neden bırakıyorsun!" yüzüme gülerek "Taşıyabilirim demiştin" dediğinde çoktan ortadan yok olmuştu bile.

Ayağımın acısıyla eve sürükleyerek getirdiğim bavulu, odaya kadar güçlükle çıkarmıştım.

Yoongi hyung'un odada oturduğunu gördüğümde bağırarak "Ah hyung çok naziksin gerçekten" dedim.

Rope Of Fate - TaegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin