32. Bölüm

136 7 3
                                    

Gemi limana döndüğü gibi hemen indim. Tollayarak taksi bulmak için etrafta dolaşmaya başladım caddeden taksi geldiğini gördüğüm an caddeye doğru koşmaya başladım. Elimle dur işareti yaptım, taksi ise hemen önümde durdu.
"Abi telefonumu düşürdüm ben, seninkini kullanabilir miyim?" Dedim acele ile, adam cebinden telefonu çıkartıp bana uzattı.

Teşekkür edip Barkın'ın numarasını aradım dakikalarca çaldı çaldı durdu. Nefesimin daraldığını hissediyordum. Ama Barkın açmadı,
"Duymuyor sanırım," onu kapatıp abimin telefonunu aradım.
İkinci çalışta açtı,
"Alo?"
"Abi Barkın orda mı?" Dedim hiç birşey söylemeden
"Cemre? Abim iyi misin?" Dedi abim hemen
"Abi Barkın'ı ver hadi sesini duymam lazım" dedim

Abim bir kaç saniye cevap vermedi. Sonra derin bir nefes alış veriş sesi duydum ve abim cevap verdi
"Cemrem nerdesin söyle ben seni alayım"
"Abi, cevap versene Barkın yanında mı?" Diye bağırdım sinirle, ağlamamak için her yutkunduğumda boğazıma bir bıçak gibi batıyordu.

"Cemre biz hastanedeyiz, Barkın kaza geçirdi" işte duymak istemediğim cümle. Hemen telefonu kapatıp taksici adama hastaneye gitmemizi söyledim.

Araba hastanenin önünde durdu. Hemen parayı ödeyip arabadan çıktım. Çok kan kaybettiğim için ani hareketim ile başım döndü. Kafamı kaldırdığımda abimi kapının önünde gördüm. Hızla bana doğru koşarken ben ise ona doğru yürüdüm. Ara sıra gözlerim kararıyordu, en son abim yanıma geldiğinde bana sıkıca sarıldı. Artık o kadar bitkin bir haldeydim ki tek adım atacak halim kalmamıştı.

Abimin sarılması ile kendimi bıraktım. Devamı derin bir karanlık...

                                🌚🖤

POYRAZ DEMİR

Cemre bir an koluma yığılınca çok telaşlandım. Yer kan olmaya başlayınca hemen geldiği yere baktım, ve bacağından geldiğini gördüm.
Kucağıma alıp hızla hastanenin içine soktum.
"Sedye getirin!" Bütün doktor ve hemşirelerin gözleri bize döndü. Aynı zamanda ateş ve elanın da

Hemşireler hemen sedye getirip koşarak ameliyathaneye girdi. Ben de girmek istesem de doktorlar durdurdu.
Ela şaşkınca ne olduğunu çözmeye çalışırken ateş de dışarı çıkmıştı. Ela ağlayarak yanıma gelip,
"Poyraz cemreye ne oldu? Bari o gitmesin ne olur" dedi yalvarırcasına, gözlerimin dolmasına engel olamadım. Boğazımı temizledim ve zorlukla gülümseyerek
"İkisinede hiç bir şey olmayacak. Sakin ol, abin de cemre de çok iyi olacak" dedim ve saçlarından öptüm onu,

Ela,
"Poyraz abimle cemre karşı karşıya ameliyathanedeler farkında mısın? İlerde bunlara gülüp geçebilecekler mi?" Dedi. Umutla ona bakıp kafamı onaylarcasına salladım.

                        .......................

Aradan iki saat geçmişti cemreyi bir saat önce ameliyathaneden çıkarmış ve iyi olduğunu bize bildirmişlerdi. Odaya aldılar ve uyku ilacı verdikleri için onu odasında bırakıp hâlâ ameliyathanenin önünde Barkın'ın çıkmasını bekliyorduk.

Barkın'ı ameliyata alalı 5 saat olmuştu, ama hâlâ kimse hiç birşey söylememişti. Bizim de normal olarak umudumuz her saat daha fazla düşüyordu.

Elanın yanından kalkıp ateşin yanına gittim.
"Ateş, ben bir gidip cemreye bakayım. Doktor bir saat içinde uyanır demişti, bide kimseyi yanında görmezse çıldırır." Dedim ateş kafasını sallayıp onay verdi. O da çok perişan bir haldeydi, çok endişeliydi ama belli ettirmemeye çalışıyordu.

Cemre'nin odasına girdim ve küçük küçük kıpırdanmaya başladığını gördüm. Yavaşça gözlerini açtı biraz etrafına baktıktan sonra bana döndü
"Abi?"
"Abim, iyi misin?" Dedim elini tutup
"İyim iyim de Barkın," gözleri doldu ve saniyeler içinde bir iki damla yaş düştü.

Elimin tersi ile hafifçe göz yaşlarını sildim,
"Abim bir şey olmayacak merak etme" dedim ikna etmeye çalışarak. Kolundaki serumu tek seferde söktü
"Cemre napıyorsun?" Dedim sesimi hafif yükselterek
"Abi burda durursam daha çok deliririm biliyorsun. Hadi diğerlerinin yanına gidelim, nolur?" Dedi

"Kızım doktor dinlenmen gerektiğini söyledi. Bak dikişlerin açılır" diye uyardım. Ama o çoktan ayağa kalkmaya yeltenmişti bile
"Umurumda değil. İyiyim işte Barkın'ın iyi olduğunu göreyim gelip yatarım. Ama şu an tek istediğim onun iyi olduğunu bilmem." dedi sonra bir kaç saniye gözlerimin içine baktı.

Elimi uzattım
"Tamam. Tut madem elimi de yavaş yavaş gidelim" dedim. O an ki buruk gülümsemesi kalbimi delip geçse de belli etmemeye çalıştım.

                                🥀🥀

CEMRE DEMİR

Abimi ikna ederek zorla ameliyathanenin önüne indik. Ela beni gördüğü an koşup sarıldı,
"Cemre" hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı
"Ela doktor birşey mi dedi? Ne oldu?" Dedim hemen korkuyla
"Hayır. 5 saatir ameliyattalar ama, abime bir şey olursa-" cümlesini bitiremeden doktor sonunda ameliyathaneden çıktı.

Hızla yanına gittik.
"Barkın Göksoy'un yakınları?" Ela hemen atladı
"Biziz, abim iyi değil mi?" Dedi
Doktor derin bir nefes aldı,

"Malesef, çok güçlü bir bünyesi vardı evet, ama bunu başaramadı. Başınız sağolsun" dedi ve gitti.

Olduğum yerde çivilendim. Tırnak etlerimi daha sert yolmaya başladım, ağlamadım. Tek yaptığım tırnak etlerimi yolmak oldu. Kulaklarım duymuyordu, sesler boğuk boğuk geliyor, elanın feryatları bütün hastaneyi çınlatıryordu.

"ABİ!"
"ABİ GİTME!" ellerini yerlere vuruyordu.
Abim bir kaç kez bana seslendi ama ameliyathaneden gözlerimi ayırmadan sadece öylece baktım. Gözlerimden akan yaşlar hızlanmaya başlayınca kendime geldim.

"BARKIN!" Diyerek ameliyathanenin kapısına vurmaya başladım.
"Açın şu kapıyı!" Kapı birden açılınca sadece oraya odaklandım.
Sedyede kafasına kadar beyaz çarşaf örtmüşlerdi, bir tek ayakları gözüküyordu. Baş parmağına bir şey takmışlardı,

"İnanmıyorum! Bu o değil!" Dedim hızla başımı sağa sola salladım. Abim kolumdan tutarken kolumu sertçe çekip sedyenin yanına gittim. Hemşireler de sedyeyi olduğu yerde durdurdu. Kafasına kadar çekilen örtüyü yavaşça çektim.

O an heryer karardı. Beyaz, toz pembe hayatım bir an Barkın'ın gözleri gibi kapkara oldu. Onun gözlerindeki aşkı bir daha göremiyecek olmam, onunla zaman geçiremicek, konuşamayacak ve dudaklarını bir daha öpemeyecek olmam çok ağır geliyordu.

Çığlık atarak ağlamaya başladım. Ela da aynı şekilde çığlık çığlığa ağlıyordu.
Barkın'ın son bir kez saçlarını okşadım, kulağına eğilip
"Seni çok ama çok seviyorum sevgilim" dedim ve yanağından öptüm. 
Sonra sevdiğim adamın yüzüne beyaz örtüyü kendi ellerim ile ben örttüm.

Yıllar hatta ömür geçirmeyi planladığım adam şimdi önümde sedye ile morga götürüldü.

Siyah renginin parladığını ben sende öğrenmiştim sevgilim. Şimdi ise o siyah hayatımın ta kendisi oldu. Yakın zamanda sana kavuşmak için elimden ne geliyorsa onu yapacağım sevgilim...

Hayallerimin öldüğü gün;
21/06/2022






















Merhabaa

Yazarken ağladığım bir bölüm daha

Oylarınız ve yorumlarınız çok önemli 🖤

Sizi seviyorum ❤️

Tiktok: sennvebenn_1

En Güzelinden Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin