1.Bölüm

1.1K 46 15
                                    

Beni önemsemediler, beni görmediler, düşüncelerimi anlatan kelimelerin git gide anlamsızlaştığını fark ettim.

Peki sonra ne mi oldu?

Her türlü pisliği yaptım, zekiydim ama sırf beni önemsesinler derslerime yardımcı olsunlar

diye notlarımı düşürdüm, beni merak etsinler diye okuldan kaçtım, kavga ettim ama işittiğim tek söz

"Senden utanıyoruz " du ve sonra anlıyor insan bazı şeyler için çabalamak çırpınmak boşa, olmayınca olmuyordu işte.

Ve sonra herkesi her şeyi unutmak için içtim ama içince insan unutmuyor geçici hafıza kaybı gibi bir şey, bana sorarsan

kaldığın yerden devam, her büyü bozulur derler ya onun gibi bir şey.

Sonra acı çekerek ölmeyi tercih ettim.

Hayata bağlı kalacak kimsem yoktu ve ben de bu illete bağlı kaldım.

Kapımın tıklanma sesiyle ağır hareketlerle kafamı kapıya çevirdim.

Her zaman tedavimle ilgilenen hemşireydi.

O sözüne başlamadan ben başladım "Gelmedi değil mi?"

Üzgün surat ifadesiyle "Hayır Eliçe hanım" dedi.

Alışmıştım işte, ilk defa uyuşturucu bağımlısı olduğumu öğrendiklerinde Annemin tepkisi 'Tedavini tamamlamadan

sakın gelme, seni görmek istemiyorum'

Ama babamın umut verici sözleri hala kulağımda yankılanıyordu 'Sık sık ziyarete geleceğim Eliçe'

Ama gelmemişti küçük bir çocuğu kandırıyor gibi kandırmıştı beni ve en kötüsüde küçük bir çocuk gibi inanmıştım...

Altı ay geçmişti tedavimin son evreleriydi ama hala yoktu.

Kızların kahramanları babası derlerdi, benim kahramadım beni kurtarmaya gelmemişti ve gelmeyecekti.

Yine bu koca hayatta tek başımaydım.

Hemşire serumuma ilacı katıp odadan çıkmıştı.

Kapım yine tıklatıldı açılmasını bekledim, yine her zaman ki gibi saat dörtdü ve farklı bir çiçekçinin elinde her zaman ki

papatyadan taç vardı.

"Buyrun Eliçe hanım"

bir şey söylemeden yanımdaki komodinin üzerine koyduğu papatyalardan taç'a bakıyordum.

En sevdiğim çiçekti papatya.

Bir çiçek her şeye can katabilirdi, hayatı renklendirirdi, insanlara bir gülümseme sunardı.

Taç'ın yanındaki sarı kağıdı aldım elime, bu gün ne yazılmıştı acaba her gün düzenli olarak farklı not bırkıyordu.

Sahi kimdi bu adam? Sıkılmamışmıydı Altı aydır papatya gönderip güzel notlar yazmaya.

Papatyaları çok severim, sende sana papatya alan adamı çok sev, beni sev...

Ve her zaman ki gibi kağıdın altında

-Sakın pes etme yazıyordu.

Gözümden düşen bir damla yaşı hızla elimle sildim.

Tebessüm ettim, ne yalan söyleyeyim mutlu ediyordu bu notlar beni.

Birinin oyunu olabilirdi, farklı amaçlarıda olabilirdi ama hiç biri umurumda değildi.

İlk defa önemsendiğimi iliklerime kadar hissediyordum.

Merak duygum ağır basarken karar verdim bulacaktım bu adamı her ne olursa olsun bulacaktım.

ArelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin