GEÇMİŞ-
"Kader öyle bir şeydir ki ne değiştirilebilir ne de kabullenilir. Kabullenemediğim gerçeklerle anlımdaki yazıyı yaşıyorum."
Başlangıç tarihi yazın.
İyi okumalar :)13 yıl önce
"Geçmişe köprü kurdum, geleceği unuttum..."
''Annem, Annemi istiyorum.'' sinirden damarları belirginleşen adam kükredi ''Sus seni cadaloz!'' Önüne dönüp son hızla arabaya yüklendi ve ardısıra direksiyonu yumrukladı.
Sinirle bağırmaya başladı. ''Hak etti o, her şeyi hak etti.'' Yüzünden ter damlıyor harareti dinmiyordu. Elinin tersiyle alnını sildi.
''Hayatımı mahvetti!''
bağırmalarını sürdürüp direksiyona kafa attı. Araba da olduğunu unutmuş gibi sağa sola zikzak çiziyordu.
Küçük kız karnını tutup öğürmeye başladı ''Midem bulanıyor, baba yavaş ol,'' diye hıçkırıkları arasında uyardı babasını...Babası bu sözleri üzerine daha da hızlanmaya başladı cinnet geçirmiş gibiydi. Düşündüğü tek şey İntikam almaktı ve kızlarından kurtularak bu intikamın alasını alacağını düşünüyordu. ''Size Cehennemi yaşatacağım,'' diye bağırışlarını sürdürdü.
''Annen Cehennemi boyladı. kardeşin kurtuldu Ama sen yanmadan ben rahat etmeyeceğim. Annenin kemikleri mezarda sızlayacak Duydun mu beni?!''diye sinirle tılsımlarla konuştu. Kesik kesik nefes alıp sinirden kıpkırmızı olan yüzünü sıvazladı.
''Beni kandırdı,'' dedi ve aniden durdu. Emniyet kemeri takılı olmayan kız sağa sola sallandı ve başına cama çarptı. Küçük kızın dudaklarından bir inilti koptu. Başı kan içinde kalan kız, bir süre kıpırdamadan yerinde kaldı.Kucağından düşen bez bebeğinin saçından kavradı sonra küçük parmaklarını ağır geldi o saçlar... Ellerinin arasından kaydı bebeği.
Belki de bu onun son günüydü... Avuçlarının arasından kayan çocukluğunu bir daha asla yaşamayacaktı.''Baba,''diye mırıldandı gayet masum bir şekilde. Terden saçları alnına dolanmış darmadağın olmuştu. Pembe elbisesi kana bulanmış o çok sevdiği çizgi karakterli tokası saçların arasından kayıp düşmüştü. ''Beni asla bırakma..'' Halsizce kelimeler döküldü ağzından. ''Ben seni çok seviyorum..'' hafif gözleri dolan adam kalbini yumuşatan bu sözleri umursamamaya çalıştı. Gözlerini yukarı dikip ardısıra kırpıştırdı burnunu çekip derin bir nefes aldı.
Kaşlarını çatıp açtı arabanın kapısını. Merhamet etmeyecekti ihanete uğramıştı. Canını acıyıp acımamasını önemsemeden attı kızını arabadan sonra kendi indi. Yağan yağmur ve yerdeki su birikintisi iyice ıslattı küçük kızı.
Kanını yağmur temizliyor pembe kana bulanmış kıyafetini çamur buluyordu. Gözlerini açmakta direndi 8 yaşındaki küçük Gizem. Etrafındaki koca ağaçları süzdü sonra görüş alanına heybetli bir adam girdi.
Kolları dövme ile kaplı bu adam, korkutucu görünüyordu. İri yapılı geniş cüsseli kır saçları uzun ve arkadan bağlanmıştı. Gözlerinin altında çizikler ve yanağında koca bir beni vardı.
Küçük Kız gözlerini daha fazla açık tutamadı her şey gözünde bulanıklaşmaya başladı. Bir melek gibi serbest bıraktı kollarını yerde hareketsiz kaldı. Şuurunu kaybetmeden önce kulağına küpe olacak hayatının sonuna kadar unutamayacağı şu sözleri işitti babasından,
''Eti senin kemiği de senin yalnız bir içki paranı alırım,'' ve gerisi şut kahkahalar.
''Andım olsun ki cehennemime ateş olanları nefretimle söndüreceğim, nefretimle...''
22. 07. 2022
Telif hakkı saklı. ©️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
+18 Tutsak Mağdurlar
Lãng mạn+18 Yetişkin içerik! Dudaklarını dudaklarımda hissettiğimde gözlerim büyüdü. Beni ilk defa öpüyordu. İlk defa... Öpüşü oldukça yumuşaktı kendinden geçmiş gibiydi. Karşılık vermeden karşısında utançtan renkten renge girdiğimde belimden kavrayıp sıkı...