O an Murat ın söyledikleri aklımdan çıkmıyordu. Ciğerim yanıyordu boğazım düğümlenmiş gözüm kararmıştı. Kafama aldığım darbe ile denizin karanlık derinliğine süzüle süzüle iniyordum adeta. Karnıma aldığım bir diğer tekmenin acısı ise bi başka (bükülmüş bir tel gibi) ellerim ayaklarıma değercesine gidiyordum karanlığa. Gözlerim hala yatın ışıklarını seçiyordu aslında evet ama gitgide sanki biri ayarını kısıyordu. Üstüme giydiğim beyaz abiye duru suda çok güzel dalgalı dalgalı benimle eşlik ediyordu. Dağınık topuz yaptığım saçlarım ise bir suya mahkum olmaktan kaçamamıştı. Sadetle her şey bi anda ters gitmişti. 4dk öncesiyle şimdi nasıl bir olabilirdi. Yavaşça karanlık sulara gömülüyordum. Gittikçe sessizliğin hakim olduğu yalnızlığımı hissettiğim soğuk bölgelere... Su yutmamak için elimden geleni yapmıştım ama nafile haraket de edemiyorum derken sert bi yosunlu olduğunu hissettiğim balıkların yuva yaptığı mağaraya çarptı sırtım. Davetsiz misafiri gören canlılar dört tarafa kaçıştırıyorlardı. Tam son nefesimi de zorluyordum kaçırmamak için derken o kadar derine gömülmeme rağmen sessizliği bozan bir atlayış oldu. Biri bana doğru iniş yapıyordu. Bi ümitle sevindim. Ama sevincim çok sürmedi çünkü inen kişi düştüğüm mağaraya gelip yanında bulduğu küçük ama işlevi çok olan sert bi mercanla kafama vurdu. Anlaşılan amacı işini garantiye almaktı. Başarmıştı da ağzımdan çıkan son hava kabarcıkları da uçuşup giderken o berrak denizde kimin kafama mercanla vurduğunu gördüğüm an yine hayal kırıklığına uğramıştım. Çünkü o Dr Aydan Hanımdı. Bu kadar karanlık bi dibe çökmüş olsamda suyun temizliği olayı çözmemde yardımcı oluyordu. Çıkan son nefesimde tam gözümde gidiyordu ki bilin bakalım Dr Aydan Hanım a ne oldu? Mağaradaki küçük odacıklı balık yuvalarına ayağı sıkışıtı. Bi taşla evet iki kuş vurmuştu belki ama ikincisi kendisiydi. Tek o sahneyi görebildim sonra sırayla tüm duyularım etkisiz hale geliyordu. En son işte kan kokusunu hatırlıyorum. Tuzlu bir kan kokusu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üç Yudumda SIR
Mystery / ThrillerHiçbir şeyin tesadüf olmadığı şu dünyada bazı şeyler öylesine planlanmıştır ki sizin tam anlamıyla şer olarak gördüğünüz bir şey aslında tam anlamıyla sizin hayrınızadır.