Annemin mutfaktan sesi duyuluyordu sanırım yine beni çağırıyordu .Her zaman olduğu gibi kuşku duymadan annemin yanına gittim sanırım size kendimi tanıtmayı unuttum ben Juliet .Babam ölmeden önce bu isimi koymuş neden olduğu belli gibi, büyüyünce Romeomu bulup mutlu bir yaşam elimi tutsun diye şuan babam yaşasaydı ona tek söyleyebileceğim şey hayat o kadar yaşanabilir değil olurdu sanırım yani bu söyleyeceğim 2.cümle olurdu ilk önce onu görsem büyük ihtimalle bayılır veya havale falan geçirirdim .Annemin yanına ulaştığımda annem yine içiyordu sanırım buna alışmıştım ve tuhaf gelmiyordu.
'Efendim annecim'
-kızım ben seni çağırmadım ki
-Lanet olasıca baban beni bu yaşımda dul yapıp gitti neymiş efendim ben öldükten sonra Juliete iyi bak hah bakıyorum ama sen yoksun be adam
-Anne iyi misin?
-Birisi bunu sordu sonunda ve cevabım hayır kızım iyi değilim baban beni bıraktı ama sen niye bırakmadıysan ben olsam şuan kazandığım o üniversiteye doğru yola çıkardım
Pardon bunu söylemeyi unutmuşum hayallerimdeki o SEOUL üniversitesini kazanmış ve 2 aya yakın bir süre sonra İtalya'dan taşınıp oraya gidecektim burada pek arkadaşımın olmaması bana üzüntü vermiyordu her zaman hayallerin gerçek olup Romeomu bulabileceğime inanmışımdır ta ki lise son sınıfa geçene kadar , merak etmeyin benim herkes gibi bir zorbam veya amigo kız gurubum falan yok sadece kitaplarım var bu yüzden çoğu kez dışlandım ama kendime bir şeyler kattığım için onların sesi adeta hiç gelmiyor gibiydi hatta beni kıskandıklarını düşünüyordum .Bir sevdiğim çocuk vardı Abel ...Size tanıtsam iki gün etkisinden çıkamazdınız yarı İngiliz Yarı Amerikandı ama onda sevdiğim tek şey değil birçok şey vardı onun o kahveden kumrala giden saçları, yarı çekik gözleri,sütlü çikolatayı andıran gözleri ve her güldügünde çıkan o gamzeleri beni mum misali eritiyordu.
sadece dış görünüşünü sevmedim tabi ki bana yardım edişini, kitap okumadığını sansam da aslında elinden düşüremediği o kitapları ve beni gerçekten mutlu etmesini sevdim... Emin olun ki o hayatımda tanıdığım en iyi insan doğum gününde böyle bir ödül vermeyi planlamıştım ama o gitti .Aslında erkenden yurda taşınmak orda ki arkadaşlarıyla tanışmak istedi tabi ki onu elden bırakmayıp her gün arıyordum şuan sanırım benim onu aramam gerekiyor.DTTTTT Biraz daha beklerseniz açar herhalde veya öyle bir şey olduğunu sandığım operatör sesi yine tekrara alınmıştı 3 kez çaldıktan sonra açıldı ve yüzüne tuttuğunda kekeleyeceğimi anlamıştım
-Efendim küçük bebeğim
-Şey seni merak ettim de tanıştın mı arkadaşlarınla ?
-Sanırım o kadar kötü değilmiş üniversite hayatı tabi babamın bana küs kalması dışında ne var yani erken gittiysem ahh neyse senin kafanı şişirdim ee sen ne zaman geliyorsun
-B-ben birazdan bu gidişle ashh ne birazdanı iki ay sonra yanındayım ee kız arkadaş falan yaptın mı kendine (Tanrım lütfen yapmamış olsun hadi hadi)
-Nerede bizde ki o şans millet Çinli misin falan diyor ya ama burada bulunan birkaç hukuk öğrencisi de bana asılmaktan geriye kalmıyor gel beni kurtar Juliett lütfen
-Ne kim onlar ya benim minik kuşuma asılmak ta ne demek
-Maalesef yapabileceğim bir şey yok minik teddy ama doğrusu birkaç tanesi gerçekten güzel
-NEE
-Juliet bir şey mi oldu abicim
-Ha yok yok şey benim abimle konuşmam gerekiyor da şimdilik hoşça kal.
-Görüşürüz bebeğim
İşte sorunlardan birisi beni kardeşi gibi görmesiydi aynı yaşta olsak bile abimin arkadaşı olduğu için ve ortaokuldan beri beraber olduğumuz için onun için sadece bir kardeşten ibarettim ...bahsetmeyi unutmuşum benim bir de abim var Jin kendisini çok yakışıklı sanan bir egoist o yani tabi standartların azıcık üstünde olabilir ama zeki değil bu bizi birbirimizden ayırıyor .
Abel ile abim en yakın arkadaştır.Bu yüzden Abel beni kardesi olarak görüyor işte bu zoruma gidiyor neden anlıyor musunuz neden ya burada suçlu olan aslında benim gitmeden önce ona sevdiğimi söyleseydim belki sevgim karşılıksız kalmazdı o da belki. Neyse şu konuları bırakalım bir kenara nasıl olsa sonraki zamanlarda çok bahsediceğiz.Bu arada ben hukuk bölümünü kazandım tabi ki kolay olmadı kaç kere denedim gecemi gündüz ettim gecemi gündüz hatırlayınca yine gözlerim dolu,ama çalışmalarım sonuç verdi işte ben de Abel gibi hukuk kazandım ve 2 ay sonra hayallerime ulaşıyordum. Abim İtalya'da 6.senesini doldurup 7.senesine giriyordu evet mezun olamamıştı 3 senedir hem de. Aklıma Abel geldiğinde her zaman gülümserdim ve yine gülümserken işe yaramaz abim gelip beni rahatsız etmeye başlamıştı
-Yine niye gülüyorsun yoksaa sen az önce duyduğuma göre bebeğim falan sevgilin mi varr oooo yakışırr kardeşime sonunda biricik Romeosunu buldu o da kesin senin gibi çirkin,işe yaramaz,soğuk,sadece kitap okuyan falandır haaa haaaa
-Senin gülmen sadece midemi bulandırıyor ve hayır sevgilim falan yok ve olsa da saydığın özelliklerden olmazdı ah abi bir kere aşık olsan beni anlardın ama sanırım sen oldun değil mi hatta red yemiştin hatırladığım kadarıyla
-Ah elime geçirsem öldürürüm de seni dua et babamın emanetisin
-ODAMDAN ÇIKK !!!
-Ya salak salak niye bağırıyorsun
*Sakin sakin bunu yapıcam artık başka seçenek yok
Jin"napabilirsin ki gel ve yap hadi sıkıysa"
Tamam tamam sakinim HAYIR DEGILIM yanımda bulunan iki yastığı elime alıp abimin kafasına ve göğsüne firlatmam ile abim L koltukla bulunan büyük yastığı alıp yüzüme atmıştı sanırım yüzümü hissetmiyorum...
20.34
Akşamları soğuk gelmiştir bana her zaman ama aslında soğuk olan akşam değil düşüncelerimmiş.En sevdiğim şeylerden birisi kitap sözü yazmak olmuştur bu her akşam annemin küçükken gelip kitap okumasından mıdır yoksa sadece sevdiğimden midir bilmem sevmek benim için amaçsız bir şey olsada olsun...
03.04.2022
Seul'a geleli 2 hafta olmuştu kendi başıma gezilebilicek müzelerin neredeyse hepsini gezmiştim.Abel ise sadece beni havalimanında karşılamış ondan sonra ise sevgilisinin yanına gitmesi gerektiğini söylemişti evet doğru duydunuz sevgilisi varmış ben o kadar her gün onu düşüniyim onun yaptığı şeye bakın.Bugün de seul sanat müzelerinden birisini geziyordum bir tablo dikkatimi çekti mavi gökyüzü ilk kez gözüme bu kadar güzel gelmişti sanki mavi gökyüzünün arkasından doğan ama sadece parlamasiyla anlayabiliceginiz güneş ve mavi renginin yavaşca aşağılara doğru turkuaza çalması gerçek gökyüzü bu olmalıydı "yoksa gercek gokyuzu sadece görebildiğimiz mi yoksa anlatabildigimiz mıydı?"
Abel kız arkadaşı ile yeni taşıdığım eve geldiğinde yanında benden 5 6 cm uzun olan ve siyah saçları ile siyah bit gül dövmesi ile yanında Abel'in bahsettiği yakın arkadaşı belirdi.
Abel"merhaba jüliett'
İlk kez sevgi sözcügü kullanmamıştı kapıyı açtığımda
"Merhaba ?" Diyebildim yanındaki kıza bakarak benden 3 4 cm kısa sarı yeni boyatilmis saçları ile oldukça çekiciydi benden sıra
Kız sevecen bir ifadeyle merhaba dediğinde eve adımladı 3'ü de salonumda bulunun 4 katlı büyük kitaplık ve L şeklindeki koltuğun ile oldukça güzel namhan Nehirini evim manzaraya sunuyordu .
Abel'in arkadaşı 'tanışamadık ben arson Abel'in arkadaşı ve mina'nın kuzenı" Kızın isminin Mına olduğunu anladigimda kendimi kısa bir şekilde tanıtmış koltuklara geçen misafirlerime içecek ve abur cubur getirmeye koyulmustum bit yandan da her dünyaya geldiğim gün için lanet ediyordum.Iceriden cagirdiklarinda yiyecek ve içecekleri masanın üstüne koymuştum kendi aralarında sohpet ederlerken telefonuma bildirim düşmüştü
#belkibeniyildizlarkurtarır
"İnsanlar seni sadece yıldız olduğun için seviyor ama sen benim için bir evrenden bile ötesin minik yıldızım."
Bilinmeyen numaradan gelmişti bu söz gerçekten çok güzeldi ama bana yazılmaya değmeyecek kadar da kötüydü.