5. Bölüm

14 4 4
                                    

Artık bayılıp ayılmaya alışmış olmam gerekti ki ayılınca tam saatinde kalkmış öğrenci gibi fırladım. Yanı başımda duran Talya: Uyandın demek tatlım. Sana anlatmam gerekenler var demiştim. Şöyle demeliyim ki etrafta hastalıklı kana sahip olan bir nesil var amacımız bu nesli kurutmak dediği anda Dr Aydan ın dedikleri geldi aklıma. Talya devam etti: Seni bayıltmam gerekti çünkü prosedür gereği bazı işlemlerden geçtin. Bu senlik bir şey değil projenin yapılanmasında şart olan bir şey. Testi de başarıyla geçtiğine göre sana bir iş vermeliyim. İşaret ve baş parmağını çenesinde birleştirip epeyce düşündükten sonra tabi ya dedi parmaklarını şıklatarak. Seni beşgen grubuna dahil ediyorum. Her katın belli bölüm başkanları vardır. Beşgen katının da bölüm başkanı Sude. Yemek yediğimiz masada o da vardı hatta senin yanında sol taraftaydı. Hani şu bakır saçlı olan kız. Tabi ben o an hem bilgiye hem lokmaya aç olduğumdan ve odak noktam beni kesen Can olduğundan Sude nin yanımda oturduğunu bile fark etmemişim. Derken kapı belli ki kart okumuştu bir anda onay sesi ile açıldı. Bu beni süzen çocuk Can dı. Ardından Talya cebinden çıkardığı asansörde gördüğüm sembollerin aynılarının olduğu bir kumanda gibi alet çıkardı ve beşgen sembolüne bastı. Anlaşılan birazdan odaya beşgen bölüm başkanı Sude intikal edecekti. İkimizde Can a yönelerek onu dinledik. Talya Hanım amirimiz sizi odasına çağrıyor dedi. Bir yandan da bana gülümseyerek saçını düzeltti. Aslında Can iyi birisine benziyordu. Kuzenim olduğunu öğrendiğim Dr Aydan a kalsa hepsi benim düşmanım olmalıydı belki de ama Can bir başkaydı insanın içini ısıtan samimi bir bakışı vardı. Uzun açık kahve saçları benim gibi bağlıydı üstünde mavi yamalı bir tulum vardı. İçinde ise kareli turuncuya yakın renkte gömlek. Teni ise bembeyazdı. Dur bi dakika odaklanmam gereken kısım bu nokta değil kendine gel Aslı dedim içimden. Çocuk evet yakışıklıydı ama benim bir görevim vardı ve ne olursa olsun mesafe şarttı! Oda da derin bir sessizlik oldu derken Talya: Cancım geliyorum birazdan sen gidebilirsin diye emir verdi. Can da gitmek istemediğini belli ederek: Peki efendim dedi. Hemen ardından odaya yeni bir onay sesi ile Sude daldı. Talya hemen söze girişti: Sudeciğim bundan böyle proje bitene kadar Aslı arkadaşımız senin çatın altında ona bir görev ver. İşini doğru düzgünce yapacağından eminim dedi sahte bir gülüş atıp bana bakarak. Sonra hemen odayı terk etti. Sude: Merhaba ben Sude zaten duydun gerçi beşgen odası başkanıyım. Bende Aslı dedim tokalaşarak. Sude gel benle dedi kartını okutup onay sesi sonrası kapı açıldı asansör kapısına kadar gittik. Kafesli asansörün kapısı açıldı ve yine Can çıkmıştı: Selam hanımlar buyrun dedi. Sude ile gülümseyerek asansöre bindik. Sadece garip olan Sude nin Can a bakışları normalden fazla gibiydi. Belli ki o da Can a yazıyordu. Anlaşılan benim tohum filiz vermeden çekilmem gerekti. Tüm mesafeli tutumum ile önüme odaklandım. Sude beşgen sembolüne bastı biz binmeden de Can sekizgene basmış olmalıydı ki o sembol yanmıştı. Anlaşılan Can da sekizgen başkanı olmalıydı belki de benim gibi sadece bir çalışan. Uzun sürmeyen misafirliğimiz asansörün durmasıyla son buldu. Can hoşça kalın hanımlar dedi. Cevaplayan sadece Sude idi. Bense hiç poz vermeden yoluma devam ettim. Bulunduğumuz katın sınırları baya baya beşgen kenarlıydı. Garip olan ise tam ortada korkuluklarla çevrili delik bir mimari vardı. Bu delik bu kattan başlıyor sekizgene kadar toplam 3 kat görünüyordu. Aklıma belki de Canı buradan görebilirim diye anlık bir sevinç geldi ama hemen kendimi toparlayıp işime odaklanmaya baktım. Sude: Aslı senin görevin belli dosyaları katlar arasına ulaştırıp kargo görevi görmen. Zaten Talya Hanımın da testinden geçtiğine göre ortada sorun yok değil mi? Ben ise böyle bir görevi gökte ararken yerde bulmuş gibi içim içimi yiyordu. Sevincimi çok belli etmeden tamam Sude dedim. Çünkü bu etrafı araştırmamda epeyce yardımcı olacak gibiydi. Sude bana bakıp sert bir pozisyonla HANIM diye düzeltti. Tamam Sude Hanım diye ekledim. Sude egolu bi şekilde göğsünü gererek şu köşede ortak kullandığımız mutfak var hemen yanındaki odada ise yatakhanelerimiz. C grubu ve D grubu var. C grubu bu kattaki sorumlu kadın yatakhanemiz. Zaten iki kişi olduk senle beraber o açıdan iyi geniş bir oda zaten. Keyfince kullan ancak mesai saatlerinde titizlik esastır o konuda hassas olabileceğini tahmin etmek istiyorum dedi beni boydan aşağı süzerek. Suyun derinliklerinde çalıştığımızdan güneşten ve aydan habersiziz bundan dolayı uyku saati için duvardaki asılı şu saate bakıyoruz canım. Zaten uyku saatimize de bir şey kalmamış. 10dk ya herkes yataklarında olsun diye bir uyarı geldi. Bu Talya Hanım ın sesi olmalıydı. Herkes işi gücü bırakmış yatağa yatmak için hazırlık peşindeydi bende yeni odamı görmeye gittim. Sude nin dediği gibi geniş bir odaydı ve masraftan kaçınılmamıştı. Boş bulduğum yatağa uzandım ve düz tavanı duvarları yorgunca taramaya başladım. Odaya yaklaşık 2dk sonra Sude girdi. Tabi ben hemen doğruldum ama rahatına bak canım dedi bu odadayken biz bize olduğumuz için samimi olabiliriz ancak şu kapı ötesi resmiyete devam tamam mı diye onay bekledi benden. Ben ise biraz olsun rahatlayıp: Tamam tatlım diye gülümsedim. Sude: Bak canım şuradaki dolap senin istediğin her şey var orada istersen uyumadan önce daha rahat bir şeyler giyinebilirsin dedi. Bende hemen dolaba yöneldim ve yavaşça kapağı açtım. Gerçekten yok yoktu. Dolabın yanındaki boy aynasında kendime derinlemesine baktım. Harbiden güzeldim lan aslında. Sadece bunun farkında değildim sanırım. Sude de dayanamayıp bana bakarak: Aslıcım çok güzelsin ya diye öve öve bitiremedi beni. Bende: Sudeciğim senin de saçlar yakıyor vallaha diye gülüştük. İyi geceler tatlım dedi ve odayı ikiye bölen tavandan yere boyca uzanan perdeyi çekti. Bende dolabı kurcalarken: Vay be canım ne kadar tatlıymış diye düşündüm. Sonra elime ilk aldığım rahat bir geceliği giyip yatağa uzandım. Uzandım ama aklımda tonca şey vardı bunlarla uyumak rahatsız ediciydi. Zaten bugün bayılıp bolca uyumuştum da uyku tutmamıştı sadetle. Doğruldum ve C grubu yatakhanesinden ayrılıp yanındaki mutfaktan bir bardak soğuk su aldım. Yudumlarken etrafa hakim olan karanlığın içinden bi ışık parlakça duruyordu. Burası delik korkuluklu bölgeydi. Elimdeki bardakla oraya yöneldim. Deliğin etrafını saran mermerden bi korkuluk vardı tavan ve zemin bitim aralarında da ledler döşenmişti. Çok romantik bi tasarımı vardı. Bi anda ağrıyan başımın ilk sebebi sıkıca bağladığım saçım olduğunu hatırladım. Tokayı yavaşça saçımdan ayırdım ve omuriliğimin ortasına kadar uzanan simsiyah saçlarımı sağ sola sallayarak parmaklarımın arasından geçirip saçımı düzelttim. Tokayı bileğime takıp bardaktaki son yuduma kadar içtim. Bir dirseğimi mermer korkuluğun üstüne koyup aynı elimin avuç kısmını da çeneme dayayıp derice düşüncelere daldım. Aklıma yine Can ın bana gülümseyişleri geldi. Çocuğu atamıyordum aklımdan maalesef ki... Birden üç kat aşağıdan bir ses geldi. Kafamı aşağı doğru eydiğimde Can ı görmüştüm. O da uyuyamamıştı belli ki. 10 saniyeliğine kısa bir bakışmadan sonra istemsizce ona gülümsedim. O da aynı tepki ile donakalmış gibi bana bakıyordu. Ardından kattaki D grubu erkek yatakhanesinden biri benim gibi su içmeye kalkmış olmalıydı. Hemen ayrıldım oradan bardağı tezgaha bırakıp odamın kapısını açacaktım ki bi adam çıktı karşıma. Üstünde beyaz atlet altında genişçe bir şort. Kalın kaslı kolları ile üstünü başını düzeltip bana selam verdi. Merhaba sen yeni kız Aslı olmalısın ismini Talya Hanım amirimizle konuşurken duymuştum. O an bu konuşmanın ne olduğunu cidden çok merak etmiştim. Talya Hanım amir diye lakap takılan bu herifle hakkımda ne konuşuyordu böyle. Adamı bozmamak için: Evet memnun oldum dedim kibarca. Adam: Aa şey bu arada ben Bora. Bu katta gerekli deney ve evrak raporlarını tutup katlara kargolatıyorum. Bende hemen söze atılıp cidden mi o zaman çırağınıza merhaba deyin dedim gülerek elimi uzatmış vaziyette. O da boş çevirmeden elimi tutup kibar bir şekilde memnun oldum demeden elimi öperek ifade etmişti. Bir başlangıç için çok hızlı gelişmişti ama sanırım üstümde hakim olamadığım istemsiz bi çekim kuvveti vardı. Sözü bölerek hemen Bora Bey yarın ilk gün uyuyup güzel bi dinlenmek istiyorum izninizle diye memnuniyetimi belirttikten sonra Bora: Aslı bana bey demene gerek yok dedi. Bende peki Bora hadi yat aşağı diye alaylıca geçtim. O da etkime kapılmış olmalıydı ki aval aval gülmekle yetindi. Sonra C grubu yatakhaneye tekrar girdim ki ne göreyim Sude ortada yoktu. Üstelik dışarıda olan bendim çıksaydı anlardım. Odayı iyice taradım çıkılabilecek bi çıkış da yoktu. Nereye gitmişti bu kız böyle?

Üç Yudumda SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin