Amerika'nın kürsüye çıkıp mikrofona doğru üflemesiyle herkes sohbetlerini yarıda bırakıp kürsü doğru dönmüştü, Amerika zaten asla uzun konuşma yapmazdı. Muhtemelen Doğu Bloku hakkında birkaç şey söyleyip bütün balo boyunca ortadan kaybolacak. Giydiği gömleğin kollarını düzeltip mikrofonu bir kenara koydu.
"Bu sessizlikte açıkçası mikrofon kullanmak saygısızlık olurdu. Hepinize geldiğiniz için teşekkürlerimi sunarım, merak etmeyin uzunca konuşmayacağım ama konuşmadan sonra bana göre yetenekli değerli bir dostum piyano çalacaktır umarım, sonuçta sanatçıları kesinlikle boğmak iyi bir davranış değil." Kendince güldü Amerika direk hafif sarhoş Almanya'ya bakarak. Herkesin ciddiyeti biraz kalkmış gibiydi, Amerika birkaç tane daha küçük şakalar yaparak her zaman yaptığı konuşmaları gibi Doğu bloku hakkında konuşmaya devam etti.
Belçika, Almanya farketmeden yanına gelmişti. Almanya'ya ve çoğunluğa göre gayet kısaydı ama bu yaptıklarını ve yapabildiklerini etkilemiyordu. Elinde bir sürü pırlanta yüzük, ona en yakın iki akrabasına* karşın onlara hiç benzemiyordu daha kendine rahat ve plansız birisiydi ama gösterişi aşırı severdi, mücevherleri özellikle Antrwep'de kuyumculuk yapmışlığı vardı. Aşırı kısık sesle fısıldadı Almanya'ya doğru "Çalmak istemiyorsan söylemen yeterli biliyorsun değil mi? Senin yerine bende çalabilirim sonuçta isim vermedi." İsim vermemesi hiçbirşey değiştirmiyordu oysaki herkes muhtemelen kimden bahsedildiğini anlamıştı ama neden olmasın ki sonuçta Amerika'nın gözüne girebilmek için herkesin önünde çalmak, aşırı riskli bir kumar oluyordu. Hem Belçika'nın yıllardan gelme sahne ve piyano tecrübesi vardı. "O kadar mı belli oluyor?" Belçika güldü, "Tanıdığım Almanlardan duygularını saklamakta en kötü olan sensin. Muhtemelen O da anlamıştır stres içinde olduğunu "Aralarında uzun bir sessizlik oldu, Amerika'nın konuşması bitmek üzereydi zaten. "Cidden çalar mısın?"
"Neden çalmayayım ki? Birazcık alkış ve övgü de fena olmaz" Belçika hafifçe Almanya'nın omzuna vurdu. "Kimseye kendini kanıtlamak zorunda değilsin, Kanıtlamak için yaptığın iş büyük de olsa küçük de olsa yapmak istemiyorsan yapma." Dışarıda şiddetli yağmur başlamıştı, Amerika'nın konuşmasının bitmesiyle alkışların sesleri yağmurun sesini bastırıyordu ama. "Danke"
Almanya, Belçika'nın elini hızlıca ve şiddetli sıkıp, yağmuru umursamadan salonun büyük gıcırdayan kapısından çıkıp sadece salondan gelen seslerin olduğu ana binaya geçmişti, merdivenlerde tökezledi ama düşmeden alt kata inebilmişti yağmur daha da bastırmıştı. Almanya'nın yanında ne şemsiye ne de paltosu vardı. Sadece incecik beyaz gömleği vardı ama alkol sıcak tutar derler. Piyanonun melodisi gelmeye başlamıştı bile demek ki Amerika hiç bozuntuya vermemişti. Almanya yağmuru boşverip, binadan çıkıp direk kendini sağanak yağmurun kollarına attı. Rüzgardan dolayı bahçedeki bitkiler salondan gelen melodiyle dans ediyordu adeta, yağmurun saklanmak için çatının altında olan kara kedi, Almanya'nın direk kendini dışarı attığını görünce ne düşündü acaba. Dışarı çıktığı andan daha beş dakika olmamıştı ki altın rengi saçları ve bembeyaz gömleği sırılsıklam olmuştu. Korkuluklara yaslanmış salonun penceresine bakıyordu, Amerika'nın verdiği minicik bir görevden bile yırtınca acaba ne düşüncekleri kimin umrunda.
Yeni parçaya geçilmişken binanın kapısı bir daha açıldı,kara kedi kapı açıldığı anda rahatsız olup oradan kaçmıştı. Açan kişi tabiki de Amerikay'dı ve hiç mutlu gözükmüyordu. Tam karşısında ki korkuluklarda duran Almanya'ya ölümcül bakışlar atması hiç yardımcı olmuyordu. "Almanya içeri gel hasta olacaksın" Almanya omuz silkti "Azıcık yağmurdan birşey olmaz." Amerika göz devirip kapıyı tekrar kapattı ama açtığında siyah bir şemsiye ile Almanya'nın yanına geldi.
Almanya ile aralarında sadece bir veya iki santim olmasına rağmen Amerika sadece kendine tutuyordu şemsiyeyi, Almanya gök mavisi gözlerini Amerika'ya dikmiş bakıyordu aynısı Amerika'nın okyanus mavisi gözleri için de geçerliydi.
"Fikrini ne değiştirdi."
Almanya derin bir nefes verdi sanki bütün sıkıntıları geri gelmiş gibi, "Çalabileceğimi düşünmüyorum belki birkaç yıl sonra." Amerika geri çekilip taş kaldırımdaki taşlardan birine tekme attı. "Almanya sorun piyano değildi zaten, sorun senin kalabalık içinde hiçbir şey yapamaman. Seni bulduğumdan beri böylesin birisinin senin için konuşması gerekiyor." Rüzgar ve yağmur şiddetlenirken Amerika şemsiyesini kapattı. Cevap vermeyen Almanya'ya baktı, onu yetiştirirken ne hatta yaptı da bu kadar insan içinde hareket etmeye korkuyordu ki. "Günahlarının affedilmediğini düşünüyorsun Almanya. Çok dikkat çektiğini düşünüyorsun senin yapmadığın olaylar yüzünden."
Almanya sessizliğini bozmaya karar verdi "Çünkü öyle kimse olanları affetmedi."
"Hayır, Almanya."
Amerika, Almanya'nın yanına yavaş adımlarla geldi. İç çekerek elindeki şemsiyeyi yere attı."Bana yıllardır affedilmek istediğini söyledin." Amerika sol elini Almanya'nın yanağına koydu. "Seni herkes affetmek için bekliyor ama sen kendini affedilmeye inandıramıyorsun. Görmüyor musun, sence seni affetmeseydik seni NATO'ya kabul eder miydik? Hiçbirimiz olanları unutmadık ama affettik ama sen affımıza inanmıyorsun olanlardan dolayı kendini suçlayıp utanıyorsun. Artık sende kendini affedilmeye inandırmalısın."
Almanya bir anda buz kesilmişti 'kendini affedilmeye inandırmak', bu sözü Britanya'dan duyduğunda onu suçladığını zannetmişti, onu suçluyormuş ama Almanya'nın anladığı anlamda değil. Gözlerini Amerika'dan ayırınca salonun penceresinde onlara bakan Britanya'yı gördü, herşey daha berraktı sanki. Cevaplar zorla gözünün önüne serilmişti. Taşıdığı yük kalkmıştı çok hafif hissediyordu.
"Almanya?? İyi misin?"
Amerika da onunla birlikte sırılsıklam olmuştu. Almanya'nın belirsiz gülümsemesi onu daha endişelendirmişti. Almanya, Amerika'nın yanağında ki elini tuttu.
"Herşeyi şimdi anlıyorum.Danke Vater."
Geri kalanı Almanya'nın gözünden Amerika'nın sürekli ona taktığı lakapları bağırması ve uyandırmaya çalışması. Ama Almanya bu ana kadar hiç bu derecede huzurlu olmamıştı.
~◇~
Intellegre: Anlamak
*Belçika'nın Akrabası diye geçen kişiler: Fransa ve HollandaEvet kısacası bütün balo Amerika'nın, Almanya için vicdan ve cesaret testiydi. Belçika da Amerika tarafından para aldı çalması için. Ne kadar da iyi bir baba figürü 🤭
Ama Britanya'nın sözlerinin Amerika tarafından hazırlanıp hazırlanmadığını kim bilir.
Bu Almanya için olan bölüm serisiydi o yüzden hepsi birbiri ile bağlanıtlı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fides facit fidem. (CH)
AdventureUzun süredir aklımda Almanya-Fransa-Birleşik Krallık üçgemşnde geçen birşey yazmak vardı (Yalan aslında olay Almanya ve Amerika arasında geçiyor çoğunluk)