11. Renkli Işıklar Altında

82 13 71
                                    

Bu bölüm, bölüm yazarı marin_yaziyorr'a ithaf edilmiştir.

Bölüm Şarkısı: Eskitilmiş Yaz - Uyursam Geçer Mi?

|24.06.22|

"Merci

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Merci. Merci beaucoup Asaf."

(Teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim Asaf.)

"De rien Patrice." dedikten sonra onay isteyen bir çocuk gibi dönüp bana baktı Asaf. Gülümseyip başımı hafifçe öne eğerek telaffuzunu onayladım. Patrice aniden bana sarıldığında gülümseyerek ellerimi sırtına yerleştirdim.

"Et merci beaucoup aussi Ayda. Pendant un instant, j'ai cru que je ne serais jamais compris. Content que tu sois là."

(Ve sana da çok teşekkür ederim Ayda. Bir an için hiç anlaşılamayacağımı sanmıştım. İyi ki buradasın.)

Meslek hayatım boyunca çok fazla karşılaştığım bu cümleler bir anda o kadar içime dokundu ki şaşıp kaldım. Son günlerde çok fazla şey yaşamıştım. İçinde bulunduğum bu ruh hâli, normal bir zamanda parlak bir gülümsemeyle karşılık vereceğim bu cümlelere dolu gözlerimle karşılık vermeme neden olmuştu.

"De rien Patrice. Et tu as été très courageux. Toutes nos félicitations. Prends soin de toi à partir de maintenant, d'accord?"

(Rica ederim Patrice. Ve sen de çok cesurdun. Tebrik ederim. Bundan sonra kendine dikkat et, olur mu?)

Patrice'le vedalaştıktan sonra mahkeme binasından çıkmıştık. Derin bir nefes aldım. İşte bitmişti!

"Rezil olmadım değil mi? Yanlış bir şey de yapmadım?" İlk defa bir mahkemede çevirmenlik yapmıştım. Mahkeme salonlarını sevmezdim. Hiç sevmemiştim. O izleyici koltuklarında defalarca oturmuştum ben. O koltuklarda oturup babamın tutuklanışını izlemiştim. O koltuklarda oturup babamın gerekli tedaviyi alamamasına yol açan tutuklanışını kabullenmiştim. Ben o koltuklarda, bilmem kaçıncı kez, babamı kaybetmiştim.

"Yapmadın Ayda, rahat ol. Sadece, kekelerken çok tatlıydın."

"Ne? Kekeledim mi? Asaf şaka yapıyorum de." Asaf küçük bir kahkaha attı.

"Gayet iyiydin Ayda. Benim ilk mahkemem daha kötüydü."

"Anlatsana."

"Müvekkilimin adı Faruk Ömer'di ve ona Ömer Faruk deyip durmuştum. Üstüne üstlük bir kere de Faruk Ömer deyip sonra kendimi düzelttim. Ve mahkeme boyunca, Ömer Faruk yerine Faruk Ömer yazdığı için kâtibe kötü kötü bakmıştım. İnanabiliyor musun? Davayı da kaybetmiştik. O gün eve gidince ağlamıştım."

Gülmemek için kendimi o kadar çok zorlamıştım ki gözümden yaş gelmişti. Asaf koluma iki kere hafifçe vurup, "Tutma kendini, gül diye anlattım zaten." dediğinde ise içimde büyümüş olan kahkahayı serbest bıraktım. O da güldüğünde hafifçe belirginleşmiş olan yanaklarını sıkmak istemiştim. Bu kadar tatlı olunabilir miydi? Söz konusu Asaf olunca olunuyordu işte.

Devamını GetirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin