Karanlık bir odaya geçin ve yukarıdaki müzik eşliğinde bölümü okumaya başlayın. Umarım beğendiğiniz bir bölüm olur.
"O benim acımın ilacı olmuştu. Şimdi ise sıra bendeydi. Bu sefer ben onun acısının ilacı olacaktım."
Esenli okumalar 🕊
-5 Yıl Sonra-
Ağrımaya başlayan boynumun sızısı ile gözlerimi araladım. Balkondaki koltukta uyuyakalmıştım. Başımda omzuma doğru düşmüştü ve boynum feci bir şekilde ağrıyordu. Ne kadardır burada uyuduğuma bakmak için kolumu kaldırıp kolumdaki saate baktım saat 16.09'du. İki saattir burada uyuduğum gerçeği ile irice gözlerimi açtım, esnedim. Boynumu bir sağa bir sola doğru yatırdım ve ayağa kalktım. Balkondaki sehpanın üzerine koyduğum kahve kupamı elime aldım. Buz gibi olmuştu iki saattir. Balkondan çıkıp yatak odama girdim ve yatağımın üzerindeki telefonumu da elime alarak odamdan çıktım. Düz, kısa koridorda yürüyüp sağdan ikinci kapı mutfağa girdim. Elimdeki kupayı mutfak tezgahına bıraktıktan sonra mutfak masasının etrafındaki sandalyelerden birine oturdum. Elimi çenemin altına koydum.
Kâbus görmüştüm ve yıllar önceki o saatleri tekrar yaşamıştım resmen. Sırf kâbus görmemek için sabahlara kadar dizi izliyordum ve uykusuz kalıyordum. O günden sonra, annemle babamın melek olduğu günden sonra ne mi olmuştu? Bunu tek bir cümle açıklayabilirdi. Her şey boka sarmıştı. O gün annemle babamın yanında saatlerce ağlamıştım. O gün kardeşim saklandığı masanın altından saatlerce çıkmamıştı. Yaşanan olaydan saatler sonra ambulansı çağırmıştım. Evimize polisler doluşmuştu. Olay yeri inceleme uzmanları, psikologlar, polisler, sağlık çalışanları... O gün her şeyin boka sarmaya başladığı gündü. 05.04.2016 hayatımın değiştiği gündü, hayatımın en felaket günüydü. O günden sonra olay yerine çağrılan psikologlar kardeşimin çocuk esirgeme kurumunda daha iyi bir hayat geçirebileceğini söylediler. Ben ise böyle bir şeye asla ihtimal vermedim. Kardeşime ben bakacaktım. Buna karar vermiştim.
O günden sonra bu hayatta sadece kardeşim ve ben kalmıştık, bize bakabilecek bir akrabamız, yakınımız hatta komşumuz bile yoktu. O zamanlar Kütahya'nın küçük bir ilçesinde yaşıyorduk ve kimsemiz yoktu. Annem ve babam kimseyle muhatap olmazlardı ve bizimde kimseyle muhatap olmamamız için her gün bizi tembihlerlerdi. Yaşadığımız ilçedeki kimse isimlerimiz dışında hiçbir şeyimizi bilmezdi. Bunun nedenini her zaman çok merak etmiştim ama annemle babama her sorduğumda tersleyerek cevap vermelerini istemediğimden onlara sormayı bırakmıştım. Hiçbir akrabamızın olmamasının sebebi ise annemle babamın evlenmesine karşı çıkan aileleri olduğundanmış. İki tarafta evlenmelerine karşı çıktığından dolayı babam annemi kaçırmış. O günden sonra da ailelerini hiç görmemişler. Annemle babam ailelerinden uzakta bir hayat kurup yaşamaya başlamışlar. Evlenmelerine neden karşı çıktıklarını bilmiyorum. Annemlere geçmişleri ile ilgili bir şey sorduğumda her zaman terslenerek cevap aldığımdan dolayı onlarla pek geçmişlerini konuşmazdık.
Annemle babam melek olduktan sonra evimizin sahibi bizim evden çıkmamızı istedi. Bende annemle babamın biriktirdiği bir miktar parasını kullanarak bir nakliyatçı tuttum. Biraz zekice davranıp evimizin eşyalarını o adama, evimizin sahibine bırakmadım. Zaten annemle babamın biriktirdiği para ise yeni eşyalar almama yetmezdi. Bu para sadece kardeşimle birkaç ay geçinmemize yeterdi. Kısa bir sürede kardeşimi de alarak İstanbul'a geldim ve buraya taşındık. İstanbul'un güzel bir ilçesinde küçük, ikimize de yetecek güzel bir apartman dairesinde oturuyoruz. Ben küçük bir butikte eleman olarak çalışıyordum. Kardeşim ise ortaokulda girdiği sınavında en iyi puanı tutturarak en iyi liselerden birine gidiyor.
Benim ise annem ile babamın vefat ettiği yıl girecek olduğum bir sınavım vardı fakat o yıl topralanmam pek kolay olmadığı için sınava girememiştim. O yıldan sonraki senelerde de ders çalışmaya zamanım olmamıştı ve artık sınava girmeyi bile düşünmüyordum. Annem ile babam okuyup bir meslek sahibi olmamı çok isterlerdi belki ama elimden gelen bir şey yoktu, gücüm anca bu kadarına yetiyordu. Bu süre zarfında geçimimizi sağlamak adına küçük bir butikte eleman olarak işe girmiştim. Hâla da o butikte çalışıyordum. Çalıştığım yerden aldığım maaş zar zor da olsa bir şekilde geçimimizi sağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DESİSE | +18 (ASKIDA)
General FictionBelime dolanan eller ile irkildim. Kalp ritmim hızlanmıştı. Kalbim neredeyse yerinden çıkacaktı. Gözlerimi sıkıca yumdum ve nefes alış verişlerimin ritmini düzenlemeye çalıştım. "Uyu artık." Dedi uyku mahmuru ses tonuyla. Birkaç saniye cevap verip...