Elsa | Tony Stark

2.0

"Git burdan!" Lili sinirle kapının önünde olan adama bağırdı. Tony ısrarla kapıda bekliyordu.

"Gitmiyorum. Seni bir kez görene kadar gitmiyorum."

Lili hızlıca kapıyı açtı ve açar açmaz ise Tony ile yüz yüze geldi.

"Görmek mi istiyorsun al gör. Ama biliyorum ki günün sonunda yine o kadına gideceksin. Sen iki yüzlü pislik bir insanın tekisin. Sen-" Tony elini genç kadının dudaklarına bastırdı.

"Çocuklar duyacak." dedi Tony.

"Duysunlar. Çocuklarımı ne zamandan beri bu kadar düşünür oldun?" dedi Lili.

"Çocuğum olduklarını kabullendiğim günden beri." dedi Tony.

"Hah. Aklın yeni yerine geliyor ama ben akıllandım Tony. Duygularıma yenik düşüp bana yaptıklarını unutacak değilim." dedi sinirle.

"İşte bu be!" Arkadan Chelsea'nin sesi gelince ikisi de kapıdan içeriye kafalarını uzatıp küçük kıza baktılar.

"Hemen yatağına küçük hanım!" Lili kaşlarını çattı ve Chelsea koşarak odasına girdi.

"Aynı senin gibi." dedi Tony değişen bakışlarıyla. Lili kaşlarını daha fazla çattı.

"Bu durum seni ilgilendirmiyor. Eskisi gibi olalım. Beni görmezden geldiğin, yüzümü görmeye tahammül bile edemediğin günlere dönelim." dedi ve hızlıca içeriye girip kapıyı sertçe kapattı.

Tony yüzüne kapanan kapıya baktı ve hafifçe gülümsedi.

"O zamanlar bile seni aklımdan çıkaramıyordum." diye mırıldandı ve dış kapıya doğru yürümeye başladı.

‡‡‡‡

Lili kapıya gelen bugünden itibaren saydığı on beşinci lavanta demetini daha alırken sinirden ofladı. Hepsinin de üzerinde aynı şey yazıyordu.

Beni affetmen için her şeyi yapmaya razıyım.
                                                     T.S.

Lili gözlerini devirdi ancak kucağındaki çiçegin kokusu burnuna gelince yavaşça gülümsedi.

"Anne biz hazırız. Tony geldi mi?" Tony bugün çocuklarla vakit geçirmek istediği için Lili ona karşı gelememişti. Çocuklarla dışarıda vakit geçirmek istemesi onun için çok önemliydi.

"Gelmek üzeredir. Hatta geldi!" Çalan kapıya doğru ilerlerken bağırdı. Kapıyı açtı ve kapının kenarlarına elini cebine koyarak yaslanan adamı gördü. Lili'nin kucağında hala lavantalar vardı. Tony hafifçe öne doğru eğildi ve demeti kokladı.

"Aynı senin gibi kokuyorlar. " diye mırıldandı. Lili yanıt vermedi. Kapıya gelen çocuklar ayakkabılarını giyinirken Tony bakışlarını arsızca genç kadının yüzünde gezdiriyordu ki bu Lili'nin yüzünün kızarmasına sebep oluyordu. Tony en çok bu huyundan hoşlanıyordu. Ardından bir anda bakışlarını çocuklara çevirdi.

"Hadi gidelim çocuklar." dedi ve çocukları önüne alıp yürümeye başladı. Merdivenlerin başında Lili'ye dönüp abartılı bir şekilde öpücük attı ve hızlıca merdivenlerden indi. Lili kimsenin olmamasını fırsat bilerek utanarak gülümsedi.

‡‡‡‡

"Bir yemek. Sadece yemeğe çıkacağız. Hadi lütfen Lils!" Tony telefonda Lili'ye yalvarıyordu.

"Mümkün değil Tony. Olmaz." Telefonu yüzüne kapatıp işine geri döndü. Ancak saatler sonra kapısına kargocu tarafından gelen elbise sayesinde yemeğe gitmeyi kabul etmişti. O yemeğe gidecekti ve daha fazla rahatsız edilmek istemediğini söyleyecekti.

İlk buluştuklarında Lili'nin giydiği elbiseydi bu. Tony yıllardır elbiseyi özenle saklamıştı. Buna inanamıyordu.

Beyaz, kolları ve gerdanı tüllerle kaplı, sırt dekoltesi olan dizlerinde biten sade ama güzel elbiseyi giyinmişti. Saçlarını dalgalı bir şekilde açık bırakmıştı.

Dudaklarına kırmızı ruju sürerken zil çaldı. Dudaklarını birbirine sürttü ve kapıya doğru hızlıca koşar adım yürüdü. Kapıyı açtı ve elinde lavanta demetiyle birlikte duran takım elbiseli Tony'yi gördü.

"Merhaba güzelim."

‡‡‡‡

Mrb

Bb.