4. Bölüm

63 35 16
                                    

Gece ile bahçeye çıktık, öğrenciler yavaş yavaş servise biniyorlardı. Biz de kendi servisimize bindik. Herkes yer arıyordu, ben ve Gece sağ taraftan 3. sıradaki ikili koltuklara geçtik. Çantamdan kulaklığımı çıkartıyordum ki telefonum çaldı. Arayan kişi 'bilinmeyen numara'. Kesin şu beni takip eden manyak, aramayı kabul ettim ve kulağıma yasladım. " Kampa gidiyorsun demek" insan ilk önce merhaba der, dağda büyümüş resmen. " Ne var yine?" dedim ama o ise " Sesini özledim" dedi. Bu beni biraz şaşırttı ve yutkunmama neden oldu. Bunu söylerken bile sesi gerçekten çok yumuşak çıkmıştı. " Sen nereden biliyorsun, hem sende gelmeyeceksin değil mi?" acaba nasıl öğrenmişti? " Orası belli olmaz, bir bakarsın karşındayım" dedi, bende "Hadi bir daha görüşmemek üzere" kapattım. Uğraşamam salaklarla. Gece desen sosyal medyada her gördüğü yakışıklıya yürüyordu. O telefona dalmışken elinden hemen telefonu aldım "Yeter, bu kadar erkeğe yürünmez be kızım, şu gizemli beni aradı senin dünyadan haberin yok" dedim, haklıyım da. "Ne! Seni mi aradı?" dedi manyak. "Yok dedemi aradı, bize gelip nenemden baklava açmayı öğrenecekmiş. Hemen eve gitmeliyiz" ben bazen ciddi olamıyorum. Ben bunları söylerken Gece çoktan telefonunu alıp sosyal medyaya döndü. O sırada içeri Ekin girdi ama yanında bir kızla. Neden bu kızlar Ekinime yürüyorlar ya? Tamam, cevabı buldum sanırım. Cevap şu; ben neden yürüyorsam onlarda o nedenle yürüyorlar. Solda 3. sıraya geçti ama kız geçmedi, ardından Ekinin yanına Anıl geçti. Anıl pencere tarafında, Gece de pencere tarafında, yani kurabiyemle birbirimizi görmek çok kolay. Acaba hangi ormana gidiyorduk. "Gece biz hangi ormana gidiyoruz?" Gece sordum fakat Gece yutkunacağım bir cevap verdi " Tekirdağ da bir orman, ben de bilmiyorum" Tekirdağ mı? Ben İstanbul da olacak sanıyordum ve ailemin haberi de yok. "Kızım bu şimdi mi söylenir, ailemin bile haberi yok." dedim, Gece ise  " Dün gece su içmeye kalktığımda ailen aklıma geldi ve onları aradım. Onlarda kabul ettiler" Gece yine bin tane yalan söylemiştir ve ancak izin almıştır. Gece ile biz çok yalanlar söyledik...

Tekirdağ yolculuğumuz 2 saat sürecek. Ben şu telefonumda 'Bilinmeyen numara' adlı kişiyi kaydedeyim bari. 'Manyağın Teki Beyefendi' diye kaydettim. Sonunda şoför geldi ve yolculuğumuz başladı. Kulaklığımı taktım ve Gripin 'Yalnızlığın çaresini bulmuşlar' açtım. Gerçekten bu grubu çok seviyorum. Şarkı sözlerini kısık bir sesle mırıldanmaya başladım.

Ne fark eder , bir sen eksik, bir ben fazla. Bir fark var mı, sensizlikle yalnızlığın arasında. Günahı boynuma. Bir yalan eksik, bir yalan fazla,   Nasıl olsa döner dünya. İster inan, ister inanma,  Yalnızlığın çaresini bulmuşlar...                                                                                                                                                                                                                                                                                                                       

Başımı Geceye yaslayıp, bir taraftan şarkı dinleyip bir taraftan Ekini izliyordum çaktırmadan. O ise benim gibi kulaklığını takmış şarkı dinliyordu. Şuan dinlediği şarkıyı öğrenebilsem. Başını geriye doğru yaslamış ve boş gözlerle aracın tavanına bakıyordu. Ekin olmazsa başka biri girecekti hayatıma. Hep hayatıma girecek kişiyi, yaşamımızı merak etmişimdir. Bu düşünceler beni uykuya çekiyor yavaş yavaş...

Gözlerimi yavaş yavaş açarken hayla yolculukta olduğumuzu anladım. Boynum uyuşmuştu. Geceye baktım ve o da başını cama yaslayıp uyumuştu. Ekine çevirdiğimde gözlerimi, yanın da Zerya denilen kız vardı. Anıl neden gittin oğlum ya. Anılın Allah belas... tamam beddua etmeyeceğim. Ekin ile sohbet ediyorlardı. Bu kızla sohbet edilmez ki, ben bu aralar çok kıskancım, fark ettim. Zerya yerinden kalkıp Anıl geldi. Neden geldi, neden gidiyor? Hiç bir şey anlamadım ama tek isteğim şu kızlar kurabiyeme asılmasınlar. Telefonumu çıkardım ve whatsapp ta dolandım. Gece yavaş yavaş ayılıyordu. Şoförümüz Yiğit abi konuşmaya başladı. "Gençler, dinlenme tesisi var. İhtiyaçlarınızı giderin. Sadece 10 dk var." Hemen herkes araçtan indi. Ben ile Gecede inip su almaya gittik. Acaba Ekin nereye gitti? Suyu alıp dışarı çıktık. Tuvalet ihtiyacımız yok. Şimdi bir manzara gördüm ama keşke görmez olaydım. Ekin 12/B sınıfında Ela'nın elini alıp öptü. Sanki kalbime bir hançer saplandı,  ben bile fark etmediğim, kendiliğinden akan gözyaşlarımı sildim. Gerçekten ben seviyorum, diğer kızlar gibi her hafta birine asılmıyorum. Sadece seviyorum.

10 dakikamız dolduğu için servise bindik. Yerime oturdum, ardımdan Ekin geldi sonra da Dılşad. Ne kadar yolumuz kaldı diye merak ediyordum " Yiğit abi kaç saatlik yolumuz kaldı?" diye sordum fakat adam beni duymadı. Tam bir daha soruyordum ki " Yarım saat var" dedi Ekin, şaşırdım aslında "Teşekkürler" sıcak bir tebessüm ettim ve önüme döndüm. Telefonuma bir bildirim geldi, daha doğrusu beni takip eden manyaktan bir mesaj. 

X: "Deniz kızı, üzgün gibisin"

 N: "Evet, maalesef" 

X: "istersen dinleyebilirim."

Aslında anlatsam içim rahatlardı ve zararı da yok bence ama bu kişi kim? Bu servisten biri ama kim...

N: "Benim sevdiğim bir erkek var ama o benim onu sevdiğimi bilmiyor. Bugün bir kızın elini öptüğünü gördüm dinlenirken."

X: Şimdi sana üzülme diyemeyeceğim çünkü herkes sevdiğini başkasının yanında görürse üzülür."

X: "İsmini söyler misin, sevdiğin çocuğun?"

N: "Belki tanıyorsundur."

N: " Baş harfi 'E', son harfi ise 'N' "

X: Tamam teşekkürler, Deniz kızı. Üzülme:) 

Konuşmayı bitirdik ve aslında fena biri değil. Hemen gözümü araçtakilere baktım. Sadece Ekin, Ahmet, Ömer ve Robin telefonla uğraşıyordu. Ekin de benimle aynan da kapatmıştı. Ömer ise 15 saniye sonra. Acaba hangisi? Bir ara Ömer bana teklif açmıştı ama kabul etmedim. Sonra sevgilisi oldu. Ekin kaldı sadece şüphelilerden. Kalbim ve beynim farklı şeyler söylüyor ama ben kalbimi dinlemek istiyorum, incinmekten korkuyorum ben. Zaten hep kalbimizi dinlediğimiz için inciniyoruz...

Gözlerimi kapattım, başımı Geceye yasladım ve Ekini düşündüm. Onun güzel kokusunu, gülüşünü, zeytin gibi gözleri. Aşk var gerçek aşkı bulmak zor değil mi? İnsan bir şeye inandı mı yalan olsa da o yalana inanır...                                                                                                                                          Ekinin  o kızlarla takılması, öpmesi beni derinden acıtıyordu. Düşüncelerimin arasından bir ses duydum. "İyi misin?" gözlerimi açtığımda yanımda Ekini gördüm, fakat Gece nerede diyeceğim ama kafamı sola çevirdiğimde Ekinin yerinde oturmuş, Dılşad ile konuşuyordu. Bir konuya değinmek isterim, ben 10 dk boyunca kafamı ekinin omzuna mı yasladım? Ve bu duruma ses etmemişti...

"İyiyim de sen ne arıyorsun burada? Gece buradayken ona yaslanmıştım, gittiğini fark edemedim. Sana yaslandığım için özür dilerim..." Mahcup bir sesle konuştum. Ama o ise ufak bir tebessümle "Önemli değil, Dılşad beni buraya gönderip Geceyi istedi. Senide rahatsız etmek istemedim. Ağladığını gördüm" Elimi yüzüme götürdüm ve ıslaklık hissettim. Sanırım düşünceler beni ağlatmıştı. " Bir şeyler düşününce, ağlamışım fark etmeden" dedim. " İstersen dinleyebilirim" dedi. Anlatsam fena olmazdı ya. " Benim sevdiğim bir çocuk var. Ama o benim onu sevdiğimi bilmiyor. Bir çok kez kızların yanında gördüm. Bu durum kalbimi yaralıyor." Bunları söylerken gözlerine bakıyordum ve isteksizce gözlerim doldu. Ekin bir hareket yaptı ve bütün bedenim uyuştu sanırım. Elini kaldırım akan gözyaşlarımı sildi. Elini yanağıma koydu " Lütfen onun için ağlama, olur mu?" dedi. Kendisi olduğunu bilse böyle der miydi acaba? Şuan büyük bir tutkuyla dudaklarına yapışmak istiyorum. Elini indirdi "Olur ağlamam" dedim tebessüm ederek. O da tebessümüme karşılık verdi. Kulaklığımın bir ucunu aldı ve kendi kulağına taktı, "Bakalım hangi şarkıyı dinliyorsun...' Majeste, Aşk dediğin'. Bu şarkıyı severim. Müzik zevkin iyi" ikimiz de arkamıza yaslandık ve şarkıyı dinlemeye başladık. "İstersen yaslanabilirsin" dedi Ekin. İnanın ki çok isterim ama bu kere beynimi dinleyip, yaslanmayacağım. "Yok, sağ ol" dedim ve bir tebessümden sonra arkama yaslandım. Bir şey fark ettim, onunla konuşurken hiç heyecanlanmadım ve ya kekelemedim. 

10 dakika sonra yiğit abi seslendi "Gençler geldik" Herkes araçtan indi. İlk önce ben indim ardımdan Ekin. Dışarı çıktık ve derin bir nefes aldım. Dılşad biraz ötedeydi ve Ekini çağırdı " Ekin gelsene bi" Ekin bana bakıp, yanağımdan makas aldı ve gitti. Yine yaptı zalimin oğlu, kalbim yerinden fırlayacak. Bir gün beni öperse direk bayılırım. 

Bu bölüm bu kadar, beğenip oy vermeyi unutmayın <3


GİZLİ AŞKIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin