sarkiyi dinlerken oneshot yazasim geldi buyrun efendim
aylar sonra (8ay oha) taslaklarda buldum acikcasi paylasmayi dusunmuyordum ama cidden oturup zaman ayirmisim (inanin ben de cok sasirdim) diye paylasiyorum
.
.
.
.
.
.Uzandığım yerden doğrulup başımı ellerimin arasına aldım. Başımın ağrısı geçmiyordu. Başımın ağrısının sebebi içkiden değildi. Baş ağrımın sebebi kafamın içindeki susmayan o sesti.
Sürekli Beomgyu'nun adını tekrar eden o sesti.
Günlerdir sadece içiyordum ama unutamıyordum. Kendimden geçercesine içtiğim her gecenin sonunda elimde onun fotoğrafıyla uyanıyordum.
Birlikte tuttuğumuz evin içindeki salonda, birlikte seçtiğimiz koltukta günlerimi geçirirken aklımdaki tek kişi oydu.
Beomgyu aklımdan da kalbimden de çıkmıyordu.
Sesli bir şekilde oflayarak mutfağa girip buzdolabından bu sefer bira çıkardım. Biranın tadından nefret etsem de Beomgyu ile birlikte yaptığımız bira ortamını çok severdim. Acaba şu an kiminle birlikteydi? Benden başkasıyla da bira cips ikilisi eşliğinde sohbet etmiş midir?
Beomgyu'yu başkasıyla hayal etmek kalbimi sıkıştırıyordu. Belki de buradaki asıl bencil bendim ama Beomgyu'yu benden başkasıyla hayal etmek canımı acıtıyordu.
Salona dönmeye mecalimin kalmadığını anladığımda mutfaktaki sandalyelerden birine attım kendimi. Gerçek anlamda çökmüş bir haldeydim. Toparlanmaya niyetim yoktu çünkü toparlanmam için bir sebebim kalmamıştı.
Beomgyu gitmişti. Bir daha bana dönmeyeceğini söyleyerek birlikte tuttuğumuz evimizde beni yalnız bırakmıştı.
İstersem anında Beomgyu hakkında bilgi alabilirdim ama bunu yapmak istemiyordum. En azından bu sefer ona saygı duymalıydım ve onun alanını işgal etmemeliydim. Belki de ondan haber alırsam kafamda kurduğum senaryoların gerçekleşmiş olduğunu öğrenmem beni iyice yıkardı. Bu yüzden de Beomgyu ile ilgili bir şeyler öğrenmek istemiyor olabilirdim.
Kimi kaldırıyorum ki? Beomgyu'nun başkasıyla birlikte olduğu gerçeğini öğrenmek istemiyordum.
Peki, nereye kadar bu gerçekten kaçacaktım?
Ani bir kararla sandalyeden kalkıp salona doğru hızlı adımlarla yürüdüm. Koltuklardan birinin üstüne fırlattığım telefonumu elime alıp bana cevap vereceğini umduğum tek kişinin numarasına tıkladım.
Soobin.
Soobin, Beomgyu'nun en yakın arkadaşı ve sırdaşı. Beomgyu ile ilişkimizin son zamanlarında birbirimizi kırıp durduğumuz için ilişkimizi desteklemeyen kişi. Beomgyu onun omzunda benim yüzümden ağladığı için benden nefret eden ve bu nefretini de bir gün ansızın kapıma gelip bana birkaç yumruk sallayarak gösteren kişi.
Telefon çaldı ve çaldı. Açmayacağını düşünüp kapatacağım anda önce Soobin'in sesini sonra da arkadan kahkaha sesi gelen Beomgyu'yu duydum. Uzun zamandır duymadığım kahkahasını duyunca ne sesimi çıkarabilmiştim ne de hareket edebilmiştim. Beomgyu'nun sesleri iyice uzaklaştığında kapının kapanma sesini duydum ve Soobin'in sesi geldi.
"Ne istiyorsun?"
Cevap veremedim. Beomgyu'nun sesini duymak planlarımın arasında yoktu çünkü.
Karşı taraftan birkaç hışırtı sesi duydum ardından tekrardan Soobin'in sesi geldi.
"Konuşmayacaksan kapatıyorum?"
Yerimde doğruldum.
"Dur. Tamam kapatma. Ben-"