12 | Mentor Felix

84 13 0
                                    

~~~

"Seungmin, şaka yapıyorsun?"

Seungmin, Felix'in kendisi için yaptığı brownilerden afiyet ve memnuniyet dolu bir ısırık alırken az önce söylediklerin de ne kadar ciddi olduğunu göstermek için derince bir nefes aldı. onu ne kadar sevdiğini kanıtlamak için her hangi bir şeye ihtiyacı yoktu ama madem artık iyi bir arkadaşı vardı, bunu ona açıkça anlatmaktan çekinmeyecekti.

Ya da çekinmek istemiyordu.

"Felix, ben onu gerçekten çok se-seviyorum. Ben..."

"Seungmin!"
Neşeli sesi ve sıcak gülüşüyle, omzuna güven dolu bir dokunuş yaparak susturdu onu Felix. Nasıl bu kadar utangaç olabilir? Diye düşünürken cevabını kısa sürede bulmuştu. Seungmin, nazik ve zarif olmasının yanında aşıktı ve bu yüzden utangaçtı. Sevgisini belli etmek onun için kolay değildi, hep için de yaşamıştı. Bu yüzden kaybederdi insanlar bazı şeyleri işte. Utanmak, Söylemekten korkmak iyi bir şey değildi.

"Sen çok saf ve masumsun," derken tekrar nazikçe sıktı tuttuğu yeri. Eli hala onun cesaretlenmesi için aynı yerde duruyordu. "...Ve ben üzülmeni asla istemiyorum. Eğer ukalalık olarak algılamazsan sana bir kaç tavsiye de bulunmak istiyorum.

Seungmin, parıldayan gözlerin ne kadar samimi ve istek dolu olduğunu görünce için de bir yerlerde ne derse desin kabul etmek istedi ama ne yapacağını ve ya Felix'in ne söyleyeceğini bile bilmiyordu. En azından biri onu bu acemilik de yönderebilirse, kaybolduğu yolu tekrar bulabilirdi.

"Ben biriyle çıkıyorum."

Seungmin, duyduğu şeyle şaşkınlık için de kalmıştı. Felix, bu güne kadar ders dışında farklı bir konuyu asla açmamıştı.

Ve şimdi biriyle çıktığını söylüyordu. 'Sürprizlerle dolu biriydi gerçekten' diye düşündü Seungmin. Arkadaşı adına duyduğu mutlulukla gülüşü gözlerinden dişlerine kadar ulaştı. Onu daha çok tanımak istiyordu.

"Bakma öyle," diyerek mızmızlandı Felix, kaçacak delik arıyordu gözleri.

"Benim gibi arsızı bile utandırmayı başardın."

Kahkahası küçük odada yankılandığında genç adam da eşlik etti hemen.

"Senin arsız olduğuna asla inanmam!"

"Tanrım! Seungmin, sana gerçek beni hemen anlatmam lazım."

Ve ardından Felix, seungmin'e saatlerce yaptığı çılgınlıkları kahkahalar eşliğinde anlattı.

11 yaşındayken çıkma teklifi ettiği çocuk sırf onu reddetti diye onun kafasında parçaladığı çiçeği anlattı mesela ve ya ilk öpücüğünü verdiği kişinin uyuşturucu kullanan biri olduğunu öğrendiği an gidip çocuğun dudağına kanatana kadar sert bir yumruk atıp "o benim ilk ve değerli öpücüğümdü lanet piç" diyerek tüm hırsını çıkardığını keyifle söyledi.

Bunların arasında eğlencesine marketten çaldığı bir çikolata, okulun içinde keyfi istediği için yaptığı dans şov ve biriyle yatmak üzereyken ter koktuğu için vazgeçmeside vardı. Seungmin, onun her çılgınlığına ortak olmuştu şu an.

Bunlar pek parlak hikayeleri değildi ama daima düzenli ve beladan uzak yaşamış Seungmin için merak uyandırıcıydı. Felix, Harley Quinn kadar çılgındı ama kötü değil.

Onu yargılamadan olan bazı şeylerin adrenalini düşündükçe delirecek gibi olup ister istemez içinde bulunmayı bile istedi.

Seungmin, saat gece on biri gösterirken saatlerdir Felix'i dinlemenin ne kadar keyif verici olduğunu fark etti, ve ona ne kadar güveneceğini...

"Peki. Ben ne yapabilirim," derken göğüsünü sarsan kıkırtısı hala soluk bir canlıydı. Felix, onun akıl hocası olmayı çoktan hak etmişti.

"Cesaretli olmalısın Seungmin. İstediğin şeyden kaçarsan ona sahip olamazsın."

Başı olumsuzlukla sallanırken sormak istediği şeyler, güçlenen bağlarıyla dilinden çekinmeden dökülüyordu.

"Ama ben çok korkağım sanırım?"

Felix, gülümsedi. Aslında güvensizdi ve acemi, bunun korkaklıkla alakası yoktu. Seungmin, o yüzden soru soruyordu farkında olmadan. Felix, yüzünden düşmeyen sıcak gülüşüyle başını Seungmin'in koluna dayayıp kollarıyla sımsıkı sarıldı.

Seungmin, bu ani sarılışı garipseyip, irkilsede Felix'in temas bağımlılığını çok tatlı buldu.

"Korkak değilsin, sadece kendine güvenmiyorsun Minie. Şimdi rahatla ve yarın benimle 10'da buluş. Bu konu hakkında bol bol konuşalım, olur mu? Sana anlatmam gereken o kadar şey var ki... Bunu detaylandırmamız şart oldu artık."

Seungmin, gülümsemeyle parıldayan ve onay bekleyen gözlere karşı hızla başını salladı. Felix'in onu yönlendirmesine sonuna kadar izin verecekti. Dostluğun önemli bir bağ olduğunu biliyordu ve artık onunda öyle bir bağı vardı. Üstelik artık kat ve kat güçlüydü.

Belki de artık Hyunjin'in onu sevmesine dair bir umudu olacaktı. Küçücük bir umut için herşeyi yapmaya hazırdı. Ne demişti Felix;

"İstediğin şeyden kaçarsan, ona sahip olamazsın."

Artık geri geri yürümek yerine dümdüz ilerleyecekti. Hyunjin'i kazanmanın yolu bundan geçiyordu.

_

Yeniii bölümmmm

Umarım beğenmişsinizdir🥺 Felix'im de var artık 👏

Görüşmek üzere 💌

Despite Everything | HyunMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin