Arkadaşlar yazıyorum ama malesef karşılığını alamıyorum. Emeklerime verin lütfen oylarınızı.
Şarkı ile okuyun
Sizi seven
~Yazar10 dakikadır koşuyorum ama Emre bir türlü bırakmıyor peşimi. Her bir adım attığım da arkamda onun hızla iki adım attığını hissediyorum. Yağmur yağmaya başlamıştı. Ben ise çıplak ayakla ıslanmış çimlerin üstünde hızla koşuyorum. Ayaklarımı soğuktan hissetmiyorum ama yine de bırakmayacağım. Bu sefer burdan kaçabilirim belki.
Yağmur iyice artmaya başladı. Saçlarım ıslanmış, yarısı yüzüme geliyordu ve önümü görmeme engel oluyordu. Ama pes etmeyeceğim. Elime fırsat geçmişken kurtulabilirim. Ama arkamda pes etmeyi bilmeyen bir adam varken zor olacaktı.
-Efruz buraya gel! Bak kendini yorma artık! Buradan bir yere gidemezsin, buna asla izin vermem! Bak kendin gelirsen birşey yapmayacağım söz ama eğer ben gelir yakalarsam seni kötü olur!
Emrenin sinirli sesini duydukça daha da hızlandım. Ama çıplak ayakla yağmurun altında taşların üstünde koşmak çok zor. Son hızla kendimi bir ağacın arkasına attım. Ama belime sarılan bir elle çığlık atacaktım ama diğer el de ağzıma kapanınca susmak zorunda kaldım.
Nefesim daha hızlanmıştı artık. Daha nefes alamadan veriyordum. Bu yabancı Emre değildi eminim çünkü Emrenin hala benim adımı bağırmasını duyabiliyordum. Yabancı beni iyice kedine yasladı. Ben ise şokta olduğum için tepki veremiyordum. Sırtım onun göğsüne yaslanınca artık iyice korkmuştum. Nefesi kulağımın hemen arkasındaydı. Benim hızlı nefes alıp vermeme rağmen o sanki hiçbir şey yokmuş gibi çok sakin nefes alıp veriyordu. Ben kendime gelip çırpınmaya başlayınca karnıma ve belime dolanan kolları iyice sıkmıştı beni. Yabancının vanilya kokusu toprak kokusu ile karışınca içimi ferahlatmıştı ama hala çok korkuyordum.
-Şşşt sakin ol biraz. Ben onun adamı veya kötü birisi değilim. Bana güvenebilirsin, çünkü eğer kötü birisi olsaydım şuan seni ona teslim ederdim. Bak neler yaşadığını çok iyi biliyorum ama benden korkma. O adamı bitirebilecek ve seni ondan kurtarabilecek tek adam benim. Öyle de yapacağım zaten. Onu bitirip seni kurtaracağım. Ama biraz daha vakit var. Bak sana çok çektirecek eğer ona sürekli baş kaldırırsan. Ona boyun eğme ama onu çok fazla kızdırıpta kendi canını yakma. Biraz dayan sadece Efruz. Ben geleceğim. Sana çektirecek ama dayan. Tüm acılara dayan. Ben geleceğim.
Dedi yabancı ve beni bırakıp hemen gitti yanımdan. Ben ise şok üstüne şok yaşıyordum. Yeniden koşmak istiyordum ama ayaklarım uyuşmuştu. Sesi hiçte tanıdık gelmiyordu ama huzur ve güven vericiydi. Keşke bu gelen Atahan olsaydı.
Arkamda adım sesleri duyunca koşmak istedim ama sadece iki adım atmıştım ki bir el saçımdan tutup beni geriye çekti. Çığlık atıp geriye savrulurken bunun kim olduğunu tahmin etmek pekte zor değildi.
-Sana kendin gelirsen birşey yapmam ama eğer ben yakalarsam kötü olur demiştim değil mi?
Emrenin sinirli ve mekanik sesini duyunca korkum iyice arttı. Tir tir titriyordum ama soğuktan değildi. Korkudan...
-E emre bak-
-Kes sesini
demesi ve tokat atması ile yere düştüm. Bedenim de artık taşımıyordu beni zaten. Kolumdan tutulup sürüklenmem beş saniyeyi bulmamıştı. Gerçekten sürüklüyordu Emre beni. Ama sadece içim acıyordu. Babam yüzünden canım acıyordu. Beni yaban ellere acımasızca verdiği için canım, kalbim acıyordu.
Bütün yolu sürüklenerek gelmiştim. Yağmur hala devam ediyordu. Emre ise sıkıca tuttuğu kolumu tutarak hızla yürüyordu. Ben ise ona sarsak adımlarla yetişmeye çalışıyordum ama sürükleniyordum. En sonda o evin önüne gelince birkez bana baktığını gördüm. Sonra beni daha önce görmediğim evin yanındaki küçük depo gibi bir yere soktu.
İçeri çok karanlıktı. Ama biz içeri girince hafif yanan ampulu görünce Emrenin sinirli halini daha iyi gördüm. Beni küçük bir odaya sokup yere fırlattı. Yere sertçe düştüm ama bedenim artık uyuşmuştu.
-Şimdi ben sana ne yapayım ha?
Başımı zor kaldırıp önüme düşen saçlarımın arasından ona bakınca merhamet kırıntısı olmayan, öfke ve soğuk bakan gözlerini gördüm. O an kalbim tekrar duracak gibi oldu. O öfke insanı küle bile çevirirdi.
Bana soruyordu bana ne yapacağını. Ama ben de bilmiyorum bu öfkeyle neler neler yapabilirdi bana.
Kolumdan tutup ona bakmamı sağladı. Dişlerini sıktığını seslerinden ve çenesinin kasılmasından anlayabiliyordum
-Niye kaçtın? Ha niye kaçtın? Daha doğrusu niye kaçmaya çalıştın? Sence ben senin gitmene izin verir miyim?
Sence ben seni salar mıyım?-Emre ben s sadece hava almak istemiştim.
-Daha kolay bi yalan bulamadın mı kendine? Hava almak için çıkmışmış! Sen kimi kandırıyosun kızım? Senin karşında salak mı var?
Öfkesi giderek daha da artıyordu.
Ben ise çaresizlikle dolup taşıyordum.
Kolumda tuttuğu yer çoktan morarmıştı belkide.Ben bakışlarımı yere çevirirken Emre de sol elimin işaret ve orta parmaklarımı tuttu. Ben ne yapacak diye bakarken bir anda kemik sesiyle irkildim.
Evet parmaklarımı kırmıştı bu merhametsiz canavar.
Parmaklarımın kemik sesi tüm odada yankılanıp tekrar kulaklarıma geldi. Çığlık attım hemde ses tellerimin tekbir tanesi kalmayacasına ama o kemik sesleri hala kulağımdaydı .Emre parmaklarımı bırakınca iki parmağım cansız bir şekilde sarkıyordu. Bu görüntü beni tekrar çalkaladı.
Parmaklarımın sızısı insanı deli edip çıldırtı.-1 hafta burada kalıyorsun! Aklın başına gelene kadar böyle burada bu parmaklarla kal! Belki akıllanırsın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONUN BAŞLANGICI
Fiksi RemajaÖfkesi giderek daha da artıyordu. Ben ise çaresizlikle dolup taşıyordum. Kolumda tuttuğu yer çoktan morarmıştı belkide. Ben bakışlarımı yere çevirirken Emre de sol elimin işaret ve orta parmaklarımı tuttu. Ben ne yapacak diye bakarken bir anda kemi...