"Üzgünüm, çok üzgünüm. Tamamen benim hatam. Daha dikkatli olmalıydım. Sana zarar verebilecekleri aklımın ucundan bile geçmedi. Bir şeyin olmadığına eminsin değil mi?"
Kollarının arasındaki Chaerin'in başına çenesini yasladı. Hızlıca soluyan kıza, aynı şekilde, bir o kadar hızlı sıralamıştı kelimelerini. İki yana saldığı kollarını, gücünü toparladı ve oğlanın beline doladı. Sakince konuşmaya çalıştı. O sakin olmalıydı ki Jiyong saçma bir şey yapmasın. Sonuçta değer verdiği bir arkadaşına zarar verilmesine göz yummazdı kimse, değil mi?
"A-abartıyorsun. Bir şeyim yok. Ufak bir olaydı işte. Her neyse. Unutalım."
Unutalım mı? Bunu her ikisi de yapamayacağını biliyordu. Chaerin ölümle burun buruna gelmiş, onu o hâlde gören Jiyong'ın ise aynı şeyleri hissettiğine emindi. Ellerini kısa olanın omzuna koydu ve hafifçe geri çekildi. Çenesinden tutup başını kaldırdı, göz teması kurmalarını sağladı.Gözlerindeki endişeyi hâlâ sezebiliyordu.
"Bu şekilde beklemek işe yaramaz."
Gözlerini kaçırdı kısa olan. O'nun hissedebileceğini biliyordu. Birbirlerini iyi tanıyorlardı, çok iyi..
"Eve dönsem iyi olacak."
Tek nefesle, bir çırpıda konuştu. Sesiniz titremesine engel oldu. Jiyong'ın onu yalnız bırakmayacağını, beraber gitmeyi teklif edeceğini biliyordu. Tahminince bu duruma karşı çıkmayacaktı.
"Sana eşlik etmeme izin ver."
Gülümsedi ve başıyla onayladı. Hâlsiz hissediyordu, fazlasıyla...
Nasıl olur da Jiyong'ın 'belalı'sı Chaerin'e bulaşabilirdi? Buna hakkı olduğunu sanmıyordu. Fakat olan olmuştu işte. Chaerin'e ne kadar değer verdiğini biliyor olmalıydılar. Yoksa neden ona çarpmaya teşebbüs etsinler ki...
"Sanırım sana çarpmak üzere olan kişiyi tanıyorum."
Jiyong oldukça kısık bir sesle söyledikten sonra tepkisini ölçmek için Chaerin'e baktı. Tepkisiz gözüküyordu. Elinde olmadan yutkundu.
"Onunla aramızda ne saçmalık geçerse geçsin çevremdekilere yansıtmayacağıma ve zarar görmemeleri için dikkatli olacağıma kendi kendime söz vermiştim. Ama... Bu... Nasıl oldu bilmiyorum."
Chaerin kafasını kaldırdı ve hafifçe kaşlarını kaldırdı.
"Bana zarar veremez ki. Ben bu tür işlere ilk defa bulaşmıyorum."
Uzun olan içten bir şekilde gülüp elini diğerinin beline yerleştirdi. Chaerin kalbinin hızlanmasının nedeninin bu harika gülümseme mi yoksa belinde hissettiği sıcacık eller mi olduğunu bilmiyordu.
"Tabii ki öyle, ben varken sana zarar veremezler ama..."
Jiyong bir süre duraksayıp elini belinden çekti. Ve cebine soktu.
Aralarındaki temas her zaman kısa süreli olmuştu. Chaerin, diğeri belinden ellerini çektiğinde boşlukta hissetmişti. Bir şey demeden bakışlarını yola çevirip derin bir nefes aldı.