13.Aralık.2003

61 7 6
                                    

Yatağı ısıtmak için bacaklarımı aşağı yukarı sağa sola hareket ettiryor babamı bekliyordum.
Bu zaman hiç geçmek bilmez miydi?

Nerde kalmıştı babam.
Yatağımdan kalktım. Kapının kolunu zor da olsa tuttum kendime çektim ve kapıyı araladım.

Uzun karanlık koridor...

Asla karanlığı sevmezdim. Hele bu uzun geçmek bilmiyen koridorun karanlığı içimi ürpertirdi. Çünkü gece ne zaman bu koridordan geçsem birinin beni kapıp parçalayıp yiyeceği izlenimine kapılırdım. Bu yüzden koridoru geçmek yerine koridorun başından babama fısıldadım.

"Babaa"

Ses gelmiyordu. Bense meraktan çatlamak üzereydim ama korkudan koridoruda geçemiyordum. Bir kez daha fısıldadım.

"Babaaaa"

Ses yoktu. Tek çare vardı eylül.

Koş!.

Sanırım yaklaşık 5saniyede uzun koridoru geçip mutfağa geçmeyi başarmıştım.

Babamsa tencereyi önüne almış makarnayı yiyiyordu. Beni görünce güldü.

"Sana bir şey oldu zannetim" dedim

"hani kahramanlara bir şey olmazdı artık beni kahramanın olarak görmüyor musun ,eylül?"

Sen hep benim kahramanım kalıcaksın baba.

"kahramanlarında bazen yardıma ihtiyacı olabilir diye düşünmüştüm" dedim.

"öyle mi küçük hanım"

Dedi imalı bir sesle gözleriyle beni süzerken. Utanmıştım gözlerimi yere kayırdım parmak ucunda durup boyumu biraz daha uzattım.

"Aç mısın?"

"Hayır".

Babam tencerenin kapağını kapattı ve tencereyi dolaba koydu. Beni kucağına aldı.

"Kilo mu aldın sen eylül kollarımı hissedemiyorum kızım"

Bilerek yapıyordu gıcık. Bense ona karşılık vermeyip sadece küçük bir kıkırdama sesi çıkarttım. Uzun koridoru yavaşça geçiyorduk.

Sağ tarafta banyo vardı kapısının kapalı olmasına rağmen bana gece yalnız başına banyoya girmek çok korkutucu gelirdi. Şimdi ise banyonun buzlu camlarının arkasında görüşüm bu karanlıkta net olmasada bornozları görebiliyordum. Sanki ağızlarını açmış Harry Potter'da olan ruh emicilere benziyordu.

Bir sonraki kapı banyonun biraz ilersinde sol taraftaydı. Bu annemle babamın odasıydı.

Annemin şuan uyuyor olması gerekirdi. Ama o yatakta oturmuş pencereden bakıyordu babam yatak odadının kapısında geçince biraz daha hızlandı. Beni odama götürdü. Yatağıma yatırdı. Alnımdan öptü.

"Bu gece hikaye yok mu?"

Dedim. Üzgün ama umutlu bir sesle.

"Üzgünüm, prenses"

derken gerçekten üzgün olduğunu hissettim ve tekrar cesaret edemedim ısrar etmeye. Ve babam yorganımı üstüme örtü, odadan çıktı. Sadece bir kaç dakika geçti.

Annem, annemin sessi bütün evi inletiyordu. Bağırıyordu.
Yataktan kalktım. Odamın kapısını araladım onlara dinlemeye çalışıyordum. Babamın sessi gelmiyordu.

"Nasıl yaparsın, nasıl, eylülden utan beni nasıl aldatırsın?"

İnanamıyordum. Gerçek olamayacak kadar komikti bu söylenilen. Babam, babam bize böyle bir şey yapmazdı yapamazdı.

"Niye konuşmuyorsun, niye yalanlamıyorsun engin? Yoksa doğru mu hissediyorum"

"Biliyordum, zaten eskisi gibi dokunmuyorsun bana. Bittik mi biz? Hayallerimiz? Ya eylül "

Dayanamadım uzun koridoru geçmem gerekiyordu. Umrumda değildi karanlık.

Yatak odasına doğru koştum kapı aralıktı aralıktan izlemeye başladım. Annem pencereye saati fırlattı pencere çatladı. Sonra babama vurmaya çalıştı. Babam hala sakindi nasıl böyle olabiliyordu. Annem babamın göğüsüne onlarca yumruk vuruyordu. Babam en sonunda onu kollarına aldı.

"Geçicek, geçicek hayatım ben burdayım. Seni de Eylülümüzü asla bırakmayacağım"

"İlaçlarını almayı unuttun mu yoksa?. Sadece kötü bir rüya gördün artık uyuyalım tamam mı?"

Annem sakinleşmişti ama hala gözlerinden yaşlar akıyordu ne olduğunu anlayamıyordum. Birden benimde gözlerim doldu. Hayır Üzüntüden değildi bu göz yaşlarım. Anneme olan acımamdan.

Yarın her şey güzel olacaktı. Öyle olmalıydı. zannediyordum.

Annem her salı yaptığı gibi yine yumurta pişirecekti. Ailenin tek çocuğu olduğum içinde bakkal kemal amcadan ekmek almak için yine akşama kadar zor ısıttığım güzel yatağımdan söylenerek kalkacaktım. Kahvaltıya geldiğimde babam her zaman ki baş köşesinde oturacak bana sütümü zorla içirmeye çalışacaktı.

Bu gün farklı bir gün. Bu gün benim hiçliğimde kayboluş günüm. Bu gün artık bir daha kimseye güvenemiyeceğim, sevebilme,sevilebilme ihtimallerinin aklımdan silineceği gün. Aylarca kimseyle konuşmayacağım, hisslerimin köreltildiği gün bu gün.

Bu gün

Babamın ölüm yıl dönümüdür.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 24, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Depresif ve şizofrenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin