5. Sahne- Eksiklik

8 3 0
                                    

Olcay Girişken güncesinden;

"Yaşarken gelmez idin, öldüm de yasa mı geldin?"

İşte böyle yazıyordu annemin mezarının başında. Ben yazdırmıştım. Her gelmemde gerçeğin yüzüme daha çok fazla tokat atması için. Bir insan kendi yazdırdığı yazıya ağlar mıydı?

Ama Erkekler ağlamazdı dimi baba?

Erkeklere ağlamamak öğretilirdi ama bana ne öğretilen birşey vardı, nede öğretecek bir kişi.

"Belki de tüm sinirim bundandır. Belki de tüm sinirim Hayatadır.. Hayatın beni yalnız bırakmasındadır. hayat benden sevdiklerimi almaya devam ettikçe bende onun içindekilere hayatı zindan edicem anne"

Tüm sinirim belki de gene bundandı, Tektim ben. Bu saçma bedene saçma şartlar altında gelmiştim. Hayat bana birşey öğretmemişti ki. Zaten artık öğretsede elimin tersi ile iticektim.

Ben Olcay, adımı kahveci bi abi koydu.
Aslında oda koymadı, ben koydum.

Kahvecinin Ölen oğlunun ismi Olcay'mış.
Bende öldüm ya zaten, 'ismim Olcay olsun' dedim kendi kendime..

O Olcay, toprakta ölüydü.
Ben Olcay da, burda ölü.

"Ama bir yerlerde kurtulmayı bekleyen vardır belki anne. Benimde kurtulmayı beklediğim gibi..oğlun kurtarılmayı bekliyor anne."

Belki, biri ile en dipteyken en yükseye çıkarız annecim..

Olcay Girişken;

Ala Defne Yiğit'in Anlatımından;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ala Defne Yiğit'in Anlatımından;

İki kent arasındayım. Biri bilmiyor beni, öteki ise tanımıyor. Ait olmamak da tam olarak burda başlıyor.

İstemeden varım ve istemeden öleceğim. Olduğum şeyle olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum..bir eksikliğim.

"Hilal!" Dedim bağırarak. Yerdeki yarı canlı yarı cansız bedenine bakarken.

Hızlı nefesler alıyordu. Kafası dizlerimdeydi ve Ağzından kanlar akıyordu. "Hilal.." dedim tekrardan ağlayarak. Onu kaybedersen ailem gidiyordu.

"Biriniz bişey yapsın. Lütfen biriniz bişey yapsın. Ölemez" diyerek bağırıyordum.

Olcay başımızda şişmiş gözlerle Hilal'e bakıyordu. Deniz tam yanımdaydı ve Hilal'in Nefes alış verişini kontrol ediyordu.. Ceyda Hilal'in karnından fışkıran kanı engellemek için evde bez arıyordu. Bende bezlerin nerde olduğunu bilmiyordum.

"S..suni te..nnefüs.." dedi Hilal ağzından hafif hafif kanlar akarken. Ne yaoacağımı şaşırmıştım ve ellerim tireyerek göğsüne hızlıcana vurmaua başlamıştım.

ZİNCİR'DEN SARMAŞIKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin